Translate.vc / Espanhol → Turco / Debería
Debería tradutor Turco
102,978 parallel translation
Bellamy ya debería haber vuelto.
Bellamy şimdiye kadar dönmeliydi.
Estoy aquí por si alguien necesita que le venden una herida, supervisando el plan de apoyo, cuando debería estar en la isla haciendo Sangre Nocturna.
Adaya gidip Karakan yapma planını organize etmem gerekirken... buraya sıkıştım, birilerinin bir yeri kesilir de... bandaja ihtiyacı olur diye bekliyorum.
Casi no queda espuma de extinción de incendios, pero en las tuberías debería quedar suficiente para una carga.
Yangın söndürme köpüğü bitmek üzere, ama borularda son bir atış yapacak kadar kalmış olması lazım.
¿ No debería ya estar aquí la policía?
Polisin çoktan gelmesi gerekmiyor muydu?
Tienes que decirle a Clive que debería comenzar a escribir con bolígrafo esos señalamientos del interruptor.
Clive'a devre kesici isteğini,... yazılı olarak yapmasını söylemen gerekiyor peder.
Debería estar en la isla haciendo Sangre Nocturna.
Karakan yapmak için Adaya gitmeliyim.
Él no debería estar aquí, no después de lo que le hicieron.
Onların yaptıklarından sonra, burada olmamalı.
No debería estar aquí.
O burda bile olmamalı.
Debería haberme dado más información antes de morir.
Keşke ölmeden daha çok bilgi alsaydım.
Y no debería estar haciendo esto en mis vacaciones.
Tatili buna harcamamalıyım.
La policía de Seúl debería haberos enviado por correo el informe policial y las fotos de la escena del crimen.
Seul polisi raporu ve olay yeri fotoğraflarını yollamış olmalı.
Debería estar en la escuela.
Okulda olmalı.
Estaba pensando en que cuando esto acabe quizá debería volverme con vosotros.
O yüzden bu vaka bitince ben de sizinle dönebilirim.
Este tipo debería llevar una etiqueta de peligro.
Adamın üstüne uyarı asmalı.
Debería, sí, pero no la lleva.
Asmalı ama asılmamış.
Debería golpearte por creer que te golpearía.
Sırf vuracağımı düşündün diye vurmalıyım sana lan.
Debería ir en tu lugar.
Senin yerine ben gitmeliyim.
¿ Cómo debería decirlo?
Nasıl söylenir şimdi?
Ravi dijo algo de que debería vigilar a Blaine por si empieza a...
Ravi Blaine'e birisi şey ihtimaline karşı göz kulak olsun demiş...
No debería sorprenderte que un hombre como tu padre se les enfrentara...
Buna şaşırmalısın, baban gibi bir adam onların...
Toma. Esto debería ayudarte.
Al, bu iyi gelir.
Debería ver esto.
Seni görmek isteyen biri var Şef.
Debería estar en mi boda.
Şu anda düğünümde olmalıydım.
Mira, debería estar en mi boda.
Dinle. Düğünüme gitmeliyim.
Debería darte vergüenza.
Kendinden utanmalısın.
Debería...
Kendinden...
Debería darte vergüenza
Kendinden utanmalısın
Debería asaltarte.
Seni soymalıyım be.
Es un desastre y debería cancelarse.
Bu tam bir felaket ve bence iptal edilmeli.
- Debería.
- Malısın.
Sabes que debería ser despedido.
İşten kovulması gerektiğini biliyorsun.
Debería ser frío, clínico.
- Soğuk kanlı, sıkıntısız geçmeli.
Uno de los dos debería aparecer.
Birimiz boy göstermeli.
Tu futuro, el cual debería comenzar ahora.
Senin geleceğine. Şu anda başlaması gereken.
¿ Tú qué crees que debería hacer?
Sence ne yapmalıyım?
Debería haberse llamado "El tiburón gigante que al final estalla"
The Massive Shark olmalıydı. Sonunda Patladı.
Eso es lo que debería haber hecho
Yapmam gereken buydu.
Yo... ya sé, no debería decir esto...
- Bu sadece... Ben sadece... Biliyorum, bunu söylememem gerektiğini biliyorum.
Pusieron la puerta en el lugar equivocado, debería...
Kapıyı yanlış yere koydular. Olmalı...
Debería haber estado más atrás
Daha geriye dönmeliydi.
Pero creo que debería
Ama sanırım yapmalıyım.
Pienso que esta gente debería córranse de en medio
Bence bu insanlar yola çıkmalı.
" Usted debería...
Vous devrez...
Ahora, debería aclarar que habrá un nuevo BMW M5 este año
Şimdi işaret etmeliyim ki, Yeni bir BMW M5 var Bu yılın ilerleyen saatlerinde,
"Kraking" ha sido aceptado, ¿ qué calle debería elegir?
- Kraking kabul edildi. - Hangi caddeyi seçmeliyim?
A : tu auto está todo mojado, y no debería estarlo
Hangi olmamalıdır.
Sí, lo siento, debería haber...
Evet, üzgünüm, ben...
Lo siento, debería haber venido antes.
Üzgünüm. Daha önce gelmeliydim.
Lo siento, debería haber venido antes.
Özür dilerim, daha önce gelmeliydim.
¿ Qué crees que debería ser lo siguiente que hagamos?
...... şimdi ne yapmalıyız sence.
Está usted asustada. Como debería estarlo. Pero no deje que eso la aparte de lo que tiene entre manos.
Korkuyorsunuz olması gerektiği gibi ama işinizi yapmanızı engellemesin elimden geldiğince zaman kazanacağım.