Translate.vc / Espanhol → Turco / Deliverance
Deliverance tradutor Turco
77 parallel translation
Debió ganar el Oscar por Deliverance.
Deliverance filmi ile Oscar kazanmalıydı.
Deliverance, "Canoe".
Kurtuluş, kano.
- ¿ No viste "Deliverance"?
- "Kurtuluş" filmini seyretmedin mi?
A ver que hacen los dos gemelos Deliverance
Sıkı durun. Deliverance ikizlerini görmeye gideceğim.
Los hombres no se excitan como en "Defensa", ¿ no?
Buradaki erkekler Deliverance'ta olduğu gibi azmıyor değil mi?
Sí, pero ¿ nunca viste La violencia está en nosotros?
Evet ama "Deliverance" filmini seyretmiş miydin?
Estás en Deliverance, rodeada de monstruos sobrios.
Kurtuluş filmindeki gibi etrafın ayık delilerle çevrilmiş.
Debo recordarte la película "Deliverance".
Evet o zaman ben de sana şu kısa metrajlı kurtuluş filmini hatırlatmalıyım.
Esto no es El Graduado, ¡ estamos en Amarga Pesadilla!
Bu "The Graduate," değil, "Deliverance"!
- Esto es como "liberación".
bu "deliverance" gibi.
La parte siguiente la sacaron de Deliverance.
Bundan sonraki görüntüler Deliverance filminden alıntı gibi.
Piénsalo. ¿ Cuántos negros ves en Amarga pesadilla?
Deliverance'da kaç zenci gördün?
¿ Has visto "Deliverance"?
Deliverance'ı seyrettin mi?
¡ Deliverance!
Kurtarma!
- Deliverance.
- Teslim.
- ¿ Acaso nunca viste Deliverance?
Hayır.
¡ Ésto parece "Deliverance"!
Burası "Deliverance" a benzedi.
- Bueno, por un minuto pensé que era la continuación de Deliverance y que alguien iba a decir :
- Bir anlığına Kurtuluş'un devam filminde olduğumu ve birinin "Domuz sesi çıkar, oğlum," diyeceğini sandım.
El Viejo Oeste.
Deliverance. Vahşi batı.
Deliverance, Sr. Piles, no es sólo un pueblo pequeño, esperando que el tren lo atraviese para darnos el sentido de la vida.
Deliverance, bay Piles, hayatımıza yön vermesi için demiryolunun gelmesini bekleyen küçük bir kasaba değildir.
No, no, no, Deliverance es el epítome del Sueño Americano.
Hayır, hayır, Deliverance Amerikan rüyasının en somut örneğidir.
Bueno, Sr. Piles, me temo que encontrará a Deliverance mucho menos salvaje de lo que le han hecho creer.
Pekala, bay Piles, korkarım Deliverance'yi sandığınızdan çok daha az vahşi bulacaksınız.
Así que el ferrocarril vendrá a Deliverance.
Demek Deliverance'ye demiryolu geliyor.
Deliverance es uno de los pueblos más tranquilos en la frontera.
Deliverance neredeyse, sınırdaki en sessiz kasabadır.
Si están vivos, apuesto a que están en Deliverance.
Eğer yaşıyorlarsa, iddiaya girerim Deliverance'dedirler.
El maldito ferrocarril no está en Deliverance.
Lanet demiryolu Deliverance'ye gelemeyecek.
Encontré esto en Deliverance.
Bunları Deliverance'den aldım.
Para el pueblo de Deliverance, madres, padres, hijas, hijos, es que hacemos esto.
Deliverance halkı için, anneler, babalar, kızlar, oğullar, onlar için bunu yapıyoruz.
¡ Por eso Billy tiene el control de Deliverance!
Bu yüzden Billy Deliverance'yi kontrol ediyor!
Bien, Sr. Piles... quisiera mostrarle la calle principal de Deliverance.
Pekala, bay Piles... Size Deliverance'nin ana caddesini... göstermeyi çok isterim.
¡ Ya no son bienvenidos en Deliverance!
Artık Deliverance'de istenmiyorsunuz!
¿ Tú hablas de clase, con los calzones manchados y tus ancestros de Defensa?
Bana klasla ilgili ders veriyorsun. Fren izli iç çamaşırınla ve Deliverance'den çıkmış ailenle mi?
Point, ¿ me puedes decir qué hacemos aquí... y por qué esto parece una mala versión de "Deliverance"... y por qué no tomamos la autopista?
Point, bana tam olarak bizim burada ne yaptığımızı söyler misin? Ve neden bütün bunlar DELIVERENCE *'nin kötü bir versiyonuna benziyor?
SUBTÍTULOS.ES
Navy NCIS 06x15 Deliverance Rip :
Ya sabes que un rústico cruza su camino con un hombre gordo para rescatarlo, y la gente piensa que es lo que suelen hacer los rústicos.
"Deliverance" filminde tek bir kıro tek bir şişkoya tecavüz etti diye, herkes bütün kıroların böyle olduğunu düşünüyor.
Se llamaba "Deliverance".
Adı da Kurtuluş'tu. Beraber izlemiştik.
Acabo de ver "Deliverance" otra vez,
Yine "Kurtuluş" filmini izledin değil mi?
Él tiene 1.
- Deliverance İyi seyirler.
¡ Esto es como Amarga pesadilla!
Deliverance'taki gibi!
Bien.
- Deliverance'ı izledin mi? - Tamam.
Pero, sabes, he visto "Deliverance" suficientes veces como para saber que no hay que ir fastidiando a los lugareños.
'Deliverance'ı ( * ) böyle bir yerin yerlileriyle uğraşmamak gerektiğini bilecek kadar seyrettim.
¿ "Deliverance"?
"Deliverance" mı?
¿ Nunca has visto "Deliverance"?
"Deliverance" ı hiç seyretmedin mi?
- ¿ "Defensa" la película?
-'Deliverance'filmi mi? - Evet
Ir con determinación contra ella o algo. No.
"Deliverance" filmindeki gibi filan yapayım?
Nadie está seguro de la causa del incendio que provocó la explosión masiva y mató a los 12 tripulantes y científicos a bordo de la nave espacial Deliverance que se llevó nuestra única y última esperanza.
Kimse, ölen 12 mürettebat ve bilim adamıyla birlikte son ve tek umudumuz olan uzay mekiği Kurtuluş'taki büyük patlamaya neden olan yangına, neyin sebep olduğundan emin değil.
Una vez más, si acaban de sintonizarnos, la nave espacial Deliverance de CSA... ha sido destruida.
Bir kez daha söylüyorum, eğer bizi dinliyorsanız CSA uzay mekiği "Kurtuluş" imha olmuştur.
Desde que estalló el Deliverance estuve con una chica distinta cada día.
Dostum, Kurtuluş'tan beri her gün farklı bir kızlayım.
¿ Soy solo yo, o la vida se parece mucho a esos montañeses de Deliverance?
Bana mı yoksa bütün herkese mi hayat gittikçe kötüleşiyor?
Silbaría el tema de Deliverance, si tuvieras mejor sentido del humor.
Espri anlayışın olsa, Deliverance filminin melodisini mırıldanırdım.
¿ Aquí fue donde grabaron Deliverance?
Kurtuluş burada mı çekilmişti?