Translate.vc / Espanhol → Turco / Emails
Emails tradutor Turco
684 parallel translation
¿ podrías decirme quien ha estado censurando mis emails?
Bana kimin e-postalarımı okuduğunu söyler misiniz? - Bir daha söyle!
Envié dos emails a mi hermano en Boston.
Cevaplarından anladığım kadarıyla yazdığım her şey ona ulaşmamış.
¿ Entonces por qué no ha respondido su teléfono o sus emails?
O zaman telefonlarına ve maillerine niye cevap vermiyor peki?
Podría enviar emails a muchos amigos.
Bir sürü e-mail yazıyor olabilirim.
Después de 12 llamadas y tres emails Stanford consiguió convencerme de que fuera a conocer a su abuela.
12 arama ve 3 e-mail sonra Stanford, büyükannesiyle en azından tanışmam için kafamı yeterince ütülemişti.
- ¿ Alguien quiere ver sus emails?
Birisi e-postalarını kontrol etmeyi düşündü mü?
Puedo usar esto para enviarle emails a mi compañero.
Bununla ortağıma e posta atabilirim.
Hace años que trabaja para él. Le envía emails de sus itinerarios, sus citas.
Adamın yolculuk planlarını, randevularını e-postayla atıyor.
Uno de mis tipos se enteró que nuestro amigo pudo... encontrarlo al interceptar sus emails.
Adamlarımdan biri, "dostumuzun" e-postalarınızı okuyarak hareketlerinizi izlediğini öğrenmiş.
Y algunos de los emails que llegaban y las respuestas en la página web de la película.
Ve aIdıkIarı bazı e-postaIar... ... ve veb sayfaIarına geIen mesajIar.
Para ser sincero es muy fácil decir si nosotros tomáramos las decisiones no haríamos esas cosas pero no recibiriamos todos esos emails diciendo : "Por favor... quisiera esa nueva función..." De modo que no sé lo que haría si estuviese
Eğer adil olmak gerekirse, eğer biz kodun gelişiminde karar verici olsaydık, belki birçok şeyi eklemezdik Bu yüzden karar vericiler "lütfen bu yeni özelliği de eklememe izin verin" tarzında maillar aldılar
Se mandan emails, y no lo saben.
Birbirleriyle mesajlaşıyorlar ama bundan haberleri yok.
Le manda emails a Claire continuamente.
Claire'e sürekli mesaj yazıyormuş.
Hemos intervenido el teléfono y los emails y seguimos sus movimientos.
Bayan Donovan'ın telefonunu, postasını ve hareketlerini izlemeye aldık.
¡ No contestaste mis emails así que vine por una respuesta!
E-mail'lerimi yanıtlamadın... ve şimdi bir cevap almak için burdayım!
Mis notas, mis informes, todos mis emails.
Toplanın bakalım!
Y los emails fueron rechazados, "No existe" o "Cuenta cerrada."
Yolladığımız e-mail'ler ise geri geldi. "Adres bulunamadı." veya "Hesap kapatıldı" şeklinde.
Raro, yo le hice emails un millón de veces a cada uno.
Gerçekten mi? Çünkü hepsine tonlarca kere e-mail yolladım ben.
No te das cuenta, tengo 50 emails dentro. ¿ Cómo los recupero?
50 e-postam vardı. Onlara nasıl ulaşacağım?
Recupera los registros telefónicos de Tippin lee sus emails, mira sus finanzas.
Tippin'in telefon kayıtlarını çıkarın, e-postalarını okuyun, mali kayıtlarını alın.
¿ Aún recibes mis emails? .
- E-postalarımı almadın mı?
- Sí, claro, y nos mandamos emails.
Evet, tabii ki.Birbirimize e-posta gönderiyoruz.
Sólo han sido unos 8 emails.
- Daha fazla arkadaşı yokmuş. - Neden?
Uno de los fans, llamado Ivan Brozne, le mandaba emails desde todas partes del país.
Ülkenin her tarafından e-postalar gönderen Ivan Brozne adlı bir hayran var.
Es el mismo día que Ethan borró... - todos sus emails. - ¿ Eliminando pruebas?
- Kanıtları mı yok ediyordu?
No son notas de amor, son emails.
Onlar aşk notu değil. Onlar E-mail.
Si no nos crees, mira los emails.
Eğer bize inanmıyorsan e-maillerine bak.
- No puedo creer que leyeran mis emails.
E-maillerimi okuduklarına inanamıyorum.
Yo sé que el chico que me mandó los emails está dentro de ti.
Biliyorum o e-mailleri gönderen adam içinde bir yerlerde.
No me llegan emails de admiradores, no hay paparazzis, ni acosadores.
Hayranlarım yok, paparazziler yok, takipçiler yok.
Leeré en antena las mejores cartas y emails.
En güzel mektup ve mailler, eğer sadece yapmamı istersen,... canlı yayında okunacak.
Vaya, ¿ Laura Rowens escribió estos emails?
Bunları Laura Rowans mı yazdı?
Tenemos todos los emails desde el día que se conocieron hace cuatro meses en un sitio web llamado El Secreto Escarlata.
İnternetten buluştukları günlerde yazdıkları maillerin izini sürdük. Dört ay önce Kızıl Sır isimli bir web sitesinde tanışmışlar.
¿ Piensa que yo escribí estos emails?
Bunu benim yazdığımı sanıyorsunuz.
Yo... Yo escribí emails un par de veces pero nunca le di a nadie mi nombre ni mi foto.
Birkaç kez online olarak sitede dolaştım ama kimseye adımı vermedim, resmimi yollamadım.
Hace meses que se envían emails.
İkiniz aylardır yazışıyordunuz.
Ella no escribió esos emails.
Mailleri o yazmadı.
Nos mandamos cientos de emails.
Birbirimize yüzlerce mail yolladık.
¿ Quién contrató a Grotinski para crear los emails entre Rowens y Davison?
Evet. Rowans ve Davison arasındaki mailleri oluşturması için Grotinski'yi kimin tuttuğunu bilmeliyim..
Las llamadas, los emails tuve que bloquearte de mi lista de contactos por ser tan incesante.
- Başka bir şansım yoktu zaten. Tüm aramaların ve e-posta'ların. Seni Arkadaş Listem'den blokladım.
Bueno, te mandaré emails.
Şey, sana e-posta atarım.
Debes pensar que soy un perdedor de primera mandándole emails a mis amigos, pidiéndoles dinero.
Evet, benim. Arkadaşlarıma e-posta gönderip para istediğim için beni zavallı buluyorsundur.
El estudiante de intercambio de Praga todavía me escribe emails.
Prag'daki değişim öğrencisi hala onunla ilgili e-posta atıyor.
- Yo no leo los emails. - ¡ Joder!
- E-maillerine bakmıyordum ki.
Se envía emails a ella misma?
Kendine bir e-posta mı atmış?
Todos sus emails.
Onun bütün e-postalarını.
No intentaras encontrar al tipo de los emails?
Şu e-postalarda bahsedilen adamı bulmayacak mısın?
Es por eso que empecé a ir tan seguido. a tus emails.
Bu yüzden oraya bu kadar sık geldim. Maillerine cevap vermedi.
Los emails que he descodificado concuerdan con eso :...
Şifrelerini çözdüğüm e-maillerde kesinlikle şunlar bulunuyor :
¿ debo sentarme y mandarle emails?
- O halde oturup yazayım mı?
Sr. Donlan estuvimos en su casa. Estos son emails de su disco duro.
İşte sabit diskinizdeki elektronik yazışmalar.