English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Eren

Eren tradutor Turco

498 parallel translation
Y tres, que termina hoy... gracias al Sr. Whitney, fue por conducir el coche con el que huía... la mayor banda de atracadores de bancos del país.
Bay Whitney'in çabalarý sonucu... bugün sona eren bu ziyaretinin sebebi de... ülkedeki en azýlý banka soyguncularýnýn kaçýţý için araba kullanmaktý.
Y morirá como todos los sueños deben morir al despertar.
Uyandığında sona eren tüm rüyalar gibi bu da sona erecek.
Sólo usted puede ayudarnos. Me llamo Dr. Nuri, me ocupo de Sadan " Conozco al doctor Nuri
Bizi ancak siz tenvir edebilirsiniz İstanbul'a döneceğiniz tarihi Şadanlara telleyin mutlaka sizinle görüşmek istiyorum. " Doktor Naci Eren.
... Uno por uno, todos, incluidos los niños, O que ya tiene edad suficiente para entender el.
Aklı eren çocuklar da etmeli.
- ¿ el qué se acaba?
Sona eren de neymiş?
El déficit fiscal, en cuanto al equilibrio... del presente año fiscal, excluyendo las exportaciones invisibles... pero ajustadas a las variaciones estacionales... y a los incrementos estadísticos de lo fiscal... y a las disposiciones de ingresos del presupuesto hasta abril...
Şimdi, mali açık mali yılın para dengesi açısından, ihracat hariç elbette mevsimlik değişim ayarı ve mali ve gelir düzenlemelerinin artan istatistiği nisanda sona eren yıllık bütçe dönemine uyarlandı.
Es Io que qu ¡ eren.
Korkunuzu göstermeyin.
No me gustan las cosas que terminan, las cosas que acaban.
Biten şeylerden hoşlanmam, nihayete eren şeylerden.
Pero las únicas personas... que son felices son las que son amables.
Ama sadece rahata eren insanlar mutlu olabiliyorlar.
¡ No quieren saber de la muerte de la democracia y la deshumanización!
Kimse sona eren demokrasiyi ve insanlığın öldüğünü dinlemek istemiyor.
Llamaré a un visitante de nuestra nación, un joven que ha venido de lejos para decirnos que nuestro predicamento no es único, que una vez hubo otro mundo, muy parecido al nuestro, que acabó tan abruptamente como creo que el nuestro está por hacerlo.
Ulusumuzu ziyaret eden, çok uzaktan gelen genç bir adamı çağırıyorum. Bu kötü durumu sadece bizim yaşamadığımızı anlatacak. Bir zamanlar aynı bizimki gibi olan başka bir dünyadan, bizimkinin bitmek üzere olduğuna inandığım gibi aniden sona eren bir dünyadan bahsedecek.
Hace tiempo tuve una aventura que acabó bastante mal.
Bir süre önce mutsuz biçimde sona eren bir aşk ilişkim olmuştu biliyorsunuz.
"Cómo deseo estar en ese reino de sábanas a cuadros, donde tú y tu soberano miembro sois el único soberano y se consuman los actos de amor, oh, escocés de enormes miembros".
"Senin ve'hükümdarının'yegane amir olduğu... "... aşk oyunlarıyla tamama eren, safran rengi çarşafların arasındaki... "... krallıkta olmayı öyle özlüyorum ki,
Le dimos la bienvenida al corazón de nuestra iglesia, dedicando su vida a dios y pidiendo sus bendiciones y guía a través de su vida, una vida que repentina y tristemente terminó..
Ona kilisemizin kalbinden hoş geldin dedik. Hayatını Tanrı'ya adadık ve yaşamı boyunca onu koruyup yol göstermesini istedik. Aniden acı bir şekilde sona eren hayatını.
Lee Harvey Oswald, un loco solitario que quería llamar la atención... y lo consiguió matando a un presidente fue sólo el primer cabeza de turco.
İlgi çekmek isteyen ve bir Başkanı öldürerek muradına eren Lee H. Oswald... bu deli ve yalnız adam uzun bir kurbanlar zincirinin ilk halkasıydı.
Asi como pueden ver que la única vida que realmente ha terminado es Papi.
Dolayısıyla gördüğünüz gibi hayatı tamamıyla sona eren tek kişi babanız.
Señora, querida reina, cuyos días terminaron al empezar los míos, dejad que bese vuestra mano.
Yüce kadın... Ben başlarken sona eren sevgili Kraliçe öpeyim şu elinizi verin de.
Fue una rivalidad que acabó con la explosión de un coche-bomba.
Bir otomobile yerleştirilen bombanın patlamasıyla sona eren rekabet.
Data de principios de la república se perdió hace 100 años en la Batalla de Nu'Shok.
100 yıl önce Nu'Shok Savaşı'yla sona eren Cumhuriyet'in ilk yıllarından geliyorlar.
Por el final de todo.
Sona eren her şey adına!
Los Indios llegaron durante la última era de hielo La cuál termino hace cientos de años
Kızılderili'ler binlerce yıl önce sona eren son buzul çağı sırasında geldiler.
Todos tienen un lado amargo sobre el que es necesario actuar. ... ni hablar de cambiar pañales.
Vaftiz anne baba olarak hayal kırıklığı yarattıkları için sona eren arkadaşlıklar biliyorum.
Sí, eso terminó cuando él tenía como doce años.
Tabii, 12 yaşında filanken sona eren tavırları.
Nos dejó tres meses sin pagar el alquiler... un seguro de vida vencido un año antes de su muerte.
Üç ay ödenmemiş kiramız, ölmeden önceki yıl sona eren bir hayat sigortası bıraktı.
La qu ¡ eren trad ¡ cional.
İstenmiyor. Eski moda istiyor.
Esos guerr ¡ lleros no qu ¡ eren paz, sólo qu ¡ eren vender cocaína.
O gerillalar barış istemiyor. Tek istedikleri kokain satmak.
Por f ¡ n los h ¡ pócr ¡ tas qu ¡ eren negoc ¡ ar.
İkiyüzlüler nihayet görüşmeye yanaştı.
- ¿ Qué qu ¡ eren que vea?
- Neye bakıyoruz?
El amor es la cosa más triste del mundo cuando se acaba.
Sona eren aşk hayattaki en üzücü şeydir.
Conozco gente cuya amistad terminó porque alguno no fue un buen padrino.
Vaftiz anne baba olarak hayal kırıklığı yarattıkları için sona eren arkadaşlıklar biliyorum.
¿ Qué pasa en el cerebro de un robot que deja de ser útil?
Kullanımı sona eren robotun beyninde neler olur?
Antes de hablar de la fase 2... daré un rápido repaso a la ya concluida fase 1
2. Aşama'dan önce, yakında sona eren 1. Evre'den bahsedeyim.
Pasemos a los resultados de los cuartos de final :
Sona eren çeyrek final maçlarını tekrarlıyorum ;
¿ En qué clase de hombre se convertirá un niño si su padre ve el compromiso y su madre se considera simplemente una receptora sexual?
Bağlılığı, martini bittiğinde sona eren... birşey gibi gören bir babası... ve kendini seks deposu olarak gören bir annesi varken... bu çocuk nasıl biri olacak?
Dijiste que eras kazajo.
- Eren, Alighe boyu. - Kazakım dedin.
Es su discurso de despedida tras un mandato de ocho años que finaliza el viernes al mediodía.
Bu konuşma, Cuma günü baş komutanlık görevi sona eren başkan Eisenhower'ın veda konuşmasıdır.
Es un proceso natural en mujeres que tienen una cierta edad.
Belli bir yaşa eren kadınlarda doğal bir süreçtir.
Hay una ruta de inmigración ilegal hacia R.U. que empieza en Estambul.
İstanbul'dan başlayıp İngiltere'de sona eren yasa dışı bir göçmen rotası var.
Con dos canales idénticos, cenizas... con una programación que acaba a las 11 de la noche.
Aynı şekilde yayın yapan, ikisi de siyah-beyaz, gece 11'de yayını sona eren iki kanal.
Hoy vamos a dar sepultura a Loomis Crowley, un joven cuya vida nos fue arrebatada de forma trágica.
Bugün burada Loomis Crowley için toplandık ; hayatı trajik bir şekilde sona eren genç bir adam.
La vida es tan sólo una serie de reacciones químicas, que empieza con la eyaculación y termina con la muerte.
Hayat sadece boşalmayla başlayıp ölümle sona eren kimyasal reaksiyonlardan ibarettir.
Esta es la historia de cómo un equipo de padre e hijo se alzaron de la ignominia para sofocarla.
ve çılgınlıgından, ve inançlarından dolayı, sona eren, efsanevi bir süpergüçtü.
Sr. Oscarsson, le llamo sobre el tiempo que pasó en combate de enero del 44 hasta el fin de la guerra.
Bay Occarsson, sizi zamanında katıldığınız savaş için aradım, 1944 Ocak'ında sona eren savaş için.
Un sueño que fue arruinado en la última entrada.
Son atışta sona eren bir hayal.
Sí, es una asociación deshonesta. Se remonta hasta la caída del Tercer Reich.
Nazi diktatörlüğünün yıkılmasıyla sona eren kötü bir ortaklık.
Terminó de consultor para el Dpto. de Defensa.
DOD için çalışması sona eren üstün zekalı çocuk.
Señora, querida reina, que terminó cuando yo empecé...
Yüce kadın, ben başlarken sona eren sevgili kraliçe,
Dados los recientes acontecimientos, la hermandad ya no está de acuerdo en mantener una relación tan cercana entre nosotros y las ZBZ.
Son yaşanan olaylardan sonra,... kardeşlik,... bizim aramızda sona eren ilişki ve ZBZ ile anılmaktan rahatsızlık duyuyor.
Desde que tenía 16, he estado luchando esta guerra la cual ha sido reprimida como también sangrienta.
16 yaşımdan beridir sona eren bu iğrenç savaşın içinde mücadele ediyorum.
No qu ¡ eren robar ganado.
Yiyecek içeceklerle ilgilenmiyorlar, Altın ve mücevher arıyorlar.
-... ¿ dos premios Nobel importantes?
- Muradına eren dervişin gösterdiği? - Sabır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]