Translate.vc / Espanhol → Turco / Elle
Elle tradutor Turco
3,625 parallel translation
Nos contactó una editora de Elle.
Elle'deki bir editör tanışmamızı sağladı.
Ya te lo dije, mi amiga Maggie de la revista Elle me dio sus datos.
Dedim ya, Elle dergisinden arkadaşım Maggie bana ismini verdi.
- Bien, jugare a los bolos con una sola mano, como un idiota.
- İyi, bir aptal gibi tek elle bovling oynarım.
Sabes, tuve que hacer búsquedas en huellas digitales a mano cuando empecé como investigador.
Bilirsin, araştırmacı olarak başladığımda her şeyi elle yapmak zorundaydım.
No hay ninguna prueba real todavía, pero tenemos la certeza de que Manny es nuestro hombre.
Henüz elle tutulur bir delil yok ama Manny'nin adamımız olduğundan eminiz.
Abajo, arriba, Abajo otra vez. Oh!
Hem de dört elle, alttan, üstten, tekrar alttan.
¿ Casi impalpables?
Yoksa elle tutulur bir şeyi yok mu?
Cuando empiecen a cagarse entre ustedes, tú intentes tirarlo bajo un autobús tú te ofrezcas a cogerla, tú le des una mamada, tú le masturbes y de repente, tú eres gay, ¿ qué sucede?
'Hangimiz yaptı'diyerek ve sonunda bulduğunuzda, otobusun altına atmaya çalışın, onu sikmeyi teklif et, ona elle muamele çek, sen ise ona elle muamele çek, Sonra bir anda bu seni gay yapar
La única manera de apagar eso es cortar la línea, justo ahí mismo.
O şeyi kapatmanın tek yolu elle işini bitirmek.
Bio-Nave reconfigurada para vuelo manual.
Biyo-gemi elle kontrol için tekrar ayarlandı.
Sí, bueno, la última cosa que quería hacer era operar a un paciente con una mano comprometida.
Evet, yapmam gerekenson şey istedim bir hastaya ameliyat oldu bir tehlikeye elle.
Discúlpeme, sé que tiene problemas con las frecuencias pero hay un tenebroso monstruo aéreo, vampiro fantasma que asesinó a mis padres y ahora viene en mi busca y realmente necesito que me diga algo concreto, que sea útil.
Kusura bakma, frekanslarla sıkıntı yaşıyorsun anlıyorum ama ailemi öldürdükten sonra benim peşime düşen havadan oluşmuş hayalet vampir bir canavar var ve bana gerçekten elle tutulur, kullanışlı bir şeyler vermene ihtiyacım var.
Pero dado que lleva mucho tiempo extraer la tinta a mano, solo la sirven una vez por semana.
Mürekkebi elle çıkarmak çok zaman aldığı için haftada yalnızca bir kez servis ediyorlar. Ama...
Señor, si quiere ir a casa con esa mano, quítela de mi culo.
Bayım eğer eve o elle gitmek istiyorsanız, kıçımdan çekin.
¡ Elle!
Elle!
Y Elle Toring dijo que sacaban a Chestnut cada mañana.
Ve Elle Toring onun her sabah Kestane'yi dışarı çıkardığını söyledi.
Elle Toring.
Elle Toring.
Elle, nos mencionaste que tu no conocias a Cassidy Weller.
Elle, bize Cassidy Weller'i gerçekten tanımadığından bahsetmiştin.
Elle.
Elle.
Mira, esa decisión, de matar la tomó Elle.
Bak, bu karar... Elle'yi öldürmek için verildi.
Elle, ¿ Qué haces aquí?
Elle, burada ne yapıyorsun?
¿ Por qué iría Elle a verte ahora?
Neden Elle şimdi geldi?
Mire, he superado a Elle y todo lo de la hermandad, ¿ vale?
Bak, Elle'nin ve kardeşliğinin üstesinden geldim.
A mí me parece que Elle es la única que no lo hizo.
Elle'nin tek olmadığı gibi görünüyor bana.
Más enojada, Elle.
Daha kızgın, Elle.
Dilo, o estás fuera, Elle.
Söyle yoksa atılırsın, Elle.
Elle, no te preocupes, te sacaré de esto.
Elle, endişelenme, Seni dışarı çıkartacağız.
¿ Elle?
Elle?
Elle, todo va ir bien.
Elle, her şey yoluna girecek.
Elle, no te preocupes. Averiguaré qué está pasando.
Elle, endişelenme, burada neler olup bittiğini anlayacağım.
Te quiero, Elle.
Seni Seviyorum, Elle.
De acuerdo con las grabaciones, ha Elle le dieron el el estatus de ex alumna de la hermandad en su segundo año de universidad
Kayıtlara göre Elle, Dade U. dan... 2. yılında mezun olmuş.
Es de Elle, ¿ no es así?
Elle'nin değil mi?
Elle fue intimidada en la secundaria y esperaba que yendo a la universidad, y convirtiéndose en una Phi Galph podría empezar de nuevo, pero Rachel y Cassidy no lo permitieron.
Elle liseye getirildi... ve okula giderken... Phi Galph olması beklendi. Baştan başlayabilirdi, ama Rachel ve Cassidy onu içlerine almadılar.
Tratamos tan duro de moldearte, Elle, pero es inútil.
Sana şekil vermek için çok uğraştık, Elle. Ama hiçbir yararı yok.
Y continuaron donde se habían quedado, acosando a Elle.
Ve nereye gittilerse, Elle'yi taciz ettiler.
Nunca nos contó ellas eran las que le atormentaban en la universidad.
Elle bize asla ona okulda işkence... edenlerin kim olduğunu söylemedi.
Sabes, Joanna dijo que Elle cepillaba a Chestnut todos los días cuando volvia de ser montado.
Biliyorsun, Joanna Elle'nin Kestane'yi her gün gezintiden geldikten... sonra tımar ettiğini söyledi.
Así es, si Elle no es la asesina.
Eğer Elle katil değilse...
Elle, tenía tal brillo cuando era más joven.
Elle... genç bir kız iken çok parlaktı...
Elle..
Elle...
Elle, ¿ qué pasa?
Elle, neler oluyor?
Elle, escúchame.
Elle, dinle beni.
Elle, no hagas esto.
Elle, bunu yapma.
Elle, escúchame. ¿ Elle?
Elle, beni dinle. Elle?
Oh, no. ¡ Elle!
Hayır, olamaz. Elle!
¡ Aguanta Elle!
Bekle, Elle!
Elle, has entregado a estas chicas diez años de tu vida.
Elle, bu kızlara hayatının on yılını verdin.
- Siente sus pechos.
- Memesini elle.
Escribo con la derecha, pero solo empeoró las cosas.
Sağ elle yazdım, ama herşey daha kötüye gitti.
Suena como algo.
Bu elle tutulur bir şeye benziyor.