Translate.vc / Espanhol → Turco / Confusion
Confusion tradutor Turco
61 parallel translation
Confusion normal.
Bildik karmaşa.
Es una confusion!
Karışık!
Es el costo de la confusion,
Bu sadece karışıklığın masrafı.
La confusion no solo estaba ahi, circulaba por todo el vecindario.
Leylek, yola çıkmakla kalmamış, mahallede turlamaya başlamıştı.
Creo que podria haber una confusion.
Sanırım sonuçlarınızı karıştırdım..
En toda la confusion perdimos a Tony, Baz y Dinger.
Bütün o karmaşada Tony, Baz ve Dinger'ı kaybetmiştik
Ha habido una confusion, éste es el suyo.
Çok özür dilerim. Bir hata oldu. Bu sizinki.
Creo que tienes una confusion de demonios, padre.
Sanırım Şeytanları karştırdın Peter.
La letra de Land of Confusion, por ejemplo.
"Land Of Confusion" un sözlerini ele alalım.
Despues la confusion!
Sonra tartışma olur!
Bien, Cassie, quiza hubo una confusion... pero el padre judas estuvo a cargo de esta iglesia... hasta que fallecio en 1981.
Pekala, Cassie belki de bir yanlış anlama var. Çünkü Peder Jude 1981 yılında ölene kadar kilisenin başındaydı.
Hay una confusion con lo de la semana pasada- -
Geçen hafta bir takım karışıklıklar oldu. Nasılsınız?
hay tal confusion a veces que simplemente te enfureces y haces cosas tontas y locas corriendo alrededor del huerto, robando naranjas sacando cocas del refri, cosas locas
Bütün bunları kimliğinize uydurmaya çalışıyorsunuz. Ama aslında, yani, bu iş çok karmaşık oluyor bazen. Bazen kafanızdaki engeli aşıp çılgın ve aptalca şeyler yapıyorsunuz.
Le dije mi problema y ella dijo... La confusion sexual es muy comun
Ona korkularımdan bahsettim ve o tam bir cinsel karışıklık ustası birşeydi
Confusion sexual?
Cinsel karışıklık mı?
eh, tranquilo con lo de confusion sexual
Demem o ki, cinsel karışıklık gezisi kolaydı, bebeğim.
Confusion sexual.
Cinsel karışıklık.
la oscuridad y la confusion.
O karanlığı, o kargaşayı.
- perdonen la confusion.
- Karışıklık için üzgünüm.
- siento la confusion.
- Akşamki karışıklık için özür dilerim.
Sugiero que determinemos nuestras posiciones primero... para evitar confusion entre los ciudadanos luego.
Bilirsin, sonradan yurttaşlar arasında tartışma çıkmaması için... bizim tarzımızı uygulamayı öneriyorum.
Sin Valdemar, habra gran confusion ahi.
Valdemar gittiğinden, kafaları oldukça karışık olacak.
Esto es una confusion!
Bu bir hata! Ben değilim!
CONFUSION.
~ KARIŞIKLIK ~ Çevirmen : Jesusthered
Disorder and confusion everywhere
* Her yerde düzensizlik ve kargaşa *
Ha habido una gran confusion.
Büyük bir hata yapıyorsun.
No esa confusion.
Hayır, o kadar da karmaşık değil.
* Disorder and confusion everywhere *
~ Her yerde düzensizlik ve kargaşa ~
Es solo una confusion.
Sadece işler biraz karışık.
Un oasis de calma en el desierto de mi confusion.
Kafa karışıklığımın çölünde beni yatıştıran bir vaha.
Detecto una pequeña confusion sobre nuestra situacion,
Durumumuzla ilgili bir karışıklık seziyorum.
Ahora escucha necesito que vayas a la gasolinera... diles que necesitas inflar las llantas pero en vez de eso inflas estos balones de volleyball entonces los avientas por encima de la pared de la carcel para crear caos y confusion.
Dinle, benzin istasyonuna gideceksin. Ordakilere lastiklerini şişireceğini söyle, ama aslında bu voleybol toplarını şişir. Sonra da bu topları bir hapisane duvarından içeri at ve böylece bir kaos ve şaşkınlık ortamı oluşsun.
Entre todos los empujones y la confusion de ayer nadie sabe quien empezó, eso es bueno.
Dünkü bütün olan biten kargaşayı kimin başlattığından emin değiller, bu iyi haberdi.
3 veces robo, agredí a alguien en una boda Y cierta confusion cuando utilize la identidad de alguien mas.
Üç kez dükkan soyma, düğünde birini yumruklama ve üçüncüde de başka birinin kimliğini kullanmakla ilgili bir karışıklık oldu.
CONFUSION
KARMAŞA
Esa confusion fue culpa suya.
Bu karışıklık senin suçun.
Vivia mi vida en la confusion desde mi ninez
Çocukluğum çok karmaşık geçti
Despues de la reunion usted sentia la vida si sea vivo en la confusion debemos vivir una vida como tu veera
Sonra seni tanıdım.Hayatın karmaşa ile yaşanmadığını öğrendim. Bizim Veera gibi yaşamamız gerekiyor.
las criaturas utilizan el campo magnético para la navegación y la confusion sería resultado de una distorsion temporaria del campo magnético
Kısaca geçen kuyruklu yıldız manyetik alanımızı etkiledi.
Bueno, hubiese despejado la confusion si hubiese sido mas frontal sobre ello.
En baştan biraz daha açık olsaydı bu kafa karışıklığına gerek kalmazdı.
Disorder and confusion everywhere.
Bölüm = - ( Final Sezonu )
* Hay una jungla ahí fuera * * Desorden y confusión por todas partes * * parece no preocuparle a nadie * * pues a mí, sí * * Eh, ¿ quién es el encargado?
* it's a jungle out there * * disorder and confusion everywhere * * no one seems to care * * well, I do * * hey, who's in charge here?
Disorder and confusion everywhere Desorden y confusión por todos lados.
* Her yerde düzensizlik ve kargaşa. *
El caos y la confusion de lo que sucedio aqui anoche aun no se ha esclarecido.
Dün gece burada yaşanan kaos ve karmaşaya neden olan şey gizemini hâlâ koruyor.
Los psiquiatras lo llaman "confusion de objetivos".
Psikiyatristler buna saptırma kodlaması diyor.
¶ Se añaden días tristes a la confusión ¶
# Sad days add to confusion
Después hay algunas pocas almas, como Tate, que ni saben que están muertas, que caminan entre los vivos como en una confusion de niños.
Bir de Tate gibi, öldüklerinden haberleri olmayan yaşayanların arasında bir çocuk misali şaşkın şaşkın dolaşan ruhlar var.
Con estos fundamentos de amor hay una solida confusion.
Sevginin temeli sağlam olursa kafa karıştırıcı oluyor.
Disorder and confusion everywhere.
Sezon 12.
A las hordas del terror...
The nebulae of confusion Dehşetler kümesi. The clusters of trepidation
Sr. Shepard. Lo siento mucho, Parece que hay una confusion.
Evet Bay Shephard, çok üzgünüm ama Sydney'den verdiğiniz kargoyla ilgili bir karışıklık olmuş.