Translate.vc / Espanhol → Turco / Fbi
Fbi tradutor Turco
20,671 parallel translation
El Sr. Hlavin. Y estamos admitiendo somos un agente del FBI hoy?
Bay Hlavin, bugün bir FBI ajanı olduğunuzu varsayabilir miyiz?
Él es un agente del FBI Que mantiene las cosas interesantes.
İşleri daha da esrarengiz tutmaya çalışan bir FBI ajanı.
Los Cárteles saben que eres alguien de cuidado... y tanto el FBI como el ICE saben que, como supuesto Agente de la DEA, también estás involucrado con la CIA.
Karteller senin DEA için çalışıyor görünen ama aslında FBI ve ICE için iş bitiren, CIA'in yatağında bir ajan olduğunu düşünüyorlar.
Como bien sabes, la CIA, conjuntamente con la DEA y el FBI, han estado buscando a estas bestias.
Bildiğin gibi CIA'nin yanı sıra DEA ve FBI da bu hayvanların peşindeydi.
El FBI no lo quiere y la CIA no puede hacer nada... al respecto en cuanto pisan suelo estadounidense.
FBI bulaşmak istemedi, ABD topraklarına geçtikten sonra, CIA da herhangi birşey yapamadı.
Así que, salvo porque te cambiaste de la CIA al FBI, no has cambiado nada desde la última vez que te vi.
Demek Ajans'tan Büro'ya bir başka değişim daha. seni son gördüğümden bu yana hiç değişmemişsin.
Es mejor tener a alguien interno, quizá con conexiones en la CIA, preferible que en la DEA o el FBI.
DEA yada FBI değil de, CIA ile bağlantıları olan içerden birileri olursa çok daha iyi olacaktır.
En el FBI tenemos un dicho que aplica a Puerto Rico :
FBI'da, Porto Riko'ya uyan güzel bir söz vardır.
Pero mientras no salga de fronteras de EE.UU., es territorio de la DEA y el FBI.
Ancak sınırlarımız dışına çıkana kadar konu, DEA ve FBI'ın konusu.
Es agente del FBI.
- FBI ajanı.
Los Oficiales locales, los alguaciles federales y el FBI se acercan ahora.
Yerli LEO, federal şerifler ve FBI acele harekete geçiyorlar.
Aquí es dónde se reunieron los líderes de los cárteles con el FBI.
Burası kartel patronlarının FBI'la buluştuğu yer. Ne?
Sé que fue una terrible manera de empezar el día, pero este video, que estoy seguro que has oído nos llevó casi de inmediato cuando apareció aquí hace cuatro días, sigue siendo mejor y la única ventaja del FBI en una cacería humana nacional.
Güne başlamak çok kötü bir yol olduğunun farkındayım ama duymuşsunuzdur, dört gün önce internette göründüğü andan itibaren üzerinde çalıştığımız bu video, FBI'ın uluslararası insan avındaki tek ve en iyi ipucu olma özelliğini hâlâ koruyor.
Qué piensa el FBI esta víctima era en realidad en el Ejército de Estados Unidos?
FBI, kurbanın gerçekten ABD askeri olduğunu mu düşünüyor?
Bueno, la línea de tiempo que el FBI nos dio fue una hora y media, y aquí es donde Aire 12 estaba volando.
FBI bize bir buçuk saatlik bir zaman verdi, burası Hava 12'nin o arada uçtuğu yer.
He encontrado un marcador geográfica en este mapa topográfico el FBI perdió.
Bu topografik haritada FBI'ın kaçırdığı bir coğrafi işaret buldum.
El FBI pidió su ayuda con esta investigación,
- FBI yardımınızı istedi, soruşturmayı...
Bien, ahora el FBI está a punto de cortarme la cabeza.
Yakında benim kafamı da FBI kesecek.
El FBI tiene su propia manera de explicar los colectores injusticia, pero supongo que no están en lo alto de esta teoría?
FBI'ın öfkeli kader kurbanları için kendine özgü açıklamaları var ama sanırım bu teori pek gündemlerini meşgul etmiyor.
Que va a tomar un tiempo para que el FBI para ponerse al día con nosotros.
- FBI'ın bize yetişmesi zaman alacak.
Tal vez el FBI será capaz de responder a esa pregunta.
- Belki bu soruyu FBI cevaplayabilir.
Podemos ver claramente lo que está en este video, y sé que el FBI puede hacer maravillas.
Bu videoda ne olduğunu tam göremedik ama eminim FBI harikalar yaratır.
El FBI tiene jurisdicción sobre los robos de bancos.
Banka soygunları FBI'ın yetki alanına giriyor. Doğru ya.
Con un poco de suerte, debemos ser capaces de llegar a la camarera muy inclinado antes de que el FBI sepa que existe.
Şansımız yaver giderse FBI daha varlığından bile habersizken şu yüksek bahşişleriyle meşhur garsonumuza ulaşabileceğiz.
Este es el agente especial Soto, y yo soy el agente especial del FBI Morris.
Affedersiniz, Özel Ajan Soto ve Özel Ajan Morris, FBI'dan.
Whoa. FBI?
- FBI mı?
¿ Qué hace el FBI tiene que ver con esto?
FBI ne alaka?
! ¿ El FBI realmente esperamos que este cargo el terrorismo se pegue?
FBI, bu terörizm suçlamasına tutunmaya devam mı ediyor gerçekten?
" Su madre tenía el FBI a aclarar la grabación.
"Annen kasedi FBI'a temizletti."
- Correcto. Pero he comprobado con el jefe Howard, y dado que el FBI también...
Evet ama Amir Howard'a sordum, FBI da buna benzer...
Donde podría trabajar como informante del FBI, reuniendo información de miembros radicales de su comunidad, lo que nos permitiría volver a visitar...
Toplumundaki radikal kesimlerden, bilgi almak amaçlı FBI ajanı olarak kullanılabilir, ki bu da onu tekrar ziyaret etmemizi gerektirir...
Así que usted y su amiguito del FBI deberían llevarse su espectáculo a otra parte.
O yüzden sen ve küçük FBI arkadaşın bunları başka birisine göstermeli.
Cómo avisaste a ese juez sobre la investigación del FBI.
Yargıca FBI olayıyla ilgili önceden haber verdiğin şeyle alakalı.
Soy Aaron Hotchner, del FBI.
- Ben Aaron Hotchner, FBI'danım.
Son los Asuntos Internos... de la oficina matriz del FBI.
Orası Büro'nun üst makamının İçişleri sayılır.
Son de la Agencia Federal de Investigación, el FBI.
Federal Soruşturma Bürosu'ndansınız.
- Sí. Soy la Agente Lee, del FBI.
Ben Federal Büro'dan Ajan Leigh.
Soy la agente Lee del FBI.
Ben Federal Araştırma Bürosundan Ajan Lee.
No me importa si eres del FBI o no.
FBI mısın değil misin umurumda değil.
Según un archivo del FBI en 1942, el objetivo fue visto aquí.
1942'de tutulmuş bir FBI raporuna göre hedef burada saptanmış.
Tengo un abuelo en el FBI.
- Büyükbabam FBI'da çalışıyordu.
El gobierno mexicano, la DEA, el FBI...
Meksika hükümeti, D.E.A., FBI...
Si ni la DEA, el FBI o México lo encontraron... - ¿ qué posibilidad tenemos?
Yani, eğer D.E.A., FBI, Ve Meksika hükümeti adamı bulmıyorsa, o zaman bizim bulma şansımız nedir?
- Preguntaré a mis fuentes del FBI.
Fedaral Bürodaki bağlantılarımla temasa geçeyim.
Por lo tanto, he hablado con el FBI, y que están considerando esto un acto de terror.
FBI ile az önce görüştüm, Ve bunu bir terör saldırısı olarak değerlendiriyorlar.
Creo que el FBI no son los únicos que investigan.
Sanırım bunu sadece FBI araştırmıyor.
Uh, acabo de palabra- - el FBI de los casos.
Şimdi mesaj geldi, FBI vakayı almış.
Aprecio que el FBI se tome interés en este caso.
FBI'ın bu olayla ilgilenmesine memnunuz.
Agente Greer, FBI.
Ajan Greer, FBI.
- Lo siento...
FBI'ın özel kuvvetlerinin bir parçası olabilirim.
O lo que el FBI piense.
- Veya FBI'ın düşüncesini.