Translate.vc / Espanhol → Turco / Edo
Edo tradutor Turco
477 parallel translation
¿ Has estado en Edo desde su muerte?
Babanın vefatından beri Edo'da mısın?
Ahora estoy viviendo en Edo, así que visita cualquier día mi casa.
Ben artık Edo'da oturuyorum, bir gün bize gel.
A decir verdad, desde que oí que se mudó a Edo he visitado su casa a menudo, pero nunca estaba.
Aslını söylemek gerekirse, Edo'ya taşındığınızı duyduğumdan beri... sık sık evinize geldim ama hiç evde yoktunuz.
Es un mensajero de Edo.
Edo'dan haberci.
Un ciego de Edo. Enseña a cantar a las muchachas.
İyi ailelerin kızlarına şarkı söylemeyi ve dans etmeyi öğreten Edo'lu kör bir adam.
El mensajero aguarda vuestra respuesta.
Edo'dan gelen haberci cevabını bekliyor.
Pensemos qué comprar y llevarnos a Edo.
O halde, ne alınacağını ve Edo'ya ne götüreceğini düşünelim.
¿ Te gusta la comida de por aquí?
Edo'daki yemeklerden hoşlandın mı?
Sí. ¿ Por qué no viajas a Edo a ver a Yagyu?
Neden Edo'ya gidip Yagyu'yu görmüyorsun?
Sí, pero partió hacia Edo.
- Ancak şimdi Edo'ya gitti.
EDO
EDO
Me marcho de Edo.
Edo'dan ayrılıyorum.
Se lo contó todo Lord Yagyu de Edo, según dice ella.
Edo'lu Efendi Yagyu söylemiş ona, öyle diyor. Burada kaldığını biliyorlarmış.
Transmitiré esa opinión a mis superiores en Edo.
Bu görüşü Edo'daki üstlerime bildireceğim.
Hace dos años, al oficial Perry se le dejó traspasar los muros sagrados de Edo.
İki yıl önce, Amiral Perry'ye Edo'nun kutsal duvarları içine girme izini verildi.
Se había comunicado con Edo.
Edo ile iletişim kurdu.
No ha enviado mis credenciales a Edo...
Güven mektubumu Edo'ya göndermedi ve göndermeye de niyeti yok.
No ha habido noticias de Edo sobre su estatus, Sr. Harris.
Durumunuz hakkında Edo'dan hiç haber yok Bay Harris.
Su Excelencia, si no llegan noticias pronto, puedo sentirme tentado de ir a Edo a buscarlas.
Ekselans, yakında haber gelmezse öğrenmek için Edo'ya gitmeye kalkışabilirim.
No, es de un pueblo en la carretera a Edo.
Hayır, Edo yolunda bir köydenmiş.
- ¿ irse a Edo?
- Edo'ya mı gidiyor?
Deseaba ir a Edo.
Edo'ya gitmek istiyordunuz.
Me temo que el Shogun estará un poco decepcionado... cuando los dos lleguemos a Edo.
Korkarım Edo'ya girdiğimizde Shogun biraz hayal kırıklığına uğrayacak.
" Una lista de los regalos que el mismo señor llevó a Edo.
" Edo'ya götürülen hediye listesi.
El pueblo de Shimoda hace esto para usted, para que entre en Edo con orgullo.
Edo'ya gururla giresiniz diye Shimoda halkı bunu sizin için yapıyor.
Nos encontraremos en Edo.
Edo'da buluşuruz.
Cerca de Edo, montamos el último campamento.
Edo yakınlarında son kampımızı kurduk.
Bienvenido a Edo.
Edo'ya hoş geldiniz.
Sr. Harris, como la persona que le trajo aquí, he venido a suplicarle que abandone Edo de inmediato... y regrese a Shimoda.
Bay Harris, sizi buraya getiren kişi olarak bir an önce Edo'dan ayrılıp Shimoda'ya dönmeniz için yalvarmaya geldim.
Edo
Edo
¿ Estará aquí en Edo o se marcharon ella y Naosuke a algún otro lugar?
Burada, Edo'da mı yoksa o ve Naosuke başka bir yere mi gitti?
Hace dos años que estamos en Edo.
İki yıldır Edo'dayız.
Cuando mis heridas sanaron, vine a Edo.
Yaralarım iyileşince de, Edo'ya geldim.
¡ Dejemos el infierno de Edo y empecemos en un nuevo lugar!
Edo'dan defolup gidelim ve başka bir yerde, sil baştan yapalım!
¡ Viene un inspector de Edo!
Bir müfettiş geldi!
Masajista, el hombre que está a punto de masajear es en realidad un Señor, que retorna a su provincia desde Edo.
Masör, az sonra masaj yapacağın adam aslında Edo'dan evine dönen bir lordtur.
Si comienza el rumor y llega hasta Edo, será el fin de la casa de Kuroda.
Eğer dedikodu başlar ve Edo'ya kadar ulaşırsa, bu durum Kuroda Çetesi'nin sonu olur.
En Edo la condición de nuestro Señor ha sido mantenida oculta cuidadosamente, incluso a sus sirvientes.
Edo'da, ustamızın durumu çok titizce saklı tutulmuştu, hatta kendi muhafızlarından dahi.
Desde entonces, he vivido miserablemente en Edo y he logrado sobrevivir mientras buscaba otro empleo digno bajo un nuevo señor que se interesara por mis servicios como samurái.
Ben de akabinde mülkü terk edip Edo'ya arka sokaklarından birinde başımı sokacak kiralık bir ev bulduğum buraya taşındım. Yetersiz bir hayatta sürünürken yeni bir efendinin yanında iş bulmak için çeşitli bağlantılar kurmaya çabaladım.
La desaparición de nuestro clan me obligó a habitar una vivienda humilde aquí, en Edo.
Efendimin hanedanlığının düşüşünün akabinde buraya Edo'ya taşındım ve arka sokaklardan birinde kiralık bir ev buldum.
Después de acabar la guerra civil, hay muchos guerreros desocupados que buscan comida como animales por todo el país.
Sekigahara savaşından bu yana Edo ronin, efendisiz samuraylardan geçilmez oldu. Başıboş gezinip av arayan vahşi köpek gibiler.
Esos son los rumores que circulan de un extremo a otro del país.
Böyle komik lafların Edo'nun her tarafına yayıldığını düşünebiliyor musun?
Ciertamente, me han informado de que en Edo abundan los antiguos guerreros que deshonran a nuestra clase amenazando con practicar el harakiri a las puertas de las casas a menos que se les ofrezca una miserable limosna.
Son zamanlarda Edo'da kendilerine samuray demeyi layık görmeyen ve harakiri yapmak için klanların arka avlularını kullanmak isteyen ama karşılığında bir miktar parayla mutlu mesut ayrılan roninlere dair hikayeler duyup duruyorum.
Después de la caída de mi señor abandoné aquella tierra y vine aquí, a Edo.
Efendimin hanedanlığı düşünce hemen ikametgahı terk edip Edo'ya taşınmıştık.
Con el fin de la guerra aparecieron antiguos guerreros por todas partes.
Edo sokakları Sekigahara savaşından dönen roninlerle doluydu.
Además, también he oído que ha cundido el ejemplo. Aunque a aquel le fue bien, otros se están presentando en las casas amenazando con practicar harakiri.
Bu mevzuyu öğrenen diğer roninler Edo'daki daimyo evlerinin kapılarında bitivermeye başlamışlar...
Últimamente es habitual que las mansiones sean visitadas por antiguos guerreros que arrancan una limosna amenazando con morir por harakiri.
Son zamanlarda Edo çevresinde roninlerin kendilerini daimyo evlerine takdim edip para verilene kadar kendilerine harakiri yapmakla tehdit etmelerine yönelik duyumlar aldık.
La disposición a morir de otro de los guerreros de Geishu Motome Chijiwa, fallecido en enero también nos pareció apropiada y la fama de la casa de Iyi quedó grandemente realzada.
Bunun dışında, bu yılın ocak ayında gene harakiri yapmak isteyen başka bir eski Fukushima Klanı hizmetlisi Motome Chijiiwa'ya verdiğimiz cevap konusunda da hata yapmadığımız açıklık kazandı. Hanemizin askeri sertliğine dair ifadeleri Edo'nun her noktasında yankılandı.
Consiguientemente, tres días más tarde durante una sesión formal en el castillo el señor aprovechó la ocasión para loar a nuestro honorable heredero Bennosuke tanto en la paz como en la guerra.
Sonuç olarak üçüncü gün, Edo Kalesi'ndeki resmi bir toplantıda Lord Doi, genç efendimiz Bennosuke için övgü dolu şu sözleri sarf etti :
Por lo tanto, el consejo de ancianos ha enviado un mensaje a Edo por instrucciones y ha detenido al chambelán cautelármente.
Bu yüzden, büyüklerimiz... Edo'daki Lordumuza bir haberci gönderdi. Lordumuz, tedbir için valinin gözaltına alınmasına karar verdi.
- Es de Edo.
- O Edo'lu.