Translate.vc / Espanhol → Turco / Extrano
Extrano tradutor Turco
34,084 parallel translation
Yo también te extraño.
Ben de seni özlüyorum.
Ese tipo tiene algo extraño.
Bu adamla ilgili yanlış bir şeyler var.
Es... es un tipo extraño.
Biraz garip biri.
Te extraño, Ángela.
Seni özlüyorum Angela.
Te extraño.
Seni özlüyorum.
Llama a su mamá con una frecuencia extraña y me aprovecharé de ese extraño dato.
Annesini garip bir sıklıkta arıyor. Ve bu gariplikten faydalanacağım.
La casa del cuchillero lucía igual en 2016, pero ahora el cuchillero era un extraño.
Bıçakyapıcı nın evi aşağı yukarı 2016 da benzerdi, ama başka birisi tarafından çalıştırılıyordu.
Son solo 16 años. Bueno, si yo tuviera 30 y él 46, no serían tan extraño.
Yani ben 30 o da 46 yaşında olsa kimse garipsemezdi.
Sí, y por eso vosotros me tratáis como si fuera un extraño.
- Aynen siz de bu yüzden bana el oğlu muamelesi yapıyorsunuz.
Es extraño.
İlginç.
Sí, hicieron el hackeo, pero tambaleándose hasta llegar a este ridículo y extraño accidente.
Özel değilsin. Evet, saldırıyı siz yapmış olabilirsiniz. Ama kendinizi saçma bir olayın içinde buldunuz.
Te extraño.
- Özledim seni.
Y si algo extraño o fuera de lo normal aparece, no dude en llamar.
Eğer garip veya sıra dışı bir şey olursa bizi arayın.
Estábamos comprometidos, fue cuando comenzó a actuar extraño...
Nişanlandıktan sonra garip davranmaya başladı.
Si fuera yo, no estaría tan segura. ¿ Es extraño?
Senin yerinde ben olsaydım bu kadar kendime güvenmezdim.
Les parecerá extraño, pero desde que volví, creo que Lucy está celosa. Es una cosa.
Bakın bu biraz garip gelebilir ama sanki geldiğimden beri Lucy beni kıskanıyor.
Necesitas divertirte, alocarte, besar a un extraño.
Senin eğlenmen lazım. Sal kendini, git rastgele birini öp.
"Yo también extraño el chop suey".
Ben de chop suey yemeyi özledim. "
Es que te extraño.
Seni özledim işte.
Esto está dando un giro extraño.
Muhabbet tuhaf bir şekil aldı.
Extraño nuestra rivalidad.
- Aramızdaki ateşi özlüyorum.
Supongo que yo también la extraño.
- Ben de özlüyorum galiba.
Muy bien, ¿ qué tal si digo : "Extraño al lechero"?
Peki ben "Sütçüleri özledim" desem?
¿ Qué soy, un idiota? ¿ No extraño al lechero?
Salak mıyım ben de sütçüleri özlemeyeceğim?
Sé que dije todo eso de no hacernos mayores, pero... Creo que realmente quería ir porque te extraño.
Yaşlanmak istemediğim konusunda onca laf ettiğimin farkındayım ama aslında seni özlediğim için gitmek istedim.
Extraño a mi novia.
- Kız arkadaşımı özledim.
Un extraño, probablemente hace mucho tiempo, escribió su último deseo y su testamento justo ahí en vuestra pared.
İşin garibi, yabancının biri muhtemelen uzun zaman önce buradaki duvara vasiyetnamesini yazmış.
Eso no le pareció extraño?
Bu sana garip gelmedi mi hiç?
Un testigo nos dijo que Charles fue perseguido por algún tipo de extraño animal.
Tanığın dediğine göre Charles değişik bir hayvan tarafından kovalanıyormuş.
Incluso podría ser tan extraño como esto.
Bunun gibi değişik bir şey.
Y, cuando vuelvas, - ¿ podrías decirles a mis hermanos que los extraño?
Geri döndüğünde kardeşlerime onları özlediğimi söyler misin?
Extraño.
- Garip.
Por extraño que parezca, lo convencí para tomar una autofoto.
- Neyse ki onu selfieye ikna edebildim.
Sí, pero estamos en un lugar extraño con Chumhum.
Öyle ama bu dava Chumhum'la ilişkimize zarar verebilir.
Tuve ese extraño presentimiento, como si algo malo fuera a suced...
Çok kötü bir şey olduğu hissine kapılıverdim... Alo?
¡ Me abandonaste con un extraño!
Beni yabancının tekiyle başbaşa bıraktın!
- Aunque últimamente actuaba extraño.
Gerçi son zamanlarda biraz garip davranıyordu. Nasıl garip?
Mira, sé que es mucho pedir, especialmente viniendo de un extraño.
Bunu tamamen yabancı biri olarak istemek saçma biliyorum.
No eres un extraño.
Sen yabancı değilsin.
Extraño pensamiento, él- - Él no se resistió en absoluto.
İlginçtir ki hiç çabalamadı.
Sé que suena extraño pero sucederían cosas y eran tanto casuales como no tan casuales.
Kulağa garip geliyor biliyorum gizemcilik veya başka bok gibi. Ama dediklerim oluyordu rastlantı eseri olsa da. Raslantı değillerdi.
Dijo que oyó un ruido extraño, que parecían pasos.
Garip sesler duyduğunu ayak seslerine benzediğini söyledi.
¿ Has visto a alguien... extraño?
Garip birini gördün mü?
Ya no soy un extraño.
Gördün mü? Artık yabancı değilim.
Hola, extraño.
Selam, yabancı.
Eres tan extraño.
Çok garipsin.
Sientes que viene algo extraño... Te calmas.
Tuhaf bir his geldiğini hissedersin, sakinleşirsin.
Quieres servirle nuestro whisky a este extraño... y contarle la historia de 100 años... de Horace Pete's y cómo todos son santos?
Tanımadığın birine viski verip yüz yıllık hikâyemizi Horace ve Pete'in nasıl aziz insanlar olduğunu mu anlatmak istiyorsun?
Oye, allí, extraño.
Merhabalar, bayım.
Bueno, todos pensarán que soy extraño.
Herkes tuhaf olduğumu düşünecek.
Dulzura, tú eres extraño.
Canım, tuhafsın zaten.