Translate.vc / Espanhol → Turco / Clara
Clara tradutor Turco
8,027 parallel translation
Fue un resultado esperado, aunque sorprendió a muchos... que hubiera una victoria tan clara para el "Sí".
Kabul edileceği tahmin edilse de evet oyunun oranı şaşırttı.
La Biblia es clara.
İncil'de açıkça belirtilmiştir.
Si intentabas dibujar una línea clara señalando mis debilidades... tuviste éxito.
Eğer hastalığımı işaret ederek beni uzak tutmaya çalışıyorsan o zaman başarılı oldun.
Pero fui clara con usted sobre la persona que iba a tener cuando me pidió que aceptara este trabajo.
Bu işi yapmak isteyip istemediğim bana sorulduğunda sizinle beraber çalışacağım söylendiği için kafamda herşey çok netti.
Clara, estoy bajo ataque de cuatro flotas de batalla y pico. en caso de que pienses que estoy vagueando.
Tembellik ettiğimi düşünüyorsan eğer 4 savaş filosu tarafından saldırıya uğruyorum Clara.
Es lo mejor que podía hacer, Clara
Elimden ancak bu kadarı gelir Clara.
- Clara...
- Clara.
Clara... ¡ Clara, no!
Clara! Clara! Yapma!
¡ Clara!
Clara!
- ¿ Clara?
- Clara?
Oh, Clara Oswald... ¿ qué he hecho de ti?
Clara Oswald seni ne hale getirdim ben?
Clara, ¡ lo he encontrado!
Clara, buldum!
Tenemos que sacar esas cosas plateadas del traje espacial de Clara.
Clara'nın uzay kıyafetindeki gümüşsü şeyi çıkarmalıyız.
Estamos a dos días navegando de la Tardis. ¡ Vamos, Clara!
Tardis'ten iki günlük deniz yolu uzaktayız. Hadi Clara!
Dame una visión clara de esa matrícula.
O araç plakasının net görüntüsünü bul bana.
Durante el ultimo año, una cosa ha quedado clara :
Geçirdiğimiz son bir senede, şu konu açıklığa kavuştu.
Ya has dejado bien clara tu postura.
Tarafını gayet açık belli ettin ama anlaşılan ben belli edememişim.
Seré clara contigo, Abby...
Açıkça konuşuyorum Abby.
Estamos en el mundo correcto, y la visión es muy clara.
Dünya buradan gayet düz görünüyor. Manzara da çok açık.
Una muy clara.
Apaçık tehditti.
Clara, es tu turno.
Clara sıra sende.
Por qué la pobre clara y la Dra. Gover están tan asustadas de este hombre desarmado?
Neden zavallı Clara ve Doktor Glover silahsız bir adamdan bu kadar korkuyorlar?
Las víctimas son Donna Kingman y sus dos hijos Jenna y Lance y la madre de Donna, Clara.
Kurbanlar Donna Kingman, çocuklarından Jenna ve Lance... -... ve Donna'nın annesi Clara.
Jenna, Lance y Clara tenían disparos en la cabeza pero a Donna la estrangularon.
Jenna, Lance ve Clara başlarından vurulmuş ama Donna boğulmuş.
Frank, Donna, Clara y Jenna.
Frank, Donna, Clara ve Jenna.
Bueno, su nombre es Clara Miller, 68 años. profesora jubilada.
Adı Clara Miller, 68 yaşında emekli öğretmen.
En el presente, estaba en el primer semestre en la universidad local. y Clara Miller, la mujer, era su profesora de instituto.
Ölmeden önce yerel bir yüksekokulda birinci dönemindeymiş ve kadın kurban Clara Miller eski lise öğretmeniymiş.
Era un chico en situación de alto riesgo, tenía problemas en casa, y Clara le ayudó. Le ayudó en el colegio.
Çok risk altında bir çocukmuş, evde sorun yaşıyormuş ve Clara lise boyunca ona yardım etmiş.
¿ Tienes una toma clara de Superchica?
Süperkız'ın temiz bir görüntüsünü mü buldun yoksa?
Bueno, teniendo en cuenta todo esto, mi tarea es difícil pero clara :
Tüm bunlar göz önüne alınınca görevim çok zor, ama açık.
No me interesa y seré muy clara contigo.
Hayır gitmedin. Sana karşı açık olayım.
Y la respuesta clara sentí
# Cevap sadeliği görmekti #
Nunca he tenido este problema con Clara.
Clara ile hiç bu sorunu yaşamamıştım.
Te acuerdas de Clara, ¿ no?
- Clara'yı hatırlıyorsun demek?
- ¿ Entonces qué pasa con Clara?
- Ne sorun yaşadın peki Clara ile?
¿ A cuántas Claras?
Kaç Clara'yı kaybettin?
Te he echado de menos, Clara Oswald.
Seni özledim Clara Oswald.
No, fue bastante clara.
Hayır, gayet açıktınız.
Necesitamos una clara visión sobre el estado neurológico pre y post operatorio de Jane antes de sacar alguna conclusión.
Karar vermeden Jane'in beyninin ameliyattan önceki ve sonraki durumuna bakalım.
No he conseguido una toma clara de la cara del conductor... pero basándome en la altura del vehículo, he determinado... que mide entre metro 75 o metro 80 y pesa unos 80 kilos.
Sürücünün yüzünü hala seçemiyorum ama aracın boyunu baz alıp inceleyince 170-175 santim boyunda ve 80 kilo olduğunu söyleyebilirim.
Abby no ha podido identificarle por el vídeo pero... ha podido conseguir una imagen clara de la matrícula. El coche no es del conductor.
Abby görüntülerden kimliğini belirleyemedi ama plakanın temiz bir görüntüsünü elde etti.
Dejaré una cosa perfectamente clara :
Bir konuyu açığa kavuşturmak istiyorum.
¿ Sabes qué? Déjame ser clara.
Açık olayım.
Tenemos pruebas contundentes de una clara amenaza.
Elimizde tehdit kanıtı var.
Quiero tener una idea clara de lo que sabe.
Neler bildiğinize dair bir fikir edinmeye ihtiyacım var.
Si esto es sobre Henry Talbot, deberías ser clara.
Konu Henry Talbot'sa haberin olsun...
Pensé en la cancelación, pero estoy tratando de mantener una actitud positiva y tener clara la energía.
İptal etmeyi düşündüm ama iyimserliğimi koruyup enerjiyi kirletmemeye çalışıyorum.
Clara indicación de traumatismo en la cabeza.
Başına darbe aldığı kesin.
Cuando era una niña, la delineación entre el bien y el mal era tan clara como la noche y el día. Pero mientras la vida se hace más complicada, la línea se vuelve borrosa, y aprendemos a justificar nuestras acciones cuando creemos que la hemos cruzado.
Ama hayat karmaşıklaştıkça bu hat silinir biz de bu çizgiyi geçtiğimizi sandığımızda davranışımızı haklı çıkartmak isteriz.
Bueno, Sr. Silva, es una clara señal de que las cosas están funcionando en la cadena alimenticia.
Bay Silva, bu beslenme zincirinin işlediğinin bir göstergesi.
Eso es poco clara de todo lo que tengo acceso.
William'ın isim listesine ev bilgisayarımdan ulaşabilirim.