English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Damar

Damar tradutor Turco

3,502 parallel translation
Sé, veo un vaso que está sangrando.
Evet, kanayan bir damar gördüm.
He oído cómo se le hinchaba una vena, Sr. Hanna.
- Damarının patladığını duydum.
Puedo ver las ruedecitas de Gibbs girando, incluso desde aquí.
Ünlü Gibbs damarının tuttuğunu buradan bile fark edebiliyorum.
Probablemente sea por la veta de cobre.
Muhtemelen bakır damarı yüzünden.
"Se le ha quitado el catéter."
" Damar yolu çıkarıldı.
El pulso es débil.
Düşük dozda damar açıcı ilaç verelim.
Ya había desarrollado una CID cuando me llamaron.
Beni aradıklarında çoktan damar içi pıhtılaşması gerçekleşmişti.
La bala entró por el maxilar, atravesó el seno y seccionó la arteria carótida.
Mermi üst çeneden girip sinüsten geçmiş ve boyun damarını delmiş.
Piensa en ello la próxima vez que vayas a provocarme una embolia.
Bir dahaki sefere benim damar tıkanıklığım olduğunu söyle.
- Chicos, tenemos una pista...
Millet, ana damarı buldum.
Este tiene nervios de acero.
Bunun damarında buzlu su var.
Severide, encuentra una vena e introdúcele el suero.
Severide bir damar bul ve şu tuzlu suyu tak.
Me ha seccionado una arteria.
Atar damarımı kesti.
Hay que coser esa arteria.
- Damarı dikmeniz gerek.
La ubicación del aneurisma no permitirá una embolización con espirales, qué hubiera sido menos invasiva. Lo sentimos.
Anevrizmanın konumu damar içi sarmal için uygun değil ki bu daha kolay olurdu.
Es un muy sofisticado red de cuevas y túneles, mucho a las venas y arterias.
Burada doğa ananın çok karmaşık mağara ve tünel ağı var. Damar ve atardamarlara çok benziyor.
Coge dos vías intravenosas.
İki damar yolu açın.
La tensión fractura la base del cráneo, cortando vasos sanguíneos cerca de la columna vertebral, lo que resulta en hemorragia masiva.
Kafatasındaki gerilmeden dolayı oluşan kırıklar omuriliğin oradaki birçok kan damarı büyük bir iç kanama olduğunu gösteriyor.
Empecemos un goteo vasodilatador.
Damar yolu açmaya başlayalım.
Bien, Dr. Devlin, considerando que buscamos una disección de aorta...
Peki, Dr. Devlin, damar yırtılmasına bakıyor olabilirsin...
La ecografía ha revelado que la arteria subclavia estaba dañada, lo que sugiere que el asesino se arrodilló encima de la víctima bloqueando sus vías respiratorias.
Ultrason hasarın köprücük atar damarında olduğunu gösterdi. Bu da demek oluyor ki katil kurbanı diz çöktürüp nefes yolunu kapatmış.
Cuando encuentres una vena, la obstruyes y tiras del gatillo.
Damar bulduğunda bunu sapla ve burayı çek.
Bien. Entonces supongo que tendré que ir a por su yugular.
O zaman biz de onunla şah damarını hedefleriz.
Parece una huella de grano de madera.
Ağaç damarı izleri gibi.
Su registro medico muestra... un historial de enfermedades vasculares desde hace 5 años.
Beş yıl öncesine ait damar hastalığı olduğuna dair tıbbi bir kayıt var.
¿ Dicen que fui al hospital y me dieron medicina para los vasos sanguíneos?
Hastaneye gidip damar ilacı aldığımı mı söylediler?
Me realicé un tratamiento vascular gracias a tu tarjeta del seguro.
Sigorta kartın sayesinde damar tedavimi olmuştum.
Por favor, no me grites en español cuando te diga esto.
Şimdi diyeceğim şey Latin damarını kabartmasın lütfen.
Creo que me dio en una arteria.
Sanırım atar damarımı kesti.
General Boscogne?
İtaatsizlik damarın mı tuttu General Boscone?
No significa nada--Un yonqui puede encontrar una vena en cualquier parte.
Bir şeyi kanıtlamaz ki bu. Her keş, bir damar bulabilir.
Es un corrupto y alcohólico bloqueo arterial andante ¡ a quien no le importas un carajo!
Herif sahtekar, alkolik, yürüyen bir damar tıkanıklığı ve seni de zerre umursamıyor.
Si queremos averiguar por qué estos chicos son adictos al juego, necesitamos traer la vena, inyectarnos y ver si no podemos ayudarlos a dejar el hábito.
Çocukların bu oyuna niye düşkün olduğunu öğrenmek istiyorsak bir damar bulup üstüne vuralım ve bu alışkanlıktan kurtulmalarına yardımcı olup olamayacağızı görelim.
Pensé que dado su modus operandi, ser mujer, podría ser capaz de sacarle de quicio, conseguir que se abriera, pero solo se sentó allí, durante horas.
Yöntemine bakıp, bir kadın olarak, damarına basıp onu açabileceğimi düşündüm. Tek yaptığı saatlerce öyle oturmak oldu.
Probablemente te esté siguiendo en este momento arrastrando su intravenosa.
Büyük ihtimal şu anda sokağın aşağısından seni takip ediyordur ve damar içi serumunu da peşinde sürüklüyordur.
Tus migrañas son el resultado de un espasmo vascular.
Migrenin sebebi damar spazmlarıymış.
Tu penarias que ella sabría como encontrar una vena.
Damarı nasıl bulacağını bildiğini düşünüyorsun.
Cuando quiero hacer algo no se supone que me molestes todo el tiempo.
Bir şey yapmak istediğimde damarıma basıyorsun.
Era la base de una lámpara.
Can damarımızdı.
¡ Gané la puja a James Franco solo para ver la vena de su cuello hinchándose por la frustración!
Boyun damarının seksi bir hüsranla attığını görebilmek için James Franco'dan daha fazla fiyat vermiştim!
¿ No es exactamente una mina de carbón, o si?
Kömür damarında en azından yerini biliyorsun.
Cuando comience el procedimiento, ¿ tiene planeado usar la vena safena como canal para el bypass?
Ameliyat başladığında, baypas için safenöz damarını mı kullanacaksınız?
No, usaré la arteria mamaria para los injertos, algo que cualquiera que tenga una licenciatura en medicina le diría que tiene mejores resultados a largo plazo.
Hayır, bunun için iç mamari damarını kullacağım. Ki tıp diploması olan kime sorsanız size, bunun en uzun süren sonuçları verdiğini söyler.
Empezaré la extracción de la arteria mamaria.
Mamari damarının eminimine başlayın.
Sr. Reese, según el programa de Maddy, tenemos menos de dos minutos con la arteria de Nick Veldt.
Bay Reese, Maddy'nin çizelgesine göre Nick Veldt'in damarına gelmelerine iki dakikadan az kalmış.
Debe haber rasgado una arteria.
Bir damarı kesmiş olmalısınız.
Necesito mucha succión para poder ver esta arteria.
Damarı görebilmem için içerisini emdirmem lazım.
Coleman dio en el clavo, ¿ no?
Coleman damarına bastı demek?
Hay nueve cirujanos cardiotorácicos en el área autorizados para hacer este tipo de procedimiento pediátrico.
Bu çevrede, pediatrik işlem yapmaya yetkisi olan 9 tane kalp-damar cerrahı var.
- Necesitas un cirujano cardiotorácico.
Hala kalp-damar cerrahımız yok.
Alex ha nacido para arreglar venas.
- Fazlası. Alex damar bağlamak için doğmuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]