Translate.vc / Espanhol → Turco / Esti
Esti tradutor Turco
298 parallel translation
- ¿ De qué se trata?
- Hey, nereden esti?
Pero cometió la excentricidad de morirse la primavera pasada dejando la mitad de su fortuna de casi un millón de libras a la Universidad de Londres para investigaciones entomológicas.
Geçen yaz ölmeden önce yaşlı kafasına esti ve servetinin yarısını, bir milyon sterlini Londra Üniversitesi'ne entomoloji araştırmaları için bıraktı.
Aún no sé qué hizo que me apartara cuando vino hacia mí.
Bana doğru gelirken nereden esti de kenara çekildim hala aklım almıyor.
Hace años que sopla sin cesar.
Her sene böyle esti.
POLLO - CUALQUI ER ESTI LO
Orkestranın başladığını duyunca
¿ Cómo se te ha ocurrido venir a estas horas?
Gecenin bir yarısında nereden aklına esti?
- No, un capricho, supongo.
- Sanırım, sadece aklına esti.
Sólo perdió los estribos.
sadece biraz esti gürledi.
Esti... ¿ qué?
Görgü... Ne?
El sol brillaba y el viento soplaba.
# Güneş doğdu, rüzgar esti #
Luego un viento tremendo que casi nos desvió de rumbo.
Daha sonra hepimizi sarsan güçlü bir rüzgar esti.
Nena, no sé de qué va, pero yo no te llamé.
Tatlım, bu aklına nereden esti bilmiyorum ama ben seni aramadım.
'¿ Qué se apoderó de ella?
" Aklına nereden esti?
Un capricho pasajero cuando venia por el rio.
Öylesine aklıma esti işte. Nehirde geziniyordum da.
Los sonidos del campo flotaban en mi celda con el aire fresco de la noche, oliendo a tierra, a sal, y acariciando mis mejillas.
Kırdan gelen sesler, toprak ve tuz kokan serin gece havası hücreme doldu ve yanaklarımda esti.
¿ No me diga que entraron por capricho?
Bir anda aklınıza esti ve o şekilde mi işe koyuldunuz?
No sé qué pasa por su cabeza pero quiere que Ud. vaya con él
Kafasına neler esti bilmiyorum ama sizi yanına almayı düşünüyor.
El amor de verano Sucedió tan deprisa
Yaz aşkı, fırtına gibi esti
Volví tambaleándome al metro,... y la brisa me movía el pelo.
Sersemlemiş bir halde metroya yöneldim Ve saçımın arkasından hafif bir rüzgâr esti
Hablé sin pensar.
Öyle aklıma esti işte!
- Yerba mala nunca muere.
Hangi rüzgâr esti de geldin?
Era la noche previa a Halloween... y yo, todavía encerrado en el guardarropas... de repente sentí una brisa saliendo de la oscuridad... helándome hasta los huesos.
Cadılar Bayramı arifesiydi ve ben hala vestiyerde kilitliydim. Birden karanlığın içinden bir rüzgâr esti ve kemiklerime kadar beni ürpertti.
Pues, por casualidad.
- Kafama esti sadece.
¿ Es de propia voluntad?
Aklınıza esti ha?
Hizo mucho aire ese día... Buenos días, Hivert.
O gün rüzgar öyle sert esti ki... kısa eteği havalandı.
Cada vez estaba más débil... casi tan transparente como sus enaguas... la mirada perdida.
O gün rüzgar öyle sert esti ki, küçük eteği havalandı. Kör! Kör!
- ¿ Cómo ocurrió?
- Nereden esti aklına?
Eso fue Rockin'Dopsie y The Zydeco Twisters.
Rockin'Dopsie ve Zydeco buradaydı ve fırtına gibi esti.
Bien, al parecer esa prostituta sucia averiguó que ibamos a hacer un negocio porque su hijo, el vaquero y su fuego, entraron en el cuarto y ardió y no se detuvo, hasta que se aseguraron que todos estában muertos.
Neyse, anladığımız kadarıyla... O amcık orospu, bizim bazı işler çevirdiğimiz konusunda kıllandı... Ve senin kovboyda, oraya gelip bir kasırga gibi esti...
Soy viejo.
Esti toprağım yani.
Esti in pauza de masa? Ceva noutati?
When a man loves a woman
Esti un sobolan.
Seni oyunbozan
- Esti treaz.
- Uyanık olmam gerekiyor.
- Buna, mami. Cum esti?
Geldiğiniz için teşekkürler.
Cum esti?
- Kilo mu verdin?
- Hey, tata, cum esti?
- Nasılsınız?
Mami... esti bolnava?
Anne hasta mısın?
Esti bine.
İyisin. Doktor söyledi.
- Sí.
- Buraya gelmek nereden esti?
" Tu actuación de enferma en el campo quedó como la de Bernhardt en Camille.
" Sayfiyedeki ölüm sahnen Bernhardt'ın Camille'deki performansına eşti.
Sopló con fuerza.
Rüzgar çok sert esti.
Jane era una esposa adorable, una compañera perfecta.
[İç çekme] Jane tapılası bir eşti, Tam ruh eşim.
Pero incluso ella estaba por encima de mi madre, que era sólo la Cuarta Esposa. La más reciente.
Fakat annemden daha kıdemli olsa bile ki o sadece dördüncü eşti, aralarında en yenisiydi.
- Yo soy Ed.
Onlardan biri de, aklına esti diye beni tahliye edememen.
Un amante formidable, increíble.
Mükemmel bir eşti. İnanılmaz...
- Esti bine?
- Tamam?
Esti bine.
Sen iyisin.
Jessica. Cum esti ingerul meu dulce?
- Tatlı meleğim nasıl?
- Esti frumoasa.
- Hey.
- Mami, esti bolnava?
- Anne hasta mısın?
Estr foarte bucuroasa, ca esti bine.
İyi olmana çok sevindi.