Translate.vc / Espanhol → Turco / Cultural
Cultural tradutor Turco
1,183 parallel translation
Lo he llamado porque estoy buscando un colaborador para la página cultural del sábado, y me preguntaba, si usted...
Sizi aradım. Cumartesi kültür sayfası için katkıya ihtiyacım var. Acaba siz...
Dirige la página cultural del "Lisboa".
Lisbon gazetesinin kültür editörü.
¿ Le parece que la página cultural tiene algún interés en conmemorar su muerte?
Kültür sayfasında yeri olabilir mi?
Responsable de la página cultural del "Lisboa".
Lisbon kültür editörü.
- La página cultural aparecida hoy.
- Kültür sayfası... bugün basıldı.
Redacción de la página cultural del "Lisboa".
Lisbon'un kültür editörüyüm.
Mejor, hablemos de la página cultural.
Kültür sayfasını konuşalım.
¿ En la página cultural?
Kültür sayfası?
En este momento, estamos atravesando claramente por una crisis cultural.
Şu anda kültürel bir kriz yaşadığımız açık.
¿ Entonces hay una crisis cultural?
- Yani kültürel bir kriz var?
Señora, hablemos sobre el valor cultural de las cosas bellas... ¡ Más aguamiel, por aquí!
Hanımefendi, sizin gibi güzel kültürel şeylerin değerlerinden konuşalım biraz, ne dersiniz?
EL PELLIZCO NO ES NUESTRO PATRIMONIO CULTURAL
Çeviri : batigol-7
Los escritores están obsesionados con las interpretaciones humanas de las obras teatrales alienígenas, ignoran nuestra herencia cultural esperando...
Modern yazarlar, kendi eşsiz kültürel mirasımızı tamamen göz ardı ederek uzaylılara ait tiyatro eserlerinin insan yorumlarını yazmayı saplantı haline getirdiler...
Claro que no. Es un agregado cultural en Grecia.
Babası Yunanistan Büyükelçiliğinde kültür ataşesi.
Digo, es agregado cultural.
Yani, bir kültür ataşesi.
El hijo de un agregado cultural, una especie de diplomático... que no nos menosprecia por lo del Senador Jackson... que con gusto se une a nuestra familia.
Bir kültür ataşesinin oğlu, bir tür diplomat, gerçekten... Senatör Jackson olayı nedeniyle bizi küçük görmeyen,... ailemize katılmak isteyen biri.
Y ella le dijo que tú... eras el agregado cultural en Grecia y que Albert es ama de casa.
Barbara babasına senin... Yunanistan'da kültür ataşesi, Albert'ın da ev kadını olduğunu söylemiş.
Obviamente no eres un'yo qué sé'cultural.
Hiç de kültür şeysine... ... her neyse, benzemiyorsun.
¿ No es un agregado cultural?
Kültür ataşesi değil mi?
Después de la Revolución Cultural la mayoría de los chinos más avanzados fueron a occidente.
Devrim'den sonra çoğu Çinli aydın Batı'ya göç etti.
Me recordaba a mí mismo que cada gran figura cultural que tenemos lo había sido a través de Alemania y sólo entonces había conseguido una grandeza internacional.
Sahip olduğumuz her kültürel değerin Almanya fikrinden ayrı tutulması gerektiğini düşündüm ki ancak o zaman uluslararası bir başarı elde edilebilsin.
Es cultural, en la línea de...
Kültürel bir yapım.
Damas y caballeros, debe haber un malentendido cultural.
İnsanlar... kültürel bir yanlış anlaşma söz konusu olabilir.
Les hablo con la esperanza... de que lo que ha pasado hoy en Nevada, haya sido un malentendido cultural.
Umuyorum ki... bugün Nevada çölünde olanlar... kültürel bir yanlış anlaşmadan kaynaklanıyordu.
Aún no puedo escribirlo, pero escucha. Quiero tomar mi idea de que enamorarse es una creación cultural y expandirla para incluir una participación biológica y su efecto sobre el individuo.
Aşk teorim erkek dünyasının bir kültürel yaratısı ve birey üstündeki biyolojik etkiyi de içeriyor.
Este es Alexander Golitsyn, un agregado cultural en la embajada de Praga.
Şu anda gördüğünüz adam Alexander Golitsyn, Prag'daki konsolosluğumuzda görevli bir ateşe.
Vivimos a 4 horas de la Meca cultural del planeta.
Bu yarım kürenin kültür merkezinden 4 saat uzaktayız.
He estado repasando la base de datos cultural.
Federasyon'un kültürel veri tabanını araştırdım.
Computadora, acceda a la base de datos cultural y cree músicos de la región del Caribe, en la Tierra.
Bilgisayar, kültürel veritabanına giriş yap ve bize bir müzik yap... Dünya Karayip bölgesinden.
Eso de esperar una "señal" es religioso o cultural?
Şu, telefondaki "işaret bekleme" meselesi dinsel bir mesele mi yoksa kültürel mi?
Dice que debo darle un certificado del patrimonio cultural... porque se ve que el baño turco está tutelado por Bellas Artes o algo así.
Şimdi de bana Kültür Bakanlığı'ndan bir ruhsata sahip olmam gerektiğini söylüyor. Çünkü Hamam tarihi eser kapsamındaymış. Neler döndüğünü çözemiyorum.
No creo que tenga que ver que era un concurso. Sólo indica mi origen cultural.
İşin garibi yarışmada hiçbir konu yoktu ; sadece benim kültürel kökenim gösteriliyordu.
Srta. Blair... un microscopio cultural... que se concentra en el inconsciente colectivo de la población de EE.UU. es identificar y definir... el arquetipo cultural de la mente estadounidense. las historias que quiero que Ud. busque.
"Inside View" in ne olduğunu size anlatayım, Bayan Blair... o bir mikroskoptur... Amerikan halkının bilinçaltına odaklanan kültürel bir mikroskop. Şimdi "Inside View" de ne yapabileceğimize bir bakalım, Katherine,
Yuelin, si interpretase mis propios deberes tan rígidamente, hubiera permitido a los Guardias Rojos asesinar a tu padre durante la Revolución Cultural.
Yuelin, eğer kendi görevlerime anlam yükleseydim babanın ezilmesine izin verirdim, Devrim boyunca.
Fue durante la Revolución Cultural ¿ no es así?
Devrim devam ediyordu, değil mi?
Había tres grandes imperios que dominaban el mundo cultural y militarmente. :
Dünyaya egemen olmuş üç büyük imparatorluk vardı hem kültürel hem de askeri bakımdan :
Y devolver una especie de nivel cultural y moral a nuestro modo de vida.
Ve bu ülkenin kültürel ve ahlaki değerlerini hayatımıza tekrar kazandırmaya çalışıyor.
Haces sacrificios, intentas ser una persona decente... intentas contribuir a algo significativo en la sociedad... y luego pierdes frente a una pandilla de capullos liberales de la élite cultural.
Fedakarlıklarda bulun, terbiyeli bir kimse olmaya çalış... topluma faydalı olacak şeyler yapmaya çalış... sonra da bir grup elit liberal sikiğe karşı seçimi kaybet.
Es un basurero cultural con metáforas inapropiadas y retratos irrealistas... -... creados por la elite liberal. - Concordamos.
Liberal medya patronlarının aldatmacalarıyla dolu olan, hayatın gerçeklerini yansıtmayan kültürel yozlaşmanın kaynağı bir cihaz.
Parte del complicado intercambio cultural.
Kültür değişim mevzuunun bir parçası.
También me ha dicho que mi guardabosques suena muy cultural, que mi irlandés suena más protestante que católico, ¡ y que mi enano era muy alto!
Bekçinin çok kültürlü İrlandalının Katolik'ten çok Protestan, cücenin de uzun boylu olduğunu söyledin.
¿ Recuerdas al agregado cultural de Karachi?
Karaçi'deki Kültür Ateşesi'ni hatırlıyor musun?
Hemos bajado programas de recreo de su base de datos cultural.
Aynı zamanda bilgisayarınızdan, çevresel ve edebi kültürel veri tabanınız indirildi.
Una diferencia cultural.
- Kültürel fark.
El Presidente coincide con Ud. Pidió que evaluemos el valor... científico y cultural de cada misión a partir de ahora.
Başkan sizinle aynı fikirde. Şu andan itibaren her görevin bilimsel ve kültürel değerlendirmesini de yapmamızı istedi.
Me sorprende que los reduzcas a un estereotipo cultural.
Seni, bu insanları kültürel bir klişe kalıbına indirmelisin diye uyardım.
¡ Estamos llevando a cabo un intercambio cultural!
Derdi ne bunun? Fikir alış verişi yapıyorduk.
¿ Fue económico fue social Fue cultural o fue, simplemente, naturaleza humana?
Olay ekonomik mi, sosyal mı, yoksa kültürel miydi? Yoksa insan doğası gereği miydi?
Algunos dirán que es un problema cultural.
Kimine göre sorun kültürel.
¿ Cerrar el club... para poder fingir que soy un agregado cultural... que ni sé qué es? ¿ Y Albert qué?
Ya Albert ne olacak?
Debe ser algo cultural.
Kültürlerine özgü bir şey olmalı.