English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Cheque

Cheque tradutor Turco

6,783 parallel translation
Solo debo transferirlos de nuestra cuenta principal a la SRL y hacerte un cheque de caja.
Parayı ana hesabımızdan limitet şirket hesabına aktaracağız sana çek yazdık.
Arrestado tres veces... falsificación de cheque, allanamiento, y mi favorita... robo de media tonelada de tubería de cobre... de la obra en la casa de un amigo.
Üç kez tutuklanmışsınız çek sahtekârlığı, haneye tecavüz ve kişisel favorim bir huzurevinin inşaat sahasından yarım ton bakır boru yürütme.
Salvo que estarás arruinado, sin ni siquiera un cheque del gobierno para pagar el alquiler.
Parasız kalman dışında kiranı ödeyecek bir Devlet Çeki bile yok.
¿ Quieres un cheque?
Bir çek ister misin?
Un cheque no va a funcionar porque estoy sobregirado.
Çek işe yaramaz, çünkü limitimi aştım.
¿ Ha dejado tu madre un cheque?
Annen bir çek bıraktı mı?
Comprar fruta. Ir al banco y depositar el cheque. "
Bankaya gidip çeki yatır. "
Voy a recibir un bonito gran cheque cada mes mientras disfruto de la vida en Daytona con Delilah y su marido.
Delilah ve kocasıyla Daytona'da yaşarken her ayın sonunda bol sıfırlı bir çek alacağım.
Por lo visto han vuelto a recharzar el cheque de la hipoteca.
Şu sizin ipotek çekiniz yine karşılıksız çıktı.
Escuchó toda su historia sobre los permisos de edificación y las serpientes. Y no sé cómo lo logró, pero les juro por Dios que, al final de esa charla, ella le hizo un cheque por $ 30.
İnşaat ruhsatları, yılanlarla ilgili her şey ve bunu nasıl başardı bilmiyorum ama yemin ederim ki konuşmanın sonunda ona 30 dolarlık çek yazdı.
No es firmar un cheque lo que me fastidia.
Canımı sıkan şey çek yazmak değil.
Este es el cheque de caja Knickerbocker por la cantidad completa.
Tüm meblağ için Knickerbocker tarafından düzenlenmiş ödeme emrinizi buyrun.
Quería entregar el cheque personalmente, Christine.
Çeki bizzat iletmek istedim, Christine.
¿ Deberíamos escribir una cheque a la Fundación Jeff?
Aynen. Jeff'e Yardım Vakfına bir çek yazalım mı?
Un cheque pequeño.
Küçük çekler.
Te haré un cheque que ahogará a un maldito rebaño.
Size içinde boğulacağınız çok sağlam bir çek yazacağım.
Digamos, que nuestro tesorero de la campaña me dice que ese cheque del que hablamos no ha llegado todavía.
Laf arasında, kampanya servetimiz konuştuğumuz çekin bize hala ulaşmadığını söylüyor.
A una parte de ella le gustaba tener un cheque seguro cada 15 días.
Bir tarafı da her 15 günde bir gelen maaşı sevdi.
La abuela Bettie rompió el cheque de Fancie's.
Büyükanne Bettie Fancie's çekini yırttı.
Sí, voy a escribir un cheque.
- Evet. Bir çek yazacağım.
Todo lo que sé es que una vez al año recibo un cheque de un casino de...
Her yıl Connecticut'daki bir kumarhaneden bir kart geliyor..
Mi cheque me llega de todas maneras.
Maaşım her türlü yatıyor sonuçta.
El cheque de la matricula de Junior está en la puerta.
Junior'un okul ücretini kapıya bıraktım.
Le enviaré un cheque el lunes.
Pazartesi günü çeki gönderirim.
Tendré el dinero en cuanto Liberty Mutual me pague el cheque.
Liberty Mutual çeki bozdurduğunda parayı alacağım.
¿ A quién le entrego el cheque?
Çeki kime vermem gerekiyor?
Y por fin, aquí está el cheque por la venta total de Rent-A-Swag.
Ve sonunda işte bütün Rent-A-Swag'ın satışı için aldığınız çek.
Este cheque está a nombre de Lenny, que es una errata de Larry, que, a su vez, ni siquiera es mi nombre.
Bu çek Lenny diye birine yazılmış. Sanırım Larry yazmak isterken olmuş. Ki aslında gerçek adım bile değil.
La última vez que me fijé, tu nuevo trabajo venía con todos esos ceros en el cheque que mi marido escribió.
Son baktığımda, yeni işini kocamın yazdığı o sıfırlar sayesinde almıştın.
La última vez que miré, tu nuevo trabajo venía con todos esos ceros en ese cheque que extendió mi marido.
Son baktığımda, yeni işini kocamın yazdığı o sıfırlar sayesinde almıştın.
Es un poco rarito. A lo que me refiero es a que le digas a Flo que a partir de ahora, tiene que pagar con cheque, como todo el mundo.
- Flo'ya de ki, şu andan itibaren onun da herkes gibi çekle ödeme yapması lazım.
Dijo que te las arreglaste para convencerle de escribir un cheque por 50 dólares para el Profeta Enmascarado.
Onu The Veiled Prophet için 50 dolarlık bir çek yazmaya ikna ettiğini anlattı.
El cheque de Peter Gregory. ¿ Y?
- Peter Gregory'nin çeki, ne olmuş?
No puedo ir a la oficina de Peter Gregory con un nombre nuevo y pedirle que me extienda otro cheque.
Peter Gregory'nin ofisine yeni bir isimle gidip bana yeni bir çek yazmasını isteyemem.
Así que ella decidió conseguir una hipoteca inversa por su casa y me hizo un cheque.
Bu yüzden evini ters ipotek yaptırıp bana bir çek verdi.
Así que ahora tengo que inventar otro nombre, decírselo a Peter Gregory y pedirle otro cheque, nos retirará el financiamiento, Gavin Belson nos aplastará y estaremos arruinados, porque no tengo idea de qué estoy haciendo.
Bu yüzden yeni bir isim bulmalı, Peter Gregory'e götürüp yeni çek istemeliyim. O da sermayesini çekecek, Gavin Belson da bizi ezecek ve ne yaptığımı bilmediğim için biz de mahvolacağız.
Un cheque roto por 1.000 dólares.
- Şuna bak. 1.000 $'lık bir çek yırtılmış.
- Incluso luchando por sobrevivir, le dio a Colin un cheque por 1.000 dólares.
- Debelenme olsa bile Colin'e 1000 $'lık çek kesmişsin. - Evet.
Si eso es cierto, ¿ por qué Colin rompió su cheque?
Eğer bunların hepsi doğruysa neden Colin çeki yırttı?
Sí, pero tal y como vivía no estaba recibiendo los royalties. A menos que ese cheque de BoarHog Records...
Evet, ama yaşadığı yerden telif almıyordu.
Es parte de mi cheque de pago que todavía no me llego, pero valiste la pena.
Henüz almadığım maaşım kadardı ama sen buna değersin.
Tenemos que entregar el cheque.
Çeki bile biz verdik.
No, ¿ no recibió el cheque?
Hayır, çeki almadın mı?
¡ Cheque!
Çek!
Tus tías vecinas me dieron el cheque.
Komşu teyzelerin çeki verdiler.
Tío, le di el cheque. Recibirá toda la suma.
Amca sana çeki geri verdim, hepsi orda.
- ¿ Haré un Curry del cheque?
- Çekle köri mi yapacağım?
No creo haber visto nunca tantos ceros en un cheque.
Daha önce bir çekte hiç bu kadar çok sıfır gördüğümü sanmıyorum.
¿ Cómo puedes no saberlo? Pagó con un cheque de caja cuando yo estaba ofreciendo una membresía de por vida.
Ömür boyu üyelik hizmeti sunduğumda banka çekiyle ödemişti.
¿ Rompió el cheque?
Çeki yırttı mı?
De todo el dinero que Colin le hizo ganar, usted le dio un cheque por 1.000 dólares.
Colin tüm paraları senin için kazandı sen ise ona bin dolarlık bir çek kestin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]