Translate.vc / Espanhol → Turco / Dutton
Dutton tradutor Turco
194 parallel translation
Dile al Sr. Dutton que toque.
Bay Dutton'a müziği başlatmasını söylesen iyi olur.
El jefe Dutton, por favor.
Şef Dutton, lütfen.
¿ El jefe Dutton?
Şef Dutton mu?
Jefe Dutton.
Şef Dutton.
Sargento, habla Dutton.
Çavuş, ben Dutton.
- Dutton quiere verte en su oficina.
- Şef Dutton sizi görmek istiyor.
¿ Puedo hablar con el jefe Dutton?
Şef Dutton'la konuşabilir miyim?
Dutton Peabody, fundador, y editor del "Shinbone Star", me despidió una vez.
Shinbone Star'ın kurucusu, yayıncısı ve yazı işleri müdürü Dutton Peabody beni kovmuştu.
Es el "Shinbone Star," Dutton Peabody, editor jefe.
Bu "Shinbone Star," Yazı İşleri Müdürü Dutton Peabody.
Dutton Peabody, ejerciendo su derecho al voto.
Dutton Peabody hakkını kullanıyor.
- Dutton Peabody.
- Dutton Peabody.
Los que estén a favor de Dutton Peabody, que levanten la mano.
Dutton Peabody'nin seçilmesini isteyenler ellerini kaldırsın.
El presidente reconoce a su viejo amigo... al distinguido miembro del Cuarto Estado, fundador, propietario y editor del "Shinbone Star", el Sr. Don Dutton Peabody.
Başkanlık, eski arkadaşına, dördüncü kuvvetin... saygın üyesi, Shinbone Star'ın kurucusu, sahibi, yayıncısı... ve de editörü olan Bay Dutton Peabody'ye... söz veriyor.
Es Dutton. ¿ Hallo?
Benim, Dutton. Alo.
¿ Está usted allí?
Duyuyor musun? Benim, Dutton.
- Gracias. ¿ Puede darme alguna directriz sobre Dutton?
Dutton'la ilgili olarak emirlerin nedir?
Por cierto, ¿ Cómo va con Dutton?
Dutton mevzusu ne durumda?
Roland Walter Dutton.
Roland... Walter... Dutton.
Roland Walter Dutton habrá dejado pronto de existir.
Yakında Roland Walter Dutton hiçliğe karışacak.
Un testigo de moralidad. Llamo al estrado a Roland Walter Dutton.
Çağrılmasını istediğim tanığın adı Roland Walter Dutton!
- ¿ Dutton?
- Dutton?
El auto era de un tal Roger Dutton.
Araba Roger Dutton adına kayıtlı.
Averigüé que el coronel Dutton reservó un pasaje en el vuelo de las 8 : 00 pm.
Neyse, şunu öğrendim : Bu Dutton İsviçre'ye sekizde kalkan uçağa bilet almış.
El coronel Dutton estaba en el Comando de Pertrechos de los marines.
Bakın, bu Albay Dutton Donanma Malzeme Kumandanlığında görevli.
Fue identificado como el coronel Roger Dutton del Comando de Pertrechos de los marines de los EE.
'Cesedin, Donanma Malzeme Biriminde görevli Alb. Roger Dutton'a ait olduğu teşhis edildi. 'Polis, Alb.
Hacía dos semanas que se desconocía el paradero del coronel.
Dutton'un iki haftadır ortalıkta görülmediğini bildiriyor.
¿ El coronel Dutton?
Albay Dutton mu?
Su empresa constructora consiguió muchos contratos a través de Dutton.
İmalât şirketiniz Albay Dutton sayesinde bir sürü ihale aldı.
Teniente, debería decirles a sus colegas que deben demostrar algún nexo ente el coronel Dutton y yo.
Teğmen, meslektaşlarınıza söyleyin Albay Dutton ve benim aramda bir ilişki olduğunu kanıtlamaları gerekir.
General, sí hay un nexo entre usted y el coronel.
Sizle Albay Dutton arasında bir bağlantı var.
Un tal coronel Dutton, el hombre del cual le hablé.
Albay Dutton diye biri. Size söylemiştim ya?
Y cuando un tal coronel Dutton fuera a verme y me amenazara con ponerme en evidencia usaría esa pistola.
Albay Dutton diye birisi evime gelip beni ifşa etmekle tehdit etseydi kullanacağım tabanca bu olurdu.
Pero después de encontrar el cadáver de Dutton, cualquiera yo, usted, cualquiera nos habríamos deshecho del arma.
Albay Dutton'un cesedi bulunduğunda, kim olsa... Siz, ben, herhangi birisi... O tabancayı ortadan kaldırırdı.
Debo decirles que me impresionó muchísimo la nota de investigación que Dutton hizo sobre pesticidas en nuestros supermercados.
Şunu söyleyeyim ki, Dutton'ın süpermarketlerimizdeki böcek ilaçlarıyla ilgili yaptığı araştırmadan çok etkilendim.
Adiós, Dutton.
Hoşça kal Dutton.
Mira lo que Rigfort le hizo a Dutton. Y es su primo.
Rigfort'un, Dutton'a ve kuzenine ne yaptığına bak.
Quiero que se apoye en el auto, agente Dutton.
Eğilmeni istiyorum memur Dutton.
Qué te parece, agente Dutton?
Ne düşünüyorsun memur Dutton, ha?
Saben por qué no está el aquí?
Dutton'un neden burada olmadığını biliyor musun? Hayır.
Parece que Phillip Dutton, de 37 años, murió en servicio.
Cesedi örtülü. 37 yaşındaki Philip Dutton'un görev başındayken öldüğü anlaşılıyor.
El mató a Dutton.
Dutton'u öldürdüler.
Tu fuiste el que mató a Dutton.
Sen Dutton'u öldüren adamsın.
Mataste a ese policía, Dutton...
Şu polis Dutton'u sen öldürdün.
Dutton, y Erlich...
Dutton ve Erlich!
Fue a la preparatoria Sunnydale con nosotros durante un semestre luego se fue a la universidad tecnológica de Dutton.
Sunnydale Lisesi'nde bizimle birlikte bir dönem okumuş. Sonra Dutton'daki teknik üniversiteye gitmiş.
Recién llegamos. ¿ Por qué no nos pudimos quedar en Dutton?
Daha yeni geldik. Burada kalmak istemiyorsan. Dutton'dan neden ayrıIdık?
Es del Distrito.
Benim, Dutton.
Dutton, ¿ me escuchaste?
Kovuldun. Duymadın mı Dutton?
Dónde está Dutton?
Dutton nerde?
Leonard, Dutton, Erlich.
O yüzden Tommy Leonard'ı araştırdım. Leonard, Dutton, Erlich.
¡ Eh, Dutton!
Hey, Dutton!