Translate.vc / Espanhol → Turco / Encontro
Encontro tradutor Turco
397 parallel translation
- Ahora me encontro.
- Artık beni buldu.
¿ Encontro algo, Arthur?
Bir şey bulabildin mi, Arthur?
¿ Cómo encontro nuestro camino?
Nasıl oldu da bizim yola girdiniz?
El viejo regresó a su cabaña, y encontro a su ávida vieja mujer rompiendo la artesa.
İhtiyar, kulübesine geri döndüğünde evde açgözlü karısını ve kırık tahta leğeni bulmuş.
El Sr. Roger Simpson Leeds, quien recien llego de un viaje a las sombras, quien encontro que no hay obscuridad tan absoluta que no pueda ser penetrada por el corazon humano o por la Dimension Desconocida
Bay Roger Simpson Leeds, insan kalbinin veya ALACAKARANLIK KUŞAĞI'nın çözemeyeceği tam bir karanlık... ... olamayacağını bularak son zamanlarda bir yolculuktan gölgeye döndü.
un atleta que se encontro a si mismo dentro de un equipo unico en una liga que juega en la Dimension Desconocida.
Kendini, oyunların ALACAKARANLIK KUŞAĞI'ndaki ligde oynandığı bir takım tarafından alındığını bulan bir atlet.
y bueno eso es lo ultimo que recuerdo, luego entro Maurice y me encontro con el arma...
Bu Maurice içeri gelip beni elimde silahla bulana kadar son hatırladığım şey.
Ballon, usted llego a su casa... encontro a Miguel con Maria Gambrelli y lo mato en un arrebato de celos.
Migueli Maria Gambrelli ile yakaladınız... ve kıskançlık içinde onu öldürdünüz.
Lincoin se encontro en ia misma situacion con george mccieiian.
Lincoln, kendisini George B McClellan ile böyle bir noktada bulmustu.
Y cuando encontro a Waterloo... destruido. Virgo había pasado J piter en la tercera fase.
Başak, Jüpiter'i üçüncü evrede geçmişti.
En 1812, despues de 15 años de victorias, se encontro con el desastre en la Campaña a Rusia.
Zaferlerle dolu 15 yılın ardından, 1812'de Rusya'da felaketle tanıştı.
Encontro un hueso.
- Kemik buldu.
No se encontro su cadaver.
- Cesedini hiç bulamadılar.
Entonces un dia, Clara llego, ella esta puliendo los postes de la cama dentro del propio cuarto de Joshua, y encontro una abertura secreta, y detras de ella encontro esto..
Yine bir gün Clara geliverdi, Joshua'nın kendi odasındaki yatak direklerini parlatırken, gizli bir kapı buldu, ardında da bu vardı.
Era un tipo duro Pero encontro a las personas equivocadas
Aslında iyi biri sayılırdı... ama yanlış dostlar edindi!
Su amiga dice que lo encontro colgado,
Arkadaşın onun asıldığını söyledi. Cesedi senin samanlığında buldular.
żEl sheriff ya encontro alguna pista?
Şerif bir ipucu bulabildi mi?
Al final de cuentas Stanley encontro a la gente? Alrededor del mundo.
Herşeye rağmen Stanley adını bulmadımı?
Le gusta mirarlas y las paga sólo por verlas. Busco por los alrededores hasta que encontro dos casadas,... nada jóvenes, pero agradables.
ama onu almak için iyi bir fiyat vermelisiniz ama onu çok seviyor ona bakmak için satın aldı orada iki ev hanımı var genç değil ama güzeller.
A proposito, el jefe te encontro un trabajo, como "comilon señalado"?
- Oh, Doğru mu? Bu arada patron senin için bir iş buldu mu? "atanmış yiyici" gibi.
Bueno... paso despues de todo este tiempo... me encontro!
Bu sefer işim bitti. Beni vurdu.
Digale al Sr. Brady donde encontro por primera vez al Sr. Kardarsian.
Bay Kardarsian'la ilk nerede karşılaştığını Bay Brady'ye söyle.
Significa que Gallagher encontro el escondite del titiritero.
Bu demek oluyor ki Gallagher eski kuklacının olduğu yerde.
¿ Encontro alguna cosa?
Onlar nasıl? ...
Pero todo lo que encontro alli era gas toxico.
Ama orada tek bulduğunuz zehirli gazlardı.
No, el que encontro la policia.
Yok, polisin bulduğu değil.
- La policia lo encontro en su piso.
- Polis dairesinde buldu.
Leland lo encontro, arranco las paginas.
Leland sayfayı yırtıp aldı.
" Sí, estoy con el hombre que encontro la capsula.
" Evet, kapsülü bulan kişi benim.
- ¿ Encontro a nuestros hijos?
- Çocuklarımızı mı buldunuz?
Asi es como Walter me encontro.
Walter işte beni böyle buldu.
La policia quisas encontro al culpable.
Muhtemelen polis yapanı bulmuştur.
Nikolai lo encontro en el soho y me llamo uted estaba muy enfermo
Nikolai seni Soho'da buldu ve beni aradı. Çok hastaydın.
El superintendente en jefe Capshaw podria usar esto..... en esa nota que encontro... habia algo escrito?
Başkomiser Capshaw bunu ondan intikam almak için fırsat olarak kullanabilir. Şu bulduğun not... içinde bir şey var mıydı?
Esto es lo que usted encontro.
Bulduğunuz şey bu mu?
Encontro esto medio mes antes?
Bunu on beş gün önce mi buldunuz?
Si. vole el unico que encontro el segundo sitio.
İkinci enkazı bulan uçağı ben kullandım.
Si el secretario Forrestal dejo una nota, esta nunca se encontro.
Sekreter Forrestal herhangi bir not bıraktıysa bile hiç bulunamadı.
Encontro algo?
Bir şey bulmuş mu?
Realmente encontro algo, no?
Aslında bulmuş, değil mi?
Encontro una pequeña cosita.
Küçük bir şey bulmuş. Öyle mi?
Su gente en la Section 9 se encontro con su trabajo tambien, –
Dışişleri Bakanı'nın tercümanının hayaletinin hacklenmesi olayında, –
Talvez encontro alguna novia que lo tiene caliente
Belki de orada çok ateşli olan bir kız arkadaşı vardır.
Apuesto que el te encontro a ti, seguramente por tu olor.
Bahse girerim o seni bulmuştur. Kokunun ne olduğu bilmek istemiştir.
Cha encontro estas en el hielo.
Cha-Cha bunları buzda buldu.
Atkins fue visto escapando, y luego se encontro el cuerpo del sheriff.
Atkins suç mahallinden kaçtı ve bundan kısa bir süre sonra... polis mısır tarlasının hemen yanı başında şerifin cesedini buldu.
¿ Dime que estás feliz que Frank... encontro una muchacha con caracter?
Frank'in böylesine iyi karakterli bir kız bulmuş olmasından dolayı ne kadar mutlu olduğunu ona da belli eder misin?
Encontro a Georges y le llevo hasta aqui.
Yolda George'yi bulmuş ve buraya getirmiş. Onu bize bırakamaz.
Si lo encontro, ¿ por qué dispararse?
Eğer sırrı ele geçirdiyse neden kendini öldürdü?
Cuando Brandon volviö de la India, la buscö sin cesar... y la encontrö muriéndose en un asilo para pobres.
Brandon askerden dönünce onu aradı durdu. Ve kızı bir fakirler evinde ölürken buldu.
- Por fin nos encontrö.
- Sonunda bizi buldun.