Translate.vc / Espanhol → Turco / Deborah
Deborah tradutor Turco
707 parallel translation
Esta casa les pertenece a Brad y a Deborah Bishop... dos de mis amigos más queridos.
Her neyse, bu ev Brad ve Deborah Bishop'a ait çok değerli dostlarımdan ikisine.
Cuando regresó de la guerra, regresó con una esposa : Deborah.
Savaştan eve dönerken yanında bir eş getirmişti, Deborah'ı.
¿ A qué le temes, Deborah?
Hem neden korkuyorsun ki, Deborah?
Deborah no mencionó por qué Brad debía ir a la ciudad, ¿ o sí?
Deborah, Brad'in niçin şehre gitmek zorunda olduğundan söz etmedi, değil mi?
Rita y George, Deborah.
Rita ve George, Deborah.
- Hola, Deborah.
- Merhaba, Deborah.
- ¿ Cómo estás, Deborah?
- Nasılsın, Deborah?
¿ Quieres café?
Biraz kahveye ne dersin, Deborah?
Anda, Deborah.
Hadi, Deborah.
¿ No es divertido, Deborah?
Ne eğlenceli, değil mi Deborah?
¿ No es divertido que se pongan de acuerdo? Sobre Addie Ross y George Washington, y nadie más.
Erkeklerin, sadece Addie Ross ve George Washington için hemfikir olabilmesi ne tuhaf değil mi Deborah?
La primera mitad de la copa por Deborah.
Kadehin yarısı Deborah'ın şerefine. Evine hoş geldin hayatım.
Deborah, ¿ qué carambas te hiciste?
Deborah, kendine ne yaptın böyle?
¿ Por qué dejas que este champán rico y frío burbujee hasta morir?
Deborah, niçin bu güzelim şampanyanın gazının kaçıp ölmesine izin veriyorsun?
¿ Quieres que lo diga claramente?
Açık-açık anlatayım mı? - Pekala, o zaman. - Deborah...
Deborah Morrison, y se deletrea igual que Deborah Kerr.
Deborah Morrison, ve bu Deborah Kerr gibi hecelenir.
Soy Deborah.
Ben Deborah'yım.
Donde Débora reunió a su ejército.
Deborah'ın ordularını topladığı yer.
Cuando llegó aquí se puso el nombre del general de Débora.
Buraya geldiğinde Deborah'ın generalinin adını aldı.
" La Srta. Deborah Vaughn, la estrella de esta obra, no es actriz.
"Bu oyunun yıldızı, Bayan Deborah Vaughn oyuncu değil..."
- Sí. - Soy Deborah Vaughn.
- Ben, Deborah Vaughn.
Cuando la Srta. Deborah Vaughn me abofeteó ayer en Sardi's me disgusté muchísimo.
"Dün, Bayan Deborah Vaughn'un Sardi Restoran'da beni tokatlaması..." "... çok iğrençti. "
Deborah Vaughn.
Deborah Vaughn.
Me dormí en Pete's y entonces me encontré con Deborah Vaughn.
Pete Restoran'da uyuyakalmışım, sonra Deborah Vaughn'a rastladım.
- Se topó por casualidad con Deborah.
- "Deborah'a rastlamak" oluyor adı.
- ¡ Deborah!
- Deborah.
La Srta. Deborah Vaughn, Joe Positano.
Bayan Deborah Vaughn, Joe Positano.
La Srta. Deborah Vaughn.
Bayan Deborah Vaughn.
Vd. No es Elsie. - No, soy Deborah.
Siz Elsie değilsiniz?
Elsie se casó hace 5 semanas.
- Hayır, ben Deborah. Elsie evlendi.
Deborah, ya están aquí los indios.
Deborah, daha şimdiden hepsi gelmiş.
- Buenos días, Deborah.
- Günaydın, arkadaş Deborah.
Deborah, ¿ dónde ponemos la silla del senador?
Arkadaş Deborah, Senatörün sandalyesini nereye koyayım?
Deborah, abandona este lugar.
Arkadaş Deborah, buradan git.
Deborah, ¿ quieres dejar de mostrarte ciega, aunque solo sea por un momento?
Deborah, bir kez olsun şu at gözlüklerini çıkarırmısın?
"Deborah Wright".
" Deborah Wright.
Adiós, Deborah.
Hoşça kal Deborah.
DEBORAH SHAUGHNESSY murió el 20 de enero de 1913 - 35 años.
Deborah Shaughnessy 20 Ocak 1913'te, 35 yaşında öldü
¿ Señorita Debbie Yates?
Bayan Deborah Yates mi?
Tuvieron otra hija, Deborah, que nació poco después de que los encerraran.
Diğer kızları Deborah, yakalandıklarından kısa bir süre sonra doğdu.
Deborah Yates, 15 años de edad, buscada para ser interrogada... en relación al asesinato de Douglas Mecik el 27 de febrero, desapareció de su casa en la calle Beaufort SW10.
Deborah Yates, 15 yaşında, Beaufort Sokağı, SW10 adresindeki evinden kayboldu, 27 Şubat tarihinde işlenen Douglas Mecik cinayeti nedeniyle sorgu için aranıyor.
Esto llegó demasiado lejos, Deborah.
Bu iş çok ileri gitti Deborah.
Deborah la cuidará.
İlgileniyor mu?
- Deborah, diles que pasen.
Deborah, söyle içeri gelsinler.
¡ Deborah, quédate abajo!
Arkasında kalın, yere eğilin!
- Yo te llevo, Deborah.
- Seni bırakayım.
¡ Deborah, tú también!
Sen de Deborah!
¿ Deborah?
Deborah mı?
- ¿ Y yo no?
İkimiz de Deborah'a yakın hissediyoruz.
Ambos nos sentimos cerca de Deborah.
- Seni aptal ihtiyar!
Pero ya no puedo hacer nada más por ella.
Onunla Deborah ilgileniyor.