English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Cliché

Cliché tradutor Turco

764 parallel translation
Un cliché muy usado.
Ne sıkıcı bir klişe.
No quería usar un cliché, sólo no sabia que opinar.
Kabalık etmek istememiştim. Sadece bu konuda ne söyleyeceğimi bilemedim.
Supongo que estaba usando un cliché porque no tengo nada mejor que ofrecerle.
Çok basmakalıp konuştum, daha iyisini bulamadım.
Esa teoría se ha convertido en un manido cliché freudiano.
O teori, sıkıcı, Frödyen bir klişe oldu.
En el cine americano hay un cliché horrible, pero usted lo utilizó en el guión.
Amerikan filmlerinde bir klişe vardır, ama senaryoda kullandınız.
En mi negocio, hay un centenar de frases cliché de consuelo para cualquier condición humana.
Bizim meslekte her türlü duruma uyan, çok çeşitli rahatlatıcı sözler vardır.
Es un lugar común, un cliché.
Sıradan, hep aynı şeyler.
Ahora podría sonar a cliché decir :
Şimdi belki kulağa klişe gelecek ama :
El cliché de la habitación cargada de humo.
Eski duman dolu oda deyişi.
Un cliché en hojaldre.
Ekmek kabuğunun içindeki sıradan bir şey.
Eso es un cliché.
Bunlar çok basma kalıp sözlerdi. Hadi ama lütfen. Bir kerecik.
Qué cliché más patético.
Tatlı olmak da ne? Sıkıcı bir klişe.
- Otro cliché.
- Bir klişe daha.
Demasiado cliché.
Çok sıradan.
Gachet, Guichet, Gaucher... no cachet, cliché.
Gachet, Gişe, Gaucher. Kaşe, klişe değil.
No use su cansador cliché. de intentar rescatarme justo en el último instante.
- Sakın ola ki, tam zamanında kurtarmaya gelme klişesini kullanayım demeyin.
Aunque el aspecto de envejecimiento falso... es un cliché.
Ama, bilirsin, çakma eskitme görüntüsü birazcık klişe kaçmış.
Fergus, pareces un cliché con patas...
- Tanrım Fergus Çok saçmalıyorsun.
Me convertí en un cliché.
Bir klişe haline geldim.
Pude resultar un cliché...
Benzetme yapılırsa eğer...
- No hagas un cliché.
- Bunu yapma. Klişeleştirme.
Piensa en el cliché y acertarás.
Her zaman klişeyi tahmin et, asla hayal kırıklığına uğramazsın.
Lloriquean y vomitan y difaman "este es un psicópata", "aquél es un aficionado al cliché". Y deja que encuentren alguien que no pueden clasificar y ése es "una persona sumamente excéntrica".
Sızlanmalar, iftiralar, dedikodular "Bu adam psikopat", "Bu adam çok basmakalıp" sokacak bir kategori bulamadıkları kişiler için de "Çok tuhaf biri" derler.
Pero no quiero ser como el viejo tonto que persigue jovencitas, convertirme en un cliché de la mediana edad, correteando como el bufón de Stanley Barrister.
Genç bir kıza asılan, yaşlı biri gibi görünmekten korkuyorum. Yürüyen bir orta yaş bunalımı abidesi ya da Stanley Barrister soytarısı gibi görünmek istemiyorum.
Olvide el cliché, pero no se saldrá con la suya.
Klişeleri unut, fakat bu işten kurtulamayacaksın.
Pero para usar un viejo cliché, me lo agradecerás.
Ama az sonra klişe bir hareket yapmak zorundayım. Bunun için bana sonra teşekkür edersin.
Ya sé que Praga es ahora un cliché, pero...
Biliyorum, Prag artık klişe ama..
Lo que quiero decir es... que es mentira y que es un cliché... que el artista tiene que ser inestable, desposeído.
Demek istediğim, sanatçının eksantrik olması ve yoksul bir hayat sürmesi gerektiği fikri bence bir palavra, bir klişe.
Un poco cliché, lo sé, pero...
Biraz basmakalıp, ama, ben...
Rehuso convertirme en un cliché misógino.
Kadın düşmanı bir klişeyle kendimi küçültmek istemem.
Creo que me he convertido en un cliché.
Yapma bunu, Mark.
Bueno, estoy buscando algo que sea familiar, Pero que no sea un cliché,
Tanıdık ama klişe olmayan bir şey arıyorum.
Eso es un "cliché", no diré que es amor.
Çok banal. Söylemeyeceğim aşık olduğumu.
Ese cliché sí es cierto.
Bu klişe doğru.
Supongo que es un cliché...
Muhtemelen hayır, ama öğrenmeye hazırız.
Ese es un cliché tan viejo.
Bu faydasız bir çırpınış!
Eso está patrocinando así, sin mencionar el cliché y lo inexacto.
Bu çok küçümseyici, yanlış ve ağıza alınmayacak bir klişe.
Sin caer en ese cliché de los 50's De esperar en el teléfono a que los tipos llamen :
50'li yıllardaki gibi, telefon başında erkeklerin bizi aramasını bekleyemeyiz.
Entonces Jimmy piensa que soy un total cliché
Yani Jimmy benim bir klişe olduğumu mu düşünüyordu?
Y admitiré que mi "¿ qué?" fue un poquito banal, poco colorido, un cliché.
... ve kabul etmeliyim ki "Ne" cevabı oldukça banal, klişe ve renksiz.
Usarán el cliché de la degradación de la mujer.
Muhtemelen "kadınların aşağılanması" klişesini kullanacaklar.
No voy a ser un cliché, así que gracias por tu ayuda, pero no gracias.
Bir klişe olmayacağım. Sadakan için teşekkürler, ama sağ ol, almayayım.
Sé que eso puede parecer un cliché, que parece una cosa ingenua, pero es la verdad.
Şimdi bunun klişe gibi geldiğini biliyorum, çok safça, ama gerçek.
Muy cliché.
Çok basmakalıp.
¡ Este es otro cliché masculino!
İşte başka bir erkek klişesi...
Otro cliché meloso. Creo que me voy a empalagar.
Başka bir gerçek ise, sanırım dişimin ağrımaya başlayacağı.
Esta mujer no es un cliché.
Bu kadın bir klişe değil.
Teal'c, el cliché es :
Teal'c, kalıp şudur :
¿ Dices que es un completo cliché?
Klişe mi demek istiyorsunuz?
Sabes, ese particular... cliche no..... funciona siempre.
Bilirsin, o belirli... kalıp her zaman..... işe yaramaz.
- No quiero ser un cliché.
- Bir klişe olmak istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]