Translate.vc / Espanhol → Turco / Erótica
Erótica tradutor Turco
408 parallel translation
La compasión y la atracción erótica se pueden confundir con amor.
Merhamet ve tensel çekim gibi duygular çoğu zaman aşk ile karıştırılır da.
Soy tu foto erótica particular.
Sanırım beni kendi özel kirli kartpostalın olarak görüyorsun.
- ¡ Dejadlo arriba! - Pero... Decía que la postura es claramente erótica, voluptuosa...
Tavrı açıkça erotik, teşvik edici!
Si diagnosticaran a terapeutas cuyos matrimonios se derrumbaron... ¿ Cuantos casos de transferencia erótica crees que encontrarían?
Eğer evlilikleri sona ermiş terapistlere teşhis koymak isteselerdi, kaç tane erotik geçiş vakası bulabilirlerdi?
La chica con el problema de transferencia erótica.
- Erotik geçiş vakası olan kız.
Debería ir a un curso de erótica ligera.
Önsevişme konusunda biraz eğitim almalıyım.
No tenía nada de erótica.
Gerçekten seksi değil.
Y ella, en una erótica.
Erotik film yaptı.
Yo prefiero no saber nada, pero ella insiste... en explicarme su biografía erótica.
Hiçbir şey bilmemeyi yeğlerdim. Ama bana erotik geçmişine ilişkin bilgi vermekte ısrar ediyor.
Todas las sociedades tenían una subcultura dedicada a la estimulación erótica.
Her toplumda erotik uyarıya adanmış ayrıntılı bir alt kültür vardı.
Como parte de los estudios de May, intentamos descubrir el vínculo entre la estimulación erótica y la erección.
Yaratık üzerinde May'in araştırmalarının parçası olarak, yine erotik uyarı ile ereksiyon arasındaki bağlantıyı bulmaya çalışıyoruz.
Mediremos la estimulación erótica de la corteza, lo que produce la erección.
Bu deney, ereksiyona yol açan oto erotik korteks uyarısını ölçecektir.
Los tipos viejos tienen un tesoro en la ciencia erótica.
Yaşlı erkekler erotizm biliminin hazine sandığı gibidir.
¿ Ciencia erótica?
Erotizm bilimi mi?
Os ordeno que me cuente sobre su vida erótica.
Emirlerime istisnasız itaat etmek zorundasın.
arte, magia negra, espiritualidad, la filosofía de Nietzsche... la obra erótica del grabador belga, Félicien Rops... así como el robo y el papel de la prostitución en el mundo.
Sanat, kara büyü, spiritüalizm, Nietzsche felsefesi Dünyayı Yöneten Hırsızlık ve Fahişelik gibi Belçikalı hakkâk Felicien Rops'un erotik eserleri.
Pero creo poseer la capacidad de una especie de mirada erótica.
Ama bir tür erotik bakış yeteneğim olduğuna inanıyorum.
A eso es a lo que llamo mirada erótica.
Erotik bakış diye adlandırdığım.
Dijo, "hasta la carne vieja es erótica." que la enfermedad es el amor entre dos criaturas extrañas,
Bana diyor ki ; "yaşlı bir vücut bile erotiktir, hastalık ; iki çeşit yabancının birbirlerine olan aşkıdır."
- Tu mente erótica.
- Cinsel alışkanlık olmasın?
El estímulo erótico... desencadena una tensión erótica en la corteza cerebral.
Erotik uyarıcı beyin korteksinde erotik heyecan başlatır.
¿ Cuántos años llevas de estimulación erótica?
Yani ön sevişmeniz kaç yıldır sürüyor?
Que Caladonia interprete su danza erótica del templo en honor a Eros.
Caladonia, Eros'un şerefine, erotik tapınak dansını yapsın.
- Un paraíso de belleza erótica.
- Erotik güzelliğin cenneti.
¿''Un paraíso de belleza erótica''?
Uzan.
Es una mezcla entre historias de viaje... y erótica.
Yarı macera, yarı erotik.
La erótica de la isla :
Adada Erotizm...
Con una modelo guapa, quizá se venda bien como postal erótica.
Güzel bir modelle erotik poster olarak bile satılabilirdi.
"Eres la mujer más encantadora, exótica y erótica que he visto y tengo que hacerte el amor ahora mismo".
"Sen gördüğüm en tatlı, egzotik ve erotik kadınsın ve seninle sevişmem gerek"?
Muchas me preguntaron qué quise decir con "Srta. Erótica".
Bazı çocuklar "Bayan Cheesecake" le ne kastettiğimi soruyordu.
- Fue casi erótica.
Oldukça erotikti.
¿ Qué quieres decir con erótica?
Erotikle neyi kastettin?
Ya sabes lo erótica que me pongo cuando como chino.
Çin yemeği yediğimde ne kadar erotik olduğumu biliyorsun.
Pero ahora veo que sólo es una... fantasía erótica.
Ve şimdi tüm bunların bir fantezi olduğunu öğrendim.
Estimulación erótica.
Ön sevişme.
- Estimulación erótica.
- Ön sevişme.
- ¿ Estimulación erótica?
- Ön sevişme mi?
- Sí, la estimulación erótica.
- Evet, bilirsin. Ön sevişme gibi.
A decir verdad, creó una fantasía complicada... y muy erótica sobre cómo fue.
Aslında, bu konu hakkında çok ayrıntılı düşününce, erotik fantezi yarattım.
Grandiosa... lírica... erótica... y con tendencia a las Girls Scout.
Muhteşem, şiirsel, erotik ve tam izci kızlara göre daha iyisi olamaz.
Ya me quitaron $ 7.00 por esa supuesta travesía erótica de Milán a Minsk.
Benim yedi dolarımı zaten aldılar. Milan'dan Minsk'e erotik yolculukmuş.
- Perdona Helen, pero eso ha quedado claro en el párrafo sobre la atracción erótica.
- Afedersin. Afedersin Helen, ama konuşmasında aralarındaki erotik çekimi,... değil mi David, ve bunu niye yaptığını çok net açıklıyor.
Me encanta tu charla erótica.
Oh, seksi konuşmana bayılıyorum.
Si estuviera completamente desnuda se perdería la fuerza erótica.
Eğer tamamen çıplak olsaydı, erotik gerilim bütünüyle yokolurdu.
" Estimado Anónimo, estaba intrigado cuando Marcel sugirió que usted escriba literatura erótica para mí.
"Sevgili isimsiz kişi..." Marcel erotik hikayeler yazmanı önerdiğinde çok heyecanlandım.
Como tu ausencia se prolongue me voy a convertir en una escritora erótica.
Bir dahaki sefere geç kalırsan, erotik romanlar yazmaya başlayacağım.
Eso es estimulación erótica.
Oh, anladım. Bu ön sevişme.
Y también llamó a la linea erótica desde la zapatería. Y tomó un puñado de caramelos de menta, sin pagar.
Ayakkabı dükkanından 900'lü numaraları da aradı ve hayır için satılan şekerlerden parasını ödemenden bir avuç aldı.
- ¡ Calla, esto es erótica!
- Sessiz ol, bu erotik!
Muy erótica.
Çok erotiktir.
La luna llena brillaba sobre el mar erótica y turbadora.
Denizin üstünde vuku bulmuş dolunay erotik ve rahatsız ediciydi.