Translate.vc / Espanhol → Turco / Durá
Durá tradutor Turco
10,091 parallel translation
Quiero decir, R.E.M. es una de las bandas más grandes de América, pero nada dura para siempre.
Yani, R.E.M. Amerika'nın en büyük gruplardan ama hiçbir şey sonsuza dek sürmez.
Tuvo una noche dura.
- Kötü bir gece geçiriyordu.
Supongo que ahora sabemos cuánto dura la Velocidad-9.
Sanırım artık Velocity-9'un ne kadar dayandığını biliyoruz.
¿ Pasan por una racha dura?
Sizin aranız limoni mi?
Dura pregunta, Eddie.
Zor bir soru oldu Eddie.
¿ Aún dura la aventura?
Bu ilişki hala devam ediyor mu?
Ha debido ser dura, hacerle la autopsia.
Onun üzerinde otopsi yapmak senin için kolay olmasa gerek.
Mi primo, tiene dislexia, la cual es una palabra muy dura de deletrear, especialmente para las personas que les cuesta deletrear, ¿ no lo crees?
Kuzenimin disleksisi var, söylemesi bile zor bir kelime, özellikle de zor bir geceleme çeken insanlar için, sizce de öyle değil mi?
La universidad es dura.
Üniversite zor.
El último tango en París fue una película muy dura para mí.
Paris'te Son Tango benim için çok zor bir filmdi.
Lo sé, pero fue demasiado dura... en que fuera a la Universidad y esas cosas.
Biliyorum ama üniversiteye gitmem konusunda bana epeyce yükleniyorsun.
¿ Tienes la Tumi de cubierta dura ahí?
Dışı sert olan Tumi bavulum orada mı?
Bueno... Nada dura para siempre.
- Hiçbir şey ebedi değildir.
Este hombre tuvo una dura noche.
Adam zor bir gece geçirdi.
Aunque toda esta charla sobre propiedades me... la está poniendo dura, no es por lo que hemos venido...
Pekâlâ, emlak muhabbeti çok tahrik edici olsa da, aslında gelme sebe...
Sé que para que una mujer sobreviva en este tipo de trabajo... debe ser más dura que los hombres... dispuesta a hacer cosas que ellos no.
Bu meslekte bir kadın olarak tutunabilmek için, erkeklerden daha sert ve onların yapmak istemediklerini yapmaya hazır olması gerektiğini biliyorum.
Eres dura, Brooke.
Sen dayanıklısın Brooke.
Por lo general dura una o dos horas.
Normalde bir veya iki saat sürer.
La dura realidad de la vida del soldado.
Askerin hayatında böyle şeyler hep olur.
Era tan dura como una piedra, pero a mí me encantaba.
Sert bir meme gibiydi ve ben bayılmıştım.
Cuando vea que escucho música dura, me tendrá en cuenta.
Bu taşaklı müziği dinlediği zaman, benim yetişkin olduğumu anlayacaktır.
Ya solo el olor del metal me la pone dura.
Metalin kokusu bile beni azdırıyor.
Fue una negociación dura, Sí.
Sıkı pazarlık ettim, evet.
Deja de actuar como si fueras mayor y más dura de lo que eres.
Yaşından büyük belalı gibi davranmayı bırak.
Su poder de control no dura mucho. Sabes que no.
Kontrolü o kadar sürmüyor, sen de biliyorsun.
No eres tan dura, Jessica Jones.
Kalbin taştan değil Jessica Jones.
Se hace la dura y demás, menos contigo.
- Sert falan ama konu sen olunca...
Fuerte como el acero Krupp... dura como el cuero!
Schnappi sağlam dur. Krupp çeliği gibi sağlam tazı gibi hızlı, deri gibi dayanıklı olun.
♪ Lo que pasa es que llegar dura ♪
Sezon, 8. Bölüm "Üç hamle önde"
Sr. Monroe, ha tenido una noche dura, pero trate de relajarse.
Bay Monroe, zor bir gece geçirdiniz ama rahat olun.
Ben, no importa lo que piense... poner a mi hija en prisión... fue la cosa más dura que tuve que hacer.
Ben, ne düşündüğünün önemi yok, kızımı hapse koymak şimdiye kadar yaptığım en zor şeydi.
Si la búsqueda no fuera dura, no sería heroica.
Görev zor olmasaydı bu kadar kahramanca olmazdı.
Una mamá bastante dura también.
Sen de oldukça dayanıklı bir annesin.
La fría y dura ciencia.
Gerçekleri acı olan bilim.
Una dura derrota para la Marea carmesí de Alabama.
Alabama Crimson Tide için ağır bir kayıp.
Dura para siempre.
Sonsuza dek baki kalır.
Dura... pero precavida.
Sert ama düşünceli biriydi.
La magia es dura, ¿ verdad Jo?
Büyü zor geldi, değil mi Jo?
* Nadie es tan inteligente y dura de corazón *
# Değil kimse, zeki ve katı #
* Dura hasta la médula como tú *
# Aynı zamanda da sert olmak senin gibi #
¿ Una noche dura?
Zor bir gece miydi?
Mira, quizás he sido un poco dura contigo antes.
Bak, daha önce üzerine gelmiş olabilirim.
La separación ha sido dura para ella.
Ayrılık ona zor geldi.
"Mierda dura".
"Şanşına küs."
Di instrucciones a Longino de insertar su lanza dura entre las costillas del Nazareno
Mızrağını sertçe Nasıralı'nın kaburgasına saplaması için Longinus'a emir verdim.
Bien, has escogido una dura, colega.
Zor bir tane seçtin, dostum.
Estoy bastante dura de llevar carbón hasta el apartamento.
Eve kömür taşımaktan sırtım ağrıyor.
Perdona... ¿ he estado demasiado dura?
Bu beni çok mu çirkinleştiriyor?
Y esta escuela tiene que dejar de tener deudas, es una dirección dura, que no ha tenido.
Bu okula borçlardan kurtulmak için gereken şimdiye dek sahip olamadığı güçlü bir liderlik.
Mira... sabes, esa es la parte dura de este trabajo.
Bak, bu işin zor kısmı da bu ya.
Dura 3 días.
3 gün buradayım.