English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Entiéndes

Entiéndes tradutor Turco

34,597 parallel translation
Quizá no entiendes tus clientes tan bien como crees.
Belki de müşterilerinin düşündüğün kadar bilmiyorsun.
¿ Entiendes?
Çaktın mı?
- No lo entiendes.
- Anlamıyorsun.
¿ Entiendes los riesgos de la cirugía... de la que estamos hablando?
Bahsettiğimiz ameliyatın risklerini anladın mı?
Sí que lo entiendes. Lo sabes.
Anlıyorsun, biliyorsun.
Tú entiendes eso. ¿ Cierto?
Bunu anlıyorsun, değil mi?
No, tú no entiendes.
- Hayır anlamayan sensin.
A no ser que una bomba venga camino a nosotros, nada de lo que pase afuera tiene algo que ver con lo que pasa aquí. ¿ Entiendes?
Patlamak üzere gelen bir bomba olmadığı sürece dışarıda olan hiçbir şey burası ile bir alakası olamaz.
Tú me entiendes, ¿ no?
Ne dediğimi anlıyorsun, değil mi?
Me entiendes, ¿ no?
Ne dediğimi anlıyorsun değil mi?
Amor incondicional, ¿ me entiendes?
Koşulsuz sevgi. Anlıyor musun?
No lo entiendes.
Anlamazsın sen.
¿ Me entiendes?
Ne dediğimi anlıyor musun?
Eso es lo que no entiendes de Alicia.
Sana Alicia ile ilgili anlamadığın bir şey söyleyeyim.
Porque hay algo que parece que no entiendes sobre ti mismo.
Çünkü ben de sana kendin ile ilgili anlamadığın bir şey söyleyeceğim.
No, no, no, no lo entiendes.
Hayır, hayır, hayır, anlamıyorsun.
Seguro que no sucederá de nuevo porque ya no lo dejaré que se acerque a ti. ¿ Entiendes?
Bir daha olmayacağından adım gibi eminim çünkü artık yanına yaklaşmasına izin vermeyeceğim, anlıyor musun?
¿ No lo entiendes?
Anlamıyor musun?
Entiendes.
Anladım.
Algunos de nuestros asociados de negocios en SF, son bastante graciosos, si me entiendes.
San Fransişco'da iş yaptığımız bazı insanlar esprilerini yakalayabilirsen komiklerdir.
¿ Lo entiendes?
Anladın mı?
Y tú habla cuando te hablen, niña. ¿ Me entiendes?
Sen de sadece sana bir şey sorulduğunda konuşacaksın, kız.
Te salvé de ese orfanato y te mantengo cada día, así que mantén tu boca cerrada, Frankie, ¿ entiendes?
Anladın mı? Seni yetimhaneden kurtardım, yediğin yemeğin parasını da ben veriyorum. Bu yüzden çeneni kapalı tut, Frankie, anladın mı?
La traje aquí para que la convenzan de olvidarse de esto, no de que lo haga, ¿ entiendes, Ramon?
Onu eğitmenizi istemiyorum, anladın mı? Buraya onu vazgeçirmeniz için geldim. Siz de gaz veriyorsunuz, anladın mı, Ramon?
Tú no entiendes más el cómo me marcó de lo que yo lo entiendo.
Bana ne yaptığını benden daha mı iyi biliyorsun?
¿ Entiendes eso?
Beni anlıyor musun?
Entiendes que tendrás que trabajar con tu padre.
Babanla birlikte çalışacaksın, anlıyor musun?
¿ Lo entiendes?
- Öyle mi?
No lo entiendes.
Anlamıyorsun.
Eso es lo que se dice cuando no se está de acuerdo... "No lo entiendes". Así que, te inscribes en más seminarios, gastas más dinero y de repente lo entiendes.
Onlara uymayınca da hemen böyle diyorlar "Anlamıyorsun." Sen de daha çok seminer için kaydoluyorsun daha çok para harcıyorsun, sonra birden anlayıveriyorsun.
Entiendes que nuestro matrimonio terminó porque él tuvo una aventura.
İlişkisi olduğu için boşandığımızın farkında mısın?
Y lo entiendes. Quiero decir, es solo...
Anlıyorsun ya, yani...
- No lo entiendes.
- Önemli noktayı kaçırıyorsunuz.
Lo entiendes... ¿ verdad?
Anlıyorsun... değil mi?
¿ No entiendes el término "quid pro quo"?
"Quid pro quo" nun anlamını bilmiyor muydun sen?
- ¿ Lo entiendes?
- Anladın mı bunu?
¿ No lo entiendes? ¡ Dale el teléfono!
Anlamıyor musun?
No debiste ir con los policías, ¿ entiendes?
Polise gitmeyecektin.
Entiendes que dijo que podría ir a chuparle...
Şeyi anlamışsındır... Dedi ki, emecekmişim...
Nadie más sale lastimado. ¿ Lo entiendes?
Kimsenin canını yakmayın. Anlıyor musunuz?
Bueno, veo que no entiendes que no voy a tener este bebé hasta que vuelva a mi habitación.
Sanırım sen, özel odama geri dönene dek bu çocuğu doğurmayacağımı anlayamadın.
No entiendes.
Anlamıyorsunuz.
¿ Lo entiendes?
Anlatabildim mi?
Tú, de todas las personas, entiendes la importancia de nuestra investigación.
Araştırmamızın önemini herkesten iyi sen anlıyorsun.
Y tú habla cuando se te diga que hables, niña. ¿ Me entiendes?
Sen de sadece sana bir şey sorulduğunda konuşacaksın, kız.
Te salvé del orfanato y te alimenté cada día, así que mantén tu boca cerrada, Frankie, ¿ entiendes?
Seni yetimhaneden kurtardım, yediğin yemeğin parasını da ben veriyorum. Bu yüzden çeneni kapalı tut, Frankie, anladın mı?
La traje aquí para que hablen con ella y la convenzan de olvidarse de esto, no de que lo haga, ¿ entiendes, Ramon?
Onu eğitmenizi istemiyorum, anladın mı? Buraya onu vazgeçirmeniz için geldim. Siz de gaz veriyorsunuz, anladın mı, Ramon?
Nuestra confianza no es algo que puedes ganarte con juegos. - ¿ Entiendes?
Öyle sadece oyunlarla birbirimize karşı güven oluşturamayız.
Ahí es donde se sienta el ingeniero cuando - mezcla el sonido, ¿ entiendes?
Teknisyen sesleri karıştırırken orada oturur, tamam mı?
No. No entiendes.
- Hayır, anlamıyorsun.
¿ Entiendes eso?
Bunu anlıyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]