Translate.vc / Espanhol → Turco / Ernest
Ernest tradutor Turco
823 parallel translation
ERNEST SCHOEDSACK cuya cámara grabó esta experiencia épica.
{ \ 1c00FFFF } ERNEST SCHOEDSACK { \ 1c00FFFF } Kameraman olarak bu destansı deneyimi kaydetti.
- Bravo. Había mucha gente en el funeral del pobre Ernesto.
- Ernest'in cenazesi epey kalabalıktı.
Ah, fue con Ernest.
Ernest ile beraberkendi sanırım.
- Pobre Ernest.
- Zavallı Ernest.
- ¿ Ernest está muerto?
- Ernest mi öldü?
Oye, Edouard, ¿ sabías que Ernest tenía una amante?
Edouard, Ernest'in bir metresi olduğundan haberin var mıydı?
Paula, Ernest y tú vendréis a cenar el próximo viernes.
Paula, önümüzdeki cuma Ernest'le yemeğe katılmanı istiyorum.
Espero que Ernest esté más emocionado por esta boda que tú.
Ernest, evlilik konusunda umarım senden daha isteklidir.
Ernest vuelve del extranjero esta tarde.
Ernest bu akşam yurt dışından dönüyor.
¿ Ernest?
Ernest mi?
Pobre Ernest.
Zavallı Ernest.
Ernest es el tipo de joven con el que debería casarme.
Ernest tam evleneceğim gibi bir genç.
¿ Crees que puedo seguir con Ernest?
Ernest'le yapabilir miyim sanıyorsun?
Voy a contárselo a mamá y a papá y a Ernest...
Anneme, babama ve Ernest'e anlatacağım.
Es sobre Ernest y yo.
Ernest ve benim hakkımda.
Y tú me vienes con Ernest.
Sen de Ernest hakkında sızlanıyorsun.
Tengo que oír sobre Ernest, negocios, dolores de cabeza, cuando estoy volviéndome loca.
Aklımı kaçıracak haldeyken Ernest'i, iş konularını... baş ağrısını dinlemem gerekiyor.
Ernest ha vuelto esta noche.
Ernest bu gece döndü.
Ernest DeGraff.
Ernest DeGraff ile.
Ernest, mientras has estado fuera, ha ocurrido algo...
Ernest, sen burada yokken, bir şey...
¡ Y éste es Ernest!
Bu Ernest olmalı.
¿ Cómo supo que soy Ernest?
Ernest olduğumu nereden bildiniz?
Puedo distinguir a un Ernest a 10 metros.
Bir Ernest'i 10 metre öteden tanırım.
Ernest no se dará cuenta de nada.
Ernest hiçbir şeyin farkına varmayacak.
No quiero ver a Ernest.
Ernest'i görmek istemiyorum.
Pero si llegas a hacerlo, sabes, alguien como Ernest... no querrá saber nada de tu pasado... mientras lo dejes en el pasado.
Ama seversen, mesela Ernest gibi biri... geçmişte kaldığı sürece, geçmişin hakkında... hiçbir şey bilmek istemeyecektir.
Y con Paula casada con Ernest, viviremos en algún sitio más pequeño.
Paula Ernest'le evlenince daha ufak bir yere taşınırız.
Ernest...
Ernest... kapı açık!
Basada en la famosa obra de Ernest Hemingway
Ernest Hemingway'in meşhur romanından uyarlandı
Soy un hombre de mediana edad.
- Ernest, ben orta yaşlı bir adamım.
" El soldado Ernest J. Stazak se dirigirá a París...
" Er Ernest J. Stazak, Paris'e gidecek...
Despellejando un caballo, Ernest Bruyet se seccionó la arteria femoral.
Atın derisini yüzerken, Ernest Bruyet uyluk atardamarını kesmişti.
¡ Ernest!
Ernest!
"¿ Quieres, Ernest Sidney Gubbins, a esta mujer como esposa?"
"Sen, Ernest Sidney Gubbins, bu kadını karın olarak kabul ediyor musun?"
"Ernest Gubbins."
"Ernest Gubbins."
Muy bien, Ernest.
Pekala, Ernest.
Sólo he venido a por una botella de Chartreuse para Ernest.
Sadece Ernest için bir şişe Chartreuse almaya geldim.
Es mi habitual sorpresa de Navidad para el pobre Ernest.
Zavallı Ernest için bu yılki Noel hediyesi.
La tragedia romántica de la Primera Guerra Mundial de ERNEST HEMINGWAY
ERNEST HEMMINGWAY'in 1. Dünya Savaşı'ndaki romantik trajedisi
¡ Ernest! ¿ Me oyes?
Ernest, beni dinliyor musun?
¿ Ernest?
Ernest.
¿ Ernest?
Ernest!
Sí, Ernest.
Evet, Ernest.
Pobre Ernest, ojalá Minnie no estuviese en tu vida.
Zavallı Ernest. Bazan, Minnie'nin senin yaşamında hiç olmasaydı diyorum.
Ernest, ¿ con quién estabas hablando?
Ernest Findlater, kiminle konuşuyordun?
- ¿ Ernest?
Ernest!
¡ Ernest! ¡ Sam!
Ernest!
Realmente, Ernest Loring Nichols.
Tam olarak, Ernest Loring Nichols.
El mío es Ernest Hunkle.
- Benimki de, Ernest Hunkle, efendim.
Me llamo Ernest.
Adım Ernest.
y puede ser que Otelo.
Ayrıca Ernest ve Paul, Hamlet ve Joe. Belki de... Othello.