English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Disperse

Disperse tradutor Turco

69 parallel translation
Quiero que disperse a su pelotón en esta sección de la línea.
Birliğini bu bölgeye dağıt.
Mayor Fincham, le ruego que disperse a sus hombres.
Binbaşı Fincham, lütfen içtimayı dağıtır mısınız?
Dunbar, disperse al resto.
Dunbar, diğerleriyle dağılın.
¡ Disperse a los revoltosos!
Direnişin her türlüsünü yok edin!
¡ Cumpla mis órdenes, disperse a los revoltosos!
Emirlerime itaat edin. Her türlü direnişi dağıtın!
Ruth, toma suficientes botellas de agua... También, recuerden caminar juntos, es muy importante... tomarán la presa mas débil, tomarán al líder, para que el resto se disperse, asi que permanezcan juntos...
Ruth, birkaç şişe su al yanına... anlaşıldı. ayrıca, yan yana yürüceğimizi unutmayın, bu çok önemli... en zayıf avı almayacaklardır, lideri alıcaklar ve daha sonra dağılanları, yani birlikte kalın... ewet birlikte kalalım, deneyelim ve kimsenin ölmeyeceği bir gün yaşayalım.
"golpee duro y rápido y no disperse sus fuerzas"
"Hızlı ve etkili saldır! Tankları bir arada tut!"
Si no se mantiene el perímetro, existe la posibilidad de que Trixie se disperse por el país.
Eğer barikatın içinde durduramazsak, Trixie bütün ülkeye yayılabilir.
Veintiséis, disperse la rejilla C-9.
26 numara. C-9 alanına yayın.
- Bien O'Dreary, disperse a esta gente.
Pekâlâ, O'Dreary, dağıt şu kalabalığı.
Enviaré a unos hombres rio abajo para que no se disperse el ganado.
Sürüyü dağılmadan toplamalarına yardım etmek için ırmağın sonundaki çocukların yanına gidiyorum.
¡ Recoged el ganado antes de que se disperse!
Dağılmadan önce sürüyü toparlayın. Buradan.
¡ Sargento, disperse su escuadrón!
Çavuş, mangan mevzi alsın!
Ahora que sabe, debe quedarse hasta que el virus se disperse.
Artık her şeyi bildiğine göre virüs salıverilene kadar buradan ayrılamazsın.
Bebe más, antes de que Buddy se disperse.
Buddy dağılmadan biraz daha iç.
Andrómeda, dile a la flota que se disperse.
Andromeda, filoya ayrılmalarını söyle.
Moya les ruega que no le permitán que disperse los restos de Talyn
Moya sizden o Geminin Talyn'in kalıntılarına zarar vermesine izin vermemenizi diliyor.
- ¿ Sí, Sr.? Disperse a toda la flota. Las coordenadas finales.
Bütün filoya varış koordinatlarını dağıtın.
No disperse " rater
Suyu sıçratma.
Bien, intentaré que tu mente no se disperse.
Şey, ben dolaşıp zihninizi tutmaya çalışacağız.
Dejaremos que se disperse el humo, esperaré unos meses y luego lo sacaremos.
Birkaç ay bekleyelim de bulutlar dağılsın, sonra onu çıkartırız.
Él no quiere que yo disperse mi semilla.
Soyumun üremesini istemiyor.
Eso es mejor que permitir que el virus se disperse ampliamente.
Virüsün geniş bir alana yayılmasına izin vermekten iyidir.
Todo el mundo, que se disperse.
Tamam, millet, break up edelim.
Lo que están haciendo es ilegal, y podría hacer que mi mente se disperse de su meta, que es cumplir la ley. Me gustaría que ambos lean algo de literatura. Particularmente, hechemos un vistazo a "ser genial y enderezarse"
yasayı çiğniyorsunuz, ve bu yasanın uygulanma amacı benim aklımın uçmasına sebep olabilir şimdi size iki bilgilendirme kitapçığı vereceğim okumanız için özellikle, "muhteşem ol ve düz git" bölümüne bir bakalım bu herşeyi söylüyor galiba
A menos que un dispositivo central se disperse a otras plantas de energia para lograr una explosion masiva.
Santralda birikmiş tüm enerjiyi tek bir noktada büyük bir patlamayla boşaltmadığı sürece.
El evidente peligro es si choca en un edificio o, Dios no lo quiera disperse un arma biológica.
Aşikar olan tehlikeler bir binaya çarpması veya Allah korusun kitle imha silahı kullanması.
Cuando el humo se disperse, Abraham Lincoln estará hablando Hindú y tomando infusiones de menta.
Dumanlar dağıldığında, Abraham Lincoln Hintçe konuşup naneli kokteyl içiyor olacak.
Lo único que podemos hacer es un cordón para evitar que se disperse y dejamos que el benceno se queme.
Tek yapabileceğimiz yayılmasını engellemek ve bitene kadar yanmasını beklemek.
¿ Cuán lejos se espera que se disperse?
Bu dağılmanın ne kadar yayılması bekleniyor?
Coronel, no se disperse.
Albay, kendinize gelin.
¿ Cuál es el riesgo de que el patógeno se disperse en las áreas adyacentes?
Etrafa yayılacak olan maddenin tehlike riski nedir?
Hay que esperar a que la neblina se disperse
Bu durumun geçmesini beklemek zorundayız, diğerleri gibi...
Apostaría a que es eso lo que evita que su energía se disperse.
Bahse girerim enerjisinin dağılmadan kalmasının sebebi de bu.
Sólo requiere una fuente de calor para que se disperse en el aire.
Havaya yayılması için bir ısı kaynağı olması gerek.
Comisario, quiero que disperse a sus oficiales.
Şerif, adamlarınızın dağılmasını istiyorum.
Bueno, tal vez un simple cambio de ambiente disperse tu cabeza, te hará sentir bien.
Belki ortamın değişmesi seni kendine getirir ; daha iyi hissedersin.
Espera 10 minutos a que el gas se disperse, luego verifica que todos estén bien.
Gazın dağılması için 10 dakika bekle, iyi olup olmadıklarına bak.
¡ Disperse el culo de William Cecil!
William Cecil'in kıçını dağıtsana sen.
Quizás Jorge disperse semillas en el viento y caigan en otro lado.
Belki rüzgar Jorge'nin tohumlarını yayar ve başka yerlerde çiçekler açar.
Nev, alguien vendrá a rescatarnos antes de que el fuego se disperse, ¿ bien?
Nev, yangın çok yayılmadan önce birileri gelip bizi kurtaracak, tamam mı?
Antes de que todo el mundo se disperse, no olviden el Desastre de la Taladradora sin Preparar
Herkes dağılmadan önce felaket hazırlığı tatbikatını unutmayın.
Repito, disperse la rejilla C-9.
Tekrar ediyorum. C-9 alanına yayın.
Estaba enfrente y dispersé a los demás para que no se viera sospechoso.
Öndeydim ve diğerlerini dağıttım böylece dikkat çekmeyecekti.
Cuando me dispersé viajé instantaneamente a localizar estos planes y planos
Parçalandığımda, hemen şu plan ve paftaları bulmak üzere ayrıldım ve sonra ben...
Las dispersé para ti.
Topları senin için dağıttım.
Lo dispersé...
Bilinmesini sağladım.
Dispersé sus cenizas.
Küllerini serptim.
y tal como ordenaste, los dispersé por grupos en la isla.
Emrinize uyarak grup grup adaya yaydım herkesi.
Prepararé el antídoto para que se disperse y mandaremos la vaina para arriba. Correcto.
Doğru.
Sólo... me dispersé.
Ben yalnızca... Plânlarım aksadı. Üzerimde bazı şeylerle yakalandım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]