Translate.vc / Espanhol → Turco / Dresden
Dresden tradutor Turco
353 parallel translation
¿ De Dresden?
Dresden'deki mi?
Por la esquina de Dresdenstrasse, como le dije al oficial.
Dresden sokağının köşesinden, subaya söylediğim yerden.
¿ Le recogió en la esquina de Karlsgasse y Dresden?
Sen onu Karls caddesiyle Dresden köşesinden mi aldın?
Mi empresa, la compañía óptica de Dresden,... ha hecho una oferta para la venta de 10.000 pares de binoculares.
Firmam, Dresden Optikal, 10,000 adet dürbün ihalesine teklif verdi. Dürbün.
Señoras y caballeros... ¿ cuánto ofrecen por esta bellísima figura china?
Şimdi, bayanlar ve baylar, şu güzel dantelli Dresden porselen heykelciğe ne kadar verirsiniz?
- Buenas noches. Vicky estuvo maravillosa en "Boutique". Como una pastorcilla de Dresde.
Vicky gösteride harikaydı, küçük bir Dresden çoban kızı.
Ahora está en Dresden.
Şu anda Dresden'de.
Dígale eso a los civiles de Londres, Hamburgo, Dresden o Tokio... muertos por millares durante bombardeos.
Galiba Londra, Hamburg, Dresden ve Tokyo'daki bombalama saldırılarında... öldürülen binlerce sivili ima ediyorsunuz.
Estudie mecanica aplicada en Dresden, Se lo aseguro.
Dresden'da uygulamalı mekanik eğitimi aldım. Size garanti ederim.
Esto ocurrió después del bombardeo de Hamburgo, de Dresde, de Tokio y de Hiroshima.
Bu, Hamburg, Dresden, Tokyo ve Hiroşima'ya... bomba atılmasından sonra da yaşanmıştı..
Otra cosa que hicieron los alemanes tras el bombardeo de Dresde Fue quitar... las alianzas de los cuerpos.
Dresden'in bombalanmasından sonra Almanların yaptıkları bir başka şey de... cesetlerin üzerindeki alyansları toplamalarıydı.
La mayor parte del film que acaban de ver... está basada en información... obtenida de los bombardeos de Dresden,
Gördüğünüz bu filmin büyük bir kısmı... Dresden, Darmstadt, Hamburg...
Dresde, pero podemos llevarlo a Berlín Oriental cuando quieran.
Dresden. Ama onu Doğu Berlin'e istediğiniz zaman getirebiliriz.
- ¿ Sigue en Dresde su cliente?
- Müşterin hala Dresden'da mı?
Según su ficha, en la vida civil fue... ¿ Estudiante en Dresde?
Belgelerine göre sivil hayattayken Dresden'de üniversite öğrencisiymişsin.
Para ejemplo y apoyar esta consideración, bastará con ir a Dresde y ver cómo allí los músicos son pagados por Su Majestad Real ;
Örneğin, müzisyenlerin Kral Hazretleri tarafından nasıl maaşa bağlandığını görmek isteyen Dresden'e gitmeli.
Tenía en Dresde muchos amigos e iba muchas veces con Friedemann.
Dresden'de birçok arkadaşı vardı ve sık sık Friedemann'la oraya giderlerdi.
Ese año murió el príncipe que reinaba en Dresde, y Sebastian dedicó al nuevo Príncipe Elector, con muy profunda devoción, una gran Misa que constaba de un Kyrie y el Gloria.
Prens Dresden'de öldü, ve Sebastian, Kyrie ve Gloria'dan oluşan Grand Mass'ini yeni prense ithaf etti.
Tres días después dio un gran concierto en el nuevo órgano de la lglesia de Nuestra Señora de Dresde en presencia del conde y otros señores, además de numerosos miembros de la Capilla de la Corte, de artistas y otras personas, que le escucharon
Üç gün sonra, Dresden Kadın Kilisesi'nin yeni orguyla, aktristler ve ona hayran olan Dükalık Saray eşrafının katıldığı, büyük bir konser verdi.
Friedemann fue llamado de Dresde a Halle como director de música y organista en la iglesia de Nuestra Señora, puesto que su padre había obtenido en otro tiempo.
Friedemann, Dresden Halle'ye babasının sağladığı atamayla müzik yönetmeni ve orgcu olarak çağırıldı.
El conde Keyserling, embajador de Su Majestad Imperial de Rusia en la corte de Dresde, había dicho a Sebastian que deseaba de buena gana tener unas piezas de teclado para su clavecinista, que debía tocarlas durante sus noches con insomnio ;
Rus İmparatorluğu Büyükelçisi olan Kont Keyserlingk, Dresden Sarayında Sebastian'a tüm o uykusuz geceler boyunca onunla birlikte çalmış olan klavsencisi için klavye parçaları istediğini söyledi.
- Ven conmigo a Dresden.
- Benimle Dresden'e gel.
Creo que iré a Dresden... por un tiempo.
Sanırım bir süreliğine Dresden'e gideceğim.
Él estaba en Dresden cuando fue bombardeado.
Dresden bombalanırken oradaymış.
El paciente era prisionero de guerra en Dresden cuando fue bombardeado.
Hastamız, bombalandığı sırada Dresden'de savaş esiriydi.
El que mataron en Dresden.
- Dresden'de öldürülenin.
Han sido transferidos a un campamento en Dresden.
Dresden'deki bir kampa nakil edileceksiniz.
Dresden es una bella ciudad.
Dresden güzel bir şehirdir.
"Vamos a Dresden donde tendremos que trabajar para los alemanes."
"Şu anda Almanlar adına çalışmak üzere Dresden'e gidiyoruz."
"Y además, no hay producción de guerra en Dresden."
"Ayrıca Dresden'de savaşla ilgili hiçbir üretim yapılmıyor."
"Dresden es la ciudad de donde vino nuestra pequeña figurita de bailarina"
"O güzel dans figürlerimizin çıkış yeri de, Dresden'dir."
"Dresden nunca será bombardeada porque no es un blanco militar."
"Dresden askeri bir hedef olmadığı için bugüne değin hiç bombalanmamış."
Y el libro de Irving sobre Dresden. Estuve allí.
- Ve Irving'in Dresden hakkındaki kitabı.
Cariño, ¿ por qué conservaron Dresden en secreto tanto tiempo? Oh, caramba.
Tatlım, neden Dresden'i bu kadar uzun süredir bir sır olarak saklıyorlar ki?
Mi libro los pone en su lugar, cariño.
Kitabımı okuduktan sonra, Dresden hakkında ağlayıp sızlanan kimse kalmayacak.
¿ Dice que estaba dónde? Dresden.
Nerede olduğunu söylüyor?
¡ En Dresden, B.C.!
- Dresden. - Dresden B.C!
Y si 135.000 personas murieron en Dresden ¡ No parece tantísimo cuando cinco millones de aliados tuvieron que morir!
Dresden'de hayatını kaybeden 135 bin kişi beş milyondan fazla Müttefikin öldüğü hesaba katılınca, pek de fazla sayılmaz!
Y sólo debería recordar esto, cuando bombardeábamos Dresden Los alemanes enviaban los cohetes V-1 y V-2 sobre Londres Matando a hombres, mujeres y niños.
Biz Dresden'i bombalarken, Almanların da V-1 ve V-2 roketlerini Londra'ya fırlatarak, erkekleri, kadınları ve çocukları öldürdüğünü sana hatırlatmak isterim.
Me duele : ¡ llorando por Dresden y no importan nada nuestras pérdidas!
- İsa aşkına! Dresden'e bu kadar ağlayıp, kayıplarımıza önem vermemeleri bana acı veriyor.
El sobrino de Churchill vive en Dresden.
Bombalama falan olmayacak. Dresden'de Churchill'in yeğeni yaşıyor.
Dresden, después de los bombardeos.
Dresden'in bombalandıktan sonraki hali.
( narrador ) Dresden - los grandes, la bella e histórica ciudad hasta ahora apenas tocado por la guerra, considerado por sus habitantes que de alguna manera inviolable - se convirtió, en el lenguaje técnico de los expertos,
Dresden. O âna dek savaşın pek de yanına ilişmediği sakinlerinin bir şekilde kutsal olduğuna inandığı o müthiş, güzel ve tarihî şehirde uzmanların deyimiyle taş üstünde taş kalmamıştı.
Dresden era otro monumento al total de la guerra.
Dresden, topyekûn savaşın bir diğer eseriydi.
Dresde, Breslau, Hamburgo, Berlín, Fráncfort del Meno.
Dresden, Breslau, Hamburg, Berlin, Frankfurt...
- Ven a buscarme a Dresde. - ¿ Cómo puedo ir?
- Dresden'de buluşalım.
Es imposible.
- Dresden mi? Nasıl olur?
Está bien. En la Posada de los Moros, en Dresda.
Dresden'de Mori Otelinde buluşuruz.
... de Pomerania... y de Königsberg... de Silesia... del litoral... de la Selva Negra... de Dresden.... del Danubio.... del Rin y del Sarre
Pomerania'dan Königsberg'den Silesia'dan
Enséñale una exposición de Cerámica de Dresden... de principios del XVIII y se vuelve loco. Igual que mi Kevin.
Aynı Kevin gibi.
Dresden.
Dresden.