English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Fame

Fame tradutor Turco

89 parallel translation
Vean el mundo en cera, el Hall de la Fama.
Balmumundaki dünyayı görün, Hall of Fame.
Dime. - ¿ Has visto el disco de Duke Fame?
Duke Fame'in son albümünü gördün mü?
Tienes un brazo de campeón, pero lo desperdicias.
Senin, Hall-of-Fame'e girecek bir kolun var. Ama sen bunu harcıyorsun.
También con David Bowie... cuando colaboraron con... su primera canción de gran éxito, Fame.
David Bowie'yle çalıştı. David Bowie'nin... ilk meşhur şarkısı Fame'de beraber çalıştılar.
That's how I got my fame
# Ben şöhretimi böyle kazandım.
¿ Tanta fame?
- Tanta fame? - Evet.
- Tanta fame?
- Tanta fame?
¿ Tanta fame?
- Tanta fame? - Evet, evet.
- ¿ Sabes qué es "fame"?
- "Fame" nedir biliyor musun?
Por favor, Marge, ayudame a encontrar un hombre antes que sea muy tarde. Bueno, tratare. ¿ Recuerdas cuando nos hiciste ir al salon de la fama del boliche para que pudieras ver el carro con forma de pino de bolos gigante?
lütfen marge, daha fazla yaşlanmadan önce birini bulmama yardım et hmm, elimden geleni yaparım hatırlıyor musun bizi Bowler'ın Hall of Fame'ine götürdüğün günü
Señoras y señores, antes de comenzar la segunda mitad tres antiguos alumnos serán ingresados en el "Hall of Fame".
Baylar ve bayanlar ikinci yarıdan önce her yıl üç mezunumuz St Matthews'un şöhretler listesine eklenir.
Los candidatos son de la clase de 1951. El miembro del "Hall of Fame" más joven el mariscal de campo Grayson Dillon III.
Bu yılın isimleri, 1951 yılı sınıfından şöhretler listesinin en genç üyesi oyun kurucusu, III.
Hice un buen bloqueo y él entró en el "Hall of Fame".
İyi bir engelleme yaptım, o da onur listesine girdi.
Su fama, señor, lo precede.
Your fame, sir, has preceded you.
Sudden Fame. "
"... Sudden Fame. "
Son jugadores del Salón de la Fama.
Max? Hepsi "Hall of Fame" beysbol oyuncuları.
La base meta se retira para llevarla al Baseball Hall of Fame.
Kale işareti levhası Cooperstone'daki yerini almak üzere götürülüyor.
Esto me recuerda a la película Fama, y en menor medida a la serie de TV, también llamada Fama.
Bana'Fame'isimli bir filmi ve daha az önemli olan aynı isimli televizyon dizisini hatırlattı.
Pete Rose hizo 4.256 bateos y no está en el Hall of Fame.
Pete Rose, 4256 darbeye rağmen Ünlüler Geçidi'nde değildir, biliyor musun?
Acabo de comprarle una rosquilla a un chico de Fame.
Sadece çocuklardan biri için "Şöhretli" fretzel ( Kaplanmış hamurdan yapılmış kuru pasta ) aldım.
Eh, Coco, esta no es la cafetería de Fama.
Hey, hey... Coco. Bu Fame'deki yemekhane değil.
¿ Vivirás por siempre? ¿ Como en Fame?
yani "şöhret" teki gibi sonsuza dek mi yaşayacak mısın?
- ¿ Como en Fame?
- "Şöhret" teki gibi mi?
Oh, Dios mío, ¡ es Fame!
Aman Tanrım, bu Fame!
Estamos en Fame ahora.
Fame'deyiz şu anda
"Vivo o muerto" fue inventado por el difunto y grandioso Fame Douglas, el padre de Helena y un gran amigo mío.
Ölü ya da Diri büyük Fame Douglas tarafından yaratıldı. Helena'nın babası ve benim çok iyi dostum.
La voluntad de Fame delineó este torneo.
Fame'in vasiyeti bu turnuvayı emretti.
¡ Me encanta Fama! La he visto treinta veces.
Fame filmini çok severim, Otuz kez izlemişimdir.
El honor de la admisión al Salón de la Fama significa mucho para nosotros pero lo era todo para Joey.
Hall Of Fame'e kabul edilmenin anlamı bizim için çok büyük ama Joey için bu her şey demekti.
- ¿ Qué? - ¿ Fame, no?
- Fame'den değil mi?
Vince fue a la escuela de artes donde filmaron Fame.
Vince lisede sahne sanatlarına gitti, Fame'i oynuyorlardı.
Vean el mundo de cera, el Salón de la Fama.
Balmumundaki dünyayı görün, Hall of Fame.
"Vivo o muerto" fue inventado por el difunto y grandioso Fame Douglas, el padre de Helena y un gran amigo mío.
ÖYD büyük Fame Douglas tarafından yaratıldı. Helena'nın babası ve benim çok iyi dostum.
¿ El Salón de la Fama del Rock and Roll?
Rock and Roll Hall of Fame mi?
Si hay un Salón de la Fama del Boxeo, eso sería genial.
Eğer Hall of Fame'de de bir şeyler bulursan, harika olur.
Te presento al dos veces ganador del Grand Prix cinco veces campeón y futuro miembro del Salón de la Fama Jack "Cannonball" Taylor.
Seni, iki Grand Prix şampiyonluğu 5 WRL şampiyonluğu bulunan ve müstakbel Hall of Fame sahibi Jack "Gülle" Taylor ile tanıştırayım.
Bien, dos veces ganador del Grand Prix, cinco Veces LMC futuro Salón de la Fama enséñame algo.
Evet, Bay 2 kez Grand Prix, 5 kez WRL şampiyonu, müstakbel Hall of Fame sahibi. Bana bir şeyler öğret.
Le puede costar el Salón de la Fama.
Gitti Hall of Fame ödülü.
Estoy exhausta. Quiero irme a casa a mirar Fame.
Eve gidip "Şöhret" i izlemek istiyorum.
Estaba presentando a RUN-DMC en el salón de la fama del rock and roll anoche, así que pensé en que podría pasar a saludar.
Dün gece Rock and Roll Hall of Fame'de Run-DMC'yi sahneye davet etmek için gelmiştim. Gelip, sizlere de merhaba diyeyim dedim.
"Papá, ¿ puedo ir a ver Fama con Owen el viernes?"
Baba cuma günü Owen ile Fame'i seyretmeye gidebilir miyim?
Rehicieron Fama y Los fantasmas de Scrooge.
"Fame" ve "A Christmas Carol" ı yeniden mi çektiler?
* We live in fame *
Ya ateşte yaşarız.
Sí, mi amigo Fame en Rrospect
Evet, zencim benim İhtimalde Yüksel
Dale las gracias a Fame por prevenirme porque ahora te prevengo a ti
Fame'e beni uyardığı için teşekkür et Çünkü şimdi ben seni uyarıyorum
MQMC del salón de la fama.
Hall of Fame'in sıkı annesi.
Y yo quiero una estrella en el Paseo de la Fama de Hollywood.
Ben de Hollywood Walk of Fame'de bir yıldız istiyorum.
- Es Duke Fame.
Duke.
ES "8 Millas" contra "Fame." - Sé lo que esta pasando.
- Ne olduğunu anladım.
Fame, fame once you're there...
Varım.
¡ Se va a ir!
Düşecek! NCIS Los Angeles 1x20 - Fame -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]