Translate.vc / Espanhol → Turco / Dal
Dal tradutor Turco
7,371 parallel translation
Los Blutbaden son sólo una rama de un gran árbol genealógico.
Blutbadlar epey büyük bir aile ağacının tek bir dalı.
¿ Ibas a contarme alguna vez lo de tus demonios interiores? ¿ O iba a descubrirlo cuando cortases mi suministro de aire en un supuesto accidente de submarinismo en nuestra luna de miel?
İçindeki şeytanlardan bahsedecek miydin, ya da balayımızda sözde bir dalış kazası diyerek hava hortumumu kestiğinde mi öğrenecektim?
Alguna vez me olvidaré... perdida en una tarea luego recordaré.
Bazen işe güce dalıp unutuyorum sonra yine anımsıyorum.
Y el ganador del Globo de Oro a mejor comedia o musical es... mi amigo, BoJack Horseman, por su libro "Pony de un solo truco".
En iyi Komedi veya Müzikal dalında Altın Küre Tek Numara Bilen Midilli kitabıyla dostum BoJack Horseman'a gidiyor.
El propietario te hace hablar.
Sahibiyle konuşmaya dalıyorsun.
Estás a la deriva y lejos... más profundo.
Dalıyorsun uzaklara, derinlere...
- ¿ Tu mente está divagando otra vez?
- Yine dalıp gittin mi? - Ne?
¿ Una agente fue y la mató?
Bir ajan içeri dalıp onu öldürmüş müydü?
Metiéndose él primero en la boca del lobo.
Düşünmeksizin tehlikeye dalıyor.
Bueno, quizás cuando todo esto haya terminado... pueda invitarle una copa... como ofrenda de paz.
Tüm bunlar bittiği zaman sana bir içki ısmarlarım zeytin dalı olarak.
- De Criminología.
- Kriminoloji ana dalı.
¿ Hay premios por adornar arbolitos?
Ağaç budama dalında ödül veriyorlar mı?
Bloqueo de rama con persistente taquicardia ventricular.
Dal bloğu ventriküler taşikardiyi engelleyecek.
Los perfiles genéticos son algo que cambia muy rápidamente.
Genetik profili çıkarma gittikçe büyüyen bir bilim dalı.
El Dal se ha convertido en la zona cero para nuestros flirteos territoriales con demo-fae-cracia.
Dal bizim bölgemizde flörtleşmelerin zemini haline geldi demokra-Fae-si ile birlikte.
Ya sabes, ambos agarran ramitas, y las tiras al agua.
İki tane dal alıp suda yarıştırıyorsun.
Esa cantidad de dinero no es nada para ti, pero para mí es... una rama de oliva, que interesante.
O kadar para sana bir anlam ifade etmiyor ama, bana... Yanında zeytin dalı da hediyemiz.
Tiene un título de buceo.
Onun dalış sertifikası var.
No hubo vueltas. Fue caminando a través del bosque y en busca de un monstruo.
Sadece ormana dalıp yaratık arıyorlardı.
Así que le llevamos esto como señal de paz.
Bu yüzden bunu zeytin dalı olarak sunuyoruz.
Ella es una estudiante de posgrado en filosofía.
Filozofi dalında master öğrencisi.
- Un salto mortal con un giro, señor.
Burgulu üç saltolu dalış yapmaya hazır bir adam, efendim.
Tengo una hipoteca. Tengo una suegra loca y esta es mi noche para entrar ahí dentro, quemar una hojita en el baño, y relajarme.
Ev kredim var, kaçık bir kayınvalidem var..... ve bu gece içeri gireceğim, tuvalette iki dal yakıp rahatlayacağım.
Voy a poner en marcha esta cosa.
Ben dalıp bu şeyi çalıştırmayı deneyeceğim.
Quizás. ¿ Pero sin envoltorio ni tallos, sólo los pétalos?
Belki ama kök yok, dal yok. Sadece yaprakları var.
Ahora podrías explicarme por qué irrumpieron en la casa de mi cliente... y lo arrastraron hasta aquí durante las fiestas.
Şimdi, neden müvekkilimin evine dalıp onu tatil zamanı merkeze sürüklediğinizi belki bana açıklamak istersiniz.
Ella y su marido, iban tranquilos pedaleando, riéndose, locamente enamorados, y le cayó una rama de árbol encima.
Kocasıyla pedal çeviriyorlardı. Kahkaha atıyorlardı, birbirlerine çılgınca âşıktılar. Sonra üzerine bir ağaç dalı düştü.
Señoría, el abogado intenta tomar al clavo ardiendo porque pierde de nuevo.
Sayın yargıç, karşı tarafın avukatı tekrar kaybedeceği için tutunacak dal arıyor.
Así sabrán que vamos en son de paz.
Böylece, onlara zeytin dalı uzattığımızı anlayacaklar.
Entramos al zoológico, nos robamos un pavo lo traemos a casa, y seremos héroes.
Hayvanat bahçesine dalıp, hindiyi çalıp eve götüreceğiz ve kahraman olacağız.
Entrare y nos conseguiré un buen pavo, Brian.
Ben içeri dalıp bize bir hindi kapacağım Brian.
Cuando te duermas, caerás hacia adelante, y entonces la soga se apretará alrededor de tu cuello.
Uykuya dalıp öne doğru düşeceksin. Zaman ilerledikçe kemer boynunu iyice sıkmaya başlayacak.
Sexo, drogas, paracaidismo.
Seks, uyuşturucu, hava dalışı...
Dejamos un porro encendido en la entrada para autos y vigilamos desde las ventanas para no asustarlo.
Yolun köşesine bir dal esrar bırakıp,... onu korkutmamak için pencerenin arkasından izleyelim.
¡ Pelea con furia!
Yorulmak bilmez piç, dal!
Sí, por suerte para mí, disfruto de bucear.
Serbest dalış yapmayı sevdiğim için şanslıyım.
Un chapuzón rápido y es nuestra.
Bir dalıp çıktım mı bizimdir.
Por lo tanto, ahora vamos a dar la bienvenida al retador de hoy, Choi Dal Po.
Gidip hemen ekipmanlarınızı hazırlayın. Ve her şeyi kameraya alın, anlaşıldı mı?
De acuerdo, Choi Dal Po, tiene que responder a cinco preguntas correctamente.
Ona sorman gereken her şeyi sor. Sizin için kendini feda eden arkadaşınızın verdiği fırsatı boşa harcama.
¿ Usted no puede referirse a Dal Po?
Lütfen bu durumla ilgilenin.
¿ Qué pasa con todo el alboroto? ¡ Ah, Dal Pyeong!
Burada bir işim vardı da.
Pero Dal po ganará ahí.
Bum Jo grup bir yıl sonrasında yeniden başlattığı çalışmalarla iflas etmenin eşiğinden döndü.
¡ Todos a por él!
Hepiniz dalın!
- Es el asiento de Choi Dal Po. - ¿ Dal Po? Ese mocoso. ¿ Dónde estará, saltándose la clase?
Final Bölümü Peter Pan
Po. Choi. Dal.
Başkan Park So Ra bu akşam 8'de Han Nehri polis merkezine gelecek.
- ¿ Hay alguien aún allá adentro?
Dal Po.
Con esta explosión, el escuadrón de bomberos de Jun Woo, incluyendo a los bomberos que estaban de guardia, nueve de ellos murieron.
Zalim Dal Po Dostum.
Ahora que su hijo ha regresado con vida. Pero...
Dal Po...
Dal Po, número 4.
O zaman kabul etmemiz gerekecek. Başka seçeneğimiz mi var sanki?
¡ Dal Po!
Bir uğrayayım dedim.
Pero si respondes correctamente, tendrás la oportunidad de llamar al campeón, Chan Soo al escenario.
Choi Dal Po adını...