Translate.vc / Espanhol → Turco / Dañe
Dañe tradutor Turco
856 parallel translation
$ 5.000, me sirven en caso de que se dañe mi máquina de escribir.
Daktilom bozulur da yeni hikayeler yazamazsam diye 5000 dolar.
No tolerarán que se dañe a un profeta.
Bir peygambere zarar verilmesini hoş görmezler.
Sea cual sea su estrategia ¿ usted sabe que bajo nuestra ley no se la puede citar a dar testimonio que dañe a su esposo?
Fikriniz ne olursa olsun, İngiliz yasalarına göre kocanızın aleyhinde ifade vermeye zorlanamayacağınızı biliyorsunuzdur, değil mi?
No quiero que ande y se dañe los pies.
Hayır, yürüyerek ayaklarının bozulmasını istemiyorum.
Espero que no dañe la radio.
- Umarım bir şey olmamıştır. Radyona.
No dañe ninguno.
Onlara zarar verme.
Pueden matarte y no quiero se me dañe el irme a casa.
Üzgün olarak eve gitmek için planlar istemiyorum.
Que ningún hechicero te dañe.
Kimse sana zarar veremeyecek artık.
- Dañe todo con Lester.
- Lester'ı rezil ettim.
- Por favor, no dañe mis ojos.
- Lütfen gözlerimi incitmeyin.
Y ahora, por fin, te satisface el haber encontrado algo que me dañe.
Ve şimdi ödeştiğimizi düşündüğün için kendini harika hissediyorsun.
Y yo soy el guardaespaldas del Sr. Desiato, soy responsable de su cuerpo pero no del tuyo, así que llévatelo antes de que se dañe.
Ben de Bay Desiato'nun korumasıyım ve bedeninden ben sorumluyum, ve senin bedeninden sorumlu olmadığım için, zarar görmeden önce çekip gitsen iyi olur!
Pero busquemos a Ham antes que haga algo que dañe a la Resistencia.
O direnişe zarar verebilecek bir eyleme girişmeden önce.
No dañe el auto.
Arabayı çizmeyin.
Audrey Dane está de visita a los camerinos y trajo mucha champaña. - Watson...
Bay Ziegfeld, Audrey Dane kuliste yanında şampanya getirmiş.
- Srta. Dane, señor. - ¿ Aquí?
- Bayan Dane.
Estoy con el OSS.
- Dane, OSS.
Es el gran Danés de Hampstead.
Bu Hampstead'teki Great Dane.
¿ Quien es? - Es el gran Danés.
- Bu Great Dane.
Me dijeron en el Fuerte Dix que me dañé la espalda... después de mi primera lección de judo.
Yargıç, bana karşı söylenen bazı şeyleri cevaplarsam yasal olur mu?
¿ Dane?
Falım hiç çıkmıyor.
Esa es la botella de Dane.
Bu yüzden içiyorum.
¿ Bernie? Soy Wilma. ¿ Está Dane?
Geri dönerse ona yardıma ihtiyacım olduğunu söyler misin?
Está bien, señor.
Dane mi?
¿ Dónde está Dane?
Hiç anlamadım. - Hayır anladın.
¿ Dane?
Ayakkabıları sende.
Tiene sus zapatos y nadie más lleva zapatos como los de Dane.
Ayakkabıları buldum.
¿ Me va a decir quién es en realidad? Dímelo tú.
Dane az sonra döner, yani senin için en iyisi -
Dane está a punto de regresar, y si supiera lo que le conviene...
Benim için en iyisini biliyorum. Sensin.
- ¡ Dane!
Hayır değilsin!
¿ A que piensas que sabe?
Great Dane'in tadını merak et, ahbap.
Ah, los americanos.
- Amerikalılar. - Charlie Dane.
- Charlie Dane.
Bu da, Dottie Delmar.
Y usted, señor...
Ve siz, Bay... Dane?
Dane... ¿ Cuál es su especialidad?
Sizin uzmanlık alanınız nedir?
Sargento, lleve al Sr. Dane al cuartel 7 y acompañe a la Srta. Del Mar al alojamiento para invitados que está al lado de la carpintería.
Çavuş, Bay Dane'i yedi numaralı barakaya götürebilirsin. Bayan Delmar'a da, marangoz dükkanının yanındaki misfirhaneye kadar eşlik et.
Todo esto era un hermoso templo dedicado a Neptuno, y la gente de aquellos tiempos venía aquí a dejar sus valiosas ofrendas.
Burası, Neptün'ün güzel bir tapınağıydı ve halk, değerli adaklarını buraya sunmaya gelirdi. 'Mahkum Dane...'
- Prisionero Dane, - acuda a la oficina del comandante. - Nat, mételo en cama otra vez.
'Mahkum Dane, komutanın ofisinde hazır bulunsun.'
- Usted, Dane.
Dane.
En el fondo del mar quedó el Elizabeth Dane con su tripulación, con los pulmones llenos de agua salada, los ojos abiertos y mirando a la oscuridad.
"Elizabeth Dane" ciğerlerinde tuzlu su dolu, açık gözleriyle karanlığa bakan tayfalarıyla birlikte denizin dibinde yatıyor.
"Ha comprado un velero " llamado Elizabeth Dane con parte de su fortuna,
"Hazinesinin bir kısmıyla, Elizabeth Dane adında, hızlı bir gemi satın almış."
Pero el no es un Gran Danés.
Ama DANE cinsi değil.
- BMEWS y Cobra Dane informan ahora de confirmación negativa de todos los seguimientos hacia la base.
- BMEWS ve Cobra Dane... Bütün yaklaşan nesneler hakkında nefatif bilgilendirme raporluyor.
. Cobra Dane, ¿ se trata de un ejercicio? .
- Cobra Dane, bu bir tatbikat mı?
Uno de los mejores hombres en Doyle Dane.
Doyle Dane'in en iyilerinden.
Hoy me levanté, me vestí y en una hora resolví la ecuación de Dane-Cooper.
Sevgili Erick.
Producciones Boogie Down, Rob Base, Dana Dane, Marley Marl, 0latunji, Chuck D, Ray Charles, EPMD, EU, Alberta Hunter, Run DMC, Stetsasonic,
Boogio Down productions, Rob Base, Dana Dane, Marley Marl, Olatunji, Chuck D., Ray Charles, EPMD, EU, Alberta Hunter, Run DMC, Stetsasonic, Sugar Bear, John Coltrane, Big Daddy Kane, Salt'n'Pepa, Luther Vandross, McCoy Tyner, Biz Markie, New Edition, Otis Redding, Anita Baker, Thelonious Monk, Marcus Miller, Branford Marsalis, James Brown, Wayne Shorter, Tracy Chapman, Miles Davis, Force MD's, Oliver Nelson, Fred Wesley, Maceo, Janet Jackson, Louis Armstrong, Duke Ellington, JimmyJam, Terry Lewis, George Clinton, Count Basie, Mtume, Stevie Wonder, Bobby McFerrin, Dexter Gordon, Sam Cooke, Parliament Funkadelic, Al Jarreau, Teddy Pendergrass, Joe Williams, Wynton Marsalis, Phyllis Hyman, Sade, Sarah Vaughn, Roland Kirk, Keith Sweat, Kool Moe D, Prince, Ella Fitzgerald, Diana Reeves, Aretha Franklin, Bob Marley, Bessie Smith, Whitney Houston, Dionne Warwick, Steel Pulse, Little Richard, Mahalia Jackson, Jackie Wilson, Cannonball ve Nat Adderly, Quincy Jones, Marvin Gaye, Charles Mingus, ve Mary Lou Williams.
- Es un chico de Eddie Dane.
- Mink değil. O Eddie Dane'in adamı.
El Danés siempre sabe del arreglo.
Tabii Dane hileli maçları hep bilir.
- Eres el adulador del Danés.
- Sen Dane'in adamıydın.
No quiero que lo sepa el Danés, ¿ pero Bernie?
Dane bilmesin ama Bernie gibi birinin...