English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Cayo

Cayo tradutor Turco

688 parallel translation
Vakulinchuk cayo al mar!
Vakulinchuk denize düşecek!
El, quien fue el primero que llamo al levantamiento cayo en manos de un sanguinario.
O isyan için ayaklanan ilk kişiydi, bir kasabın eline düştü.
La noche cayo, una noche cargad de ansiedad.
Gece korku ve endişe içinde geçti.
Ios maestros del rescate de Cayo Hueso... están alerta junto a la vía vital de los EE. UU.
Key West'in kurtarma uzmanları Amerika'nın denizlerdeki geleceğine bekçilik ediyorlar.
El futuro de los EE. UU. En el mar se defiende... junto a los arrecifes de Cayo Hueso.
Amerika'nın denizlerdeki geleceği, Key West'in kükreyen yalçın kayalıklarında uzanıyor.
Está en el Cayo Sambo, bien clavado.
- Sanbow Key'de. Sürükleniyor! - Hangi gemi!
¡ Justo frente al Cayo Sambo!
- İleride! Sanbow Key'de!
En los diez años que llevo en Cayo Hueso como capitán de Claiborne...
10 yıldır Key West'te Claiborne için yelken açıyorum.
Esta es mi sobrina Loxi, de Cayo Hueso.
Bu benim Key West'ten yeğenim.
Charleston debe parecerte diferente con la vida loca de Cayo Hueso.
Key West'teki vahşi hayatın ardından Charleston çok farklı görünüyor olmalı.
- En Cayo Hueso.
- Key West'te.
La Srta. Claiborne cantará una de esas dulces baladas de Cayo Hueso.
Bayan Claiborne Key West'in çok hoş şarkılarından birini söyleyecek.
¡ Quizás una brisa de Cayo Hueso sea refrescante... para todos!
Belki Key West'ten bir soluk canlandırıcı olur. Hepimiz için.
Toda mi vida es Cayo Hueso.
Benim tüm hayatım Key West. Burası benim için başka bir dünya.
El Comodoro se alteró por lo de Cayo Hueso, tuve que sangrarlo.
O enkaz amirali öyle rahatsız etti ki hava vermek zorunda kaldım.
Tal vez debería quitar los piratas que hunden barcos en Cayo Hueso... que se pasean por los arrecifes como un cardumen de ballenas asesinas.
Belki de birer katil balina gibi pusu kuran Key West'in enkaz korsanlarından kurtulmalısınız.
Ormsby, ordene al Capitán Stuart que proceda a Cayo Hueso de inmediato... como segundo en el Pelican.
Kaptan Stuart'a hemen Key West'e gitmesini emredin. Pelican'ın kaptanı olarak.
Jamás saldrá vivo de Cayo Hueso.
Key west'ten asla canlı çıkamazsın! Ama mecburum!
Saldremos en una hora hacia Cayo Hueso.
- Bir saat sonra Key West'e yelken açıyoruz.
- ¿ Con esa salvaje de Cayo Hueso?
- Key West'ten gelen o vahşiyle mi?
Entiendo que prefieres la actitud dura de los piratas de Cayo Hueso.
Key West korsanlarının kaba tarzını tercih ettiğini görüyorum.
- Iré a Cayo Hueso en otro barco.
- Başka bir gemiyle geleceğim!
De un abogado a otro, permítame darle la bienvenida a Cayo Hueso.
Bir avukat olarak Key West'e hoş geldiniz.
- Dejamos Cayo Sand a 7 km.
- 15 mil kadar uzaklaştık.
¡ La carta se cayo de la corona que trajiste!
Mektup senin çelengindeydi.
- Queen Conch, Cayo Oeste, florida.
- Queen Conch, Key West, Florida.
Sí, recuerdo en Cayo Oeste cuando...
Evet, Key West'i hatırlasana, hani...
Estaba diciendo, Cayo Oeste, un cuatro de julio, hace tres años, a Ias 8 : 00. Lo recuerdo.
Diyordum ki 4 Temmuzda Key West'te... üç yıl önce saat sekizde...
En el transcurso de una cacería se cayo del caballo,
Etherington bir gün avlanırken atının üstünden düştü.
Se me cayo mi medalla.
Madalyamı düşürdün. Madalyam düştü.
Un dia se cayo de la Alcaldia y se fracturo la pierna.
Newyork City Hall'den düşüp bacağını kırıncaya kadar, işinde iyilerden birisiydi,
La mayor de esas islas de coral es Cayo Largo.
Bu uzak mercan adaların en büyüğü Key Largo'dur.
Y éste es Cayo Largo.
Eve, Key Largo'ya.
¡ Con este calor! ¿ Por qué eligieron Cayo Largo?
Neden Key Largo'ya gelmeye karar vermişler?
Vienen desde Cayo Matecumbe.
Bize ta Matecumbe Key'den geliyor.
El viento levantó una ola inmensa que se estrelló en Cayo Matecumbe.
Rüzgarın yarattığı dev bir dalga Matecumbe Key üzerine boşandı.
¿ Cuánto falta para Cayo Oeste?
Key West ne kadar uzaklıkta?
Estoy a 20 Km. Del puerto de Cayo Boot. Voy hacia allí.
Boot Key limanından 20 km uzaktayım, girmek üzereyim.
Nuestro acto parecerá demasiado sanguinario, Cayo Casio... cortarle la cabeza y las extremidades... como la ira en la muerte y la envidia más allá.
Girişimimizi fazla kanlı görebilirler Caius Cassius,.. ... başla birlikte kolu bacağı da kesersek öldürünce kan sarhoşluğuna tutulanlar gibi.
Seremos sacrificadores, pero no asesinos, Cayo.
Kurban kesmekle kalalım, kasap olmayalım Caius.
A Cayo Ligario no le agrada César. Lo regañó por hablar bien de Pompeyo.
Caius Ligarius da pek kızgın Sezar'a, Pompeius'u övdü diye hırpalamıştı onu.
Cayo Ligario, de quien hablaba Metelo.
Caius Ligarius, Metellus'un bahsettiği.
Valiente Cayo, qué momento has elegido para ponerte un pañuelo.
Aman yiğit Caius, tam zamanını bulmuşsun böyle sarınıp sarmalanmanın.
Cayo Ligario, César nunca ha sido tu enemigo... tanto como la fiebre que te hizo adelgazar.
Caius Ligarius, Sezar hiçbir zaman düşman olmadı sana seni böyle kurutan zehirli sıtma kadar.
Has ofendido a Cayo Ligario.
Caius Ligarius sana kırgın.
Después, Cayo Casio, la tuya.
Sonra senin Caius Cassius, uzat elini.
- Perdóname, Cayo Casio.
- Bağışla beni Caius Cassius.
Jonatán, éste es... cayo marcelo. ¿ cómo estás, jonatán?
Yonatan, bu... Caius Marcellus. Nasılsın, Yonatan?
Phil se cayo por las escaleras!
Phil merdivenlerden düştü, felaket bir durum diyorum.
Bienvenida sea la señora Claudia María... antigua esposa de Lucio Cayo Mario... cuya reciente ejecución nos afectó profundamente a todos.
Hoş geldiniz Lady Claudia Maria... geçenlerde idam edilmesi hepimizi derin üzüntüye boğan... Lucius Caius Marius'un eski eşi.
¡ Desde Cayo Hueso! Ahí está la casa de la Sra. Mottram.
İşte Batyan Mottram'ın evi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]