Translate.vc / Espanhol → Turco / Existe
Existe tradutor Turco
18,036 parallel translation
- No existe ningún Dios.
- Tanrı yok. - Ne? !
No existe ningún Royal McPoyle.
Royal McPoyle diye biri yok.
Pero ahora me doy cuenta de que ya no existe tal esperanza.
Ama artık bunun için hiç umut olmadığını görüyorum.
Existe un instinto en dejar tras uno algo hecho a su imagen y semejanza.
Birinin kendi suretini gördüğü şeyi ardında bırakmak gibi bir huyu vardır.
Existe una razón de peso, para que fueras el único al que denegaron el indulto.
Af önermeyi reddettikleri kişinin tek sen olması için iyi bir sebepleri var.
No existe nada en el mundo que pueda sustituir eso.
Dünyanın hiçbir parçası bunun yerini alamaz.
Existe un conflicto entre ellas.
Aralarında çatışma var.
Apenas existe alguien que lo haga.
Çok azımız anlar.
Y vamos a suponer que desde este instante, el indulto incondicional ya no existe.
Öyleyse farzımuhal, şu andan itibaren koşulsuz aflar ortadan kalkacak.
Y crees que existe un complot para atacar la caravana secreta a quien se vio zarpar a mar abierto hace horas.
Gizli konvoya saldırmak için bir plan yapıldığına inanıyorsun. Öyle bir plan ki Kaptan Flint de işin içinde herkesin saatler önce açık denize açıldığını görmesine rağmen.
Ya no existe "yo".
Artık ben yok. Artık biz varız ve bizim de bir planımız var.
Solo existe "nosotros" y tenemos un plan. ¿ Recuerdas el plan?
Hatırladın mı planımızı?
Ya no existe.
Artık öyle birşey yok.
No existe un Dios.
Tanrıyı yok sayıyorsun.
Una puta judía. ¿ Existe eso?
Yahudi bir fahişe gelmiş. Bu ilk mi acaba?
Además existe la verdadera posibilidad de que sea una persona que actúe de modo peligroso e ilegal.
Aynı zamanda tehlikeli ve kanun dışı davranışlar ortaya koyma ihtimali de çok yüksek.
Digo, Jesús, existe el guiar al testigo y el meterle palabras por su garganta.
Şu işe bak yani tanığı yönlendirip lafı ağzına tıkmışlar.
Satán no existe.
Şeytan falan yok.
Porque Satán no existe, ¿ recuerdas?
- Çünkü Şeytan yoktu, unuttun mu?
Pero sé que la posibilidad existe y eso es razón suficiente para hacer estas pruebas.
Ama böyle bir olasılık olduğunu biliyorum ve bu test yapmak için yeterli bir sebep.
Siempre dije que el amor es un invento social que no existe.
Her daim aşkın gerçekte var olmayan sosyal bir kurgu olduğunu söylerdim. Sana o zaman da inanmadım, şimdi de inanmıyorum.
En el código de la amistad no existe "lo siento" ni "gracias".
Dostlukta üzgünüm ve teşekkürler yoktur.
En el código de la amistad no existe "lo siento" ni "gracias"
Dostlukta üzgünüm ve teşekkürler yoktur...
No existe tal cosa en el centro, ¿ verdad?
Şehir merkezinde öyle bir şey olmaz. Haksız mıyım?
Es algo que existe en el personaje desde sus comienzos.
O karakter için başından beri var olan bir özellik.
Los fans de Viaje a las Estrellas fueron pioneros de la cultura del cosplay que existe hoy en día.
Şimdiki "cosplay" kültürünün öncüleri Uzay Yolu hayranlarıydı sanırım.
No existe otra forma de verlo.
Aması falan yok.
La verdad sobre el mundo. Monje... Existe solo una forma para saber sobre la verdad.
dünyanın gerçeği keşiş gerçeği görmenin sadece tek bir yolu var.
Terry finge que Jane existe que algún día vendrá a casa.
Terry, Jane gerçekmiş gibi yapıyor bir gün eve gelecekmiş gibi.
¿ Esto existe?
Böyle bir şey varmı?
Esa no existe.
Öyle bir sözcük yok.
Existe si yo lo digo.
Ben var dersem vardır.
- Eso no existe.
- Öyle bir şey yok.
Ahora, como tiene dos bandejas, un DJ existe en dos zonas de tiempo, ¿ sí?
Şimdi, iki turntable'ı olduğunda bir DJ iki zaman diliminde bulunur, tamam mı?
No existe ninguna canción como la nuestra y eso ya es algo.
Bizimki gibi bir şarkı yok piyasada.
- ¡ Existe en serio!
- Böyle biri var kanka!
"Nosotros" no existe.
"Biz" diye bir şey yok.
Porque ya existe una DJ Stephanie.
Çünkü zaten bir DJ Stephanie vardı.
¡ Ya existe una D.J. Tanner!
Zaten bir D.J. Tanner da var!
Si esa perra existe, quisiera patearle los dientes.
O kahpe gerçekten varsa dişlerine tekmeyi anında basmak isterdim.
Eso no existe aquí.
- Burada adil diye bir şey yoktur.
Este lugar que andas buscando, ¿ cómo estás tan segura de que existe?
Aradığın şu yerin var olduğundan bu kadar emin olmanı sağlayan şey nedir?
La agencia que no existe. Mierda.
NSA, Aslında olmayan ajanlar.
Y existe la misma cantidad de motivaciones... que te obliga a regresar.
Ve bir o kadar da, dönmenizi gerektirecek nedenler...
Eso no existe.
- Böyle bir şey olamaz.
¿ Existe otro cofre?
Başka bir sandık mı var?
Okey, Si el no hace esto y no hace aquello... ¿ Existe algo que él haga?
Pekala, onu yapmaz bunu yapmaz yaptığı herhangi bir şey yok mu?
- Existe un polvo para saltar.
- Bu, zıplama tozu.
Lo que digo es que el sistema que hemos estado usando, es un sistema que ya no existe.
Demem o ki, kullandığımız sistem artık var olan bir sistem değil.
- Holmes no existe. - ¡ Dámela!
- Sherlock Holmes gerçek bile değil.
- ¿ Existe la clientela?
- Alıcı potansiyeli var mı?