Translate.vc / Espanhol → Turco / Fer
Fer tradutor Turco
63 parallel translation
Como en chemin de fer, o vas a por todas, o cedes la mano.
Chemin de fer'de, ya herşeyi kazanırsın ya da pabucu bırakırsın.
"Mue-fer-de-fe".
"Uruyor-v" ve "sırıyor-ı". Anladın mı?
Sus labios cobardes perdieron color... y el ojo que intimidaba al mundo perdió el brillo.
Korkudan solmuş dudaklarında renk dünyaya korku salan gözlerinde fer kalmamıştı.
Dígame, señorita Trench, ¿ Le gustan otros juegos, aparte del Chemin de Fer?
Söyleyin Bayan Trench, başka oyunlar da oynar mısınız? Chemin de fer dışında?
¿ Bacará?
Chemin de fer mi?
"Mo-bi-li-za-ción."
"Se-fer-ber-lik."
Chemin de Fer, baccarat y champán ".
"... kağıt oyunları ve şampanya büfemizle bekliyoruz. "
Pruebe en el juego de chemin de fer.
Chemin de fer oyununa bakın.
Os declaro, a ti, Doris Acker,... y a ti, Raymond Fernández,... marido y mujer.
Raymond Fer-Fernandez, sizi karı koca... ilan ediyorum.
Número 5 de la calle Iron.
Fer sokağı, No : 5.
Vigilen la puerta del número 5, en la calle Iron, día y noche.
Fer Sokağı, No : 5'in kapısını gözleyin. Gece ve gündüz.
Cree que encontró un sistema para ganar en la ruleta chemin de fer y veintiuno, incluso con tres mazos.
Rulet, şimendifer, blackjack ve hatta üçlü desteyi kazanmayı sağlayacak bir sistem bulmuş olabileceğini düşünüyordu.
- Le Chemin de fer.
- The Chemins de fer.
Ahora, ya ves, la luz se ha ido de tus ojos.
Şimdi, görüyorsun, gözlerindeki fer söndü.
pensemos, entonces. Y que tal el Chemin de fer?
Şimendifere ne dersiniz?
- An-fer-ny.
- Anferny.
Sólo tenemos cuatro días para pasar en la ¿ "Fer Mund"?
Çabuk olun. Sadece dört günümüz kaldı... "Dünye Fueri mi?"
"Fero-Liga". Es lo que necesito.
"Fer-Yakala." İhtiyacım olan bu.
Si está en una relación seria, debería probar "Fero-Completo".
Sürekli bir ilişki içindeysen, "Tam-Fer" sana göre.
Así se llama el aroma. "Fero-Sexo".
Kokunun adı bu. "Fer-Seks."
Ahora sé por que todas terminan con "fera"!
Şimdi niye hepsinin "fer" diye bittiğini anladım.
Sí, probablemente están detrás de los dos ahora.
Yeah, they're probably up for a two-fer at this point.
Y yo dije, "hola, Luci fer".
Ve ben de dedim ki, "Hey, şey... tan."
Este es el Dr. Fer'at.
Bu doktor Fer'at.
El Dr. Fer'at está aquí para determinar la extensión de su exposición.
Doktor Fer'at maruz kaldığınız radyasyonu saptamak için burada.
Acabo de comprobar la base de datos Vulcana, y sólo aparece un Dr. Fer'at y no es patólogo, es un analista psiquiatra.
Vulcan veritabanını kontrol ettim. Sadece bir tane Doktor Fer'at var. Ve o pataloji uzmanı değil.
- Quieres que despida a Brennon, por qué?
Brennon'ı kovmamı mı istiyorsun? Neden? - Fer.
- Vuelve, chispita, vuelve.
- Geri gel küçük fer, geri gel.
Si dice que fer un malentendido, nunca le creerá.
Bir yanlış anlama olduğunu söylerseniz, size kesinlikle inanmaz.
LA MENTE ASESI NA - DRA.J ENNI FER PETERS " Vive, pero sin una vida.
Yaşıyor, ama bir hayatı olmaksızın.
¿ "Persp" - transpirar?
Fer. Gözünün feri?
Tamb ¡ én en f ¡ n de semanas y fer ¡ ados...
Ayrıca... Haftasonlarında ve ulusal tatillerde...
Sí, era... algo con F, era... Fran, no, Fer...
Ee, F ile başlayan Fran, hayır, Fer...
Me voy corriendo hacia los brazos de janet - janet-fer aniston.
Janet'ın kollarına kaçıyorum. Jennifer Aniston'ın.
Sus músculos se reforzaron y la vida volvió a sus ojos.
Kasları gevşedi, gözüne fer geldi.
Organicé esta fiesta con un hombre maravilloso y su hijo adorable de que no somos una familia.
Bu muhteşem adamla ve harika oğluyla beraber bir parti düzenliyordum. Kusursuz bir aile gibiydik. Sonra fer kettim ki..
No es mi decisión, es de la madre naturaleza, y madre tiene reglas muy estrictas acerca de la fer tilidad.
- Benim değil, doğa ananın kararı. Doğa ananın da şey konusunda çok sert kuralları doğurganlık.
Prefiero el ataque de hierro, cuando la punta de mi metal consigue un impacto directo contra el pecho desprotegido de mi oponente.
Ben attaque au fer tercih ederim. Rakibimin savunmasız göğsüne direk vurduğum zaman.
Tres-fer, porque también eres gay.
Three-fer, çünkü üstüne bir de eşcinselsin.
Puedo asegurarle que el pueblo chino... siempre ha considerado que el pueblo británico... es completamente horrible.
Sizi temin ederim ki Çin halkı Fer zaman İngiliz halkını tamamen korkunç olarak görmüşlerdir.
Filósofo... eso realmente existe?
Fer... Bu şeyler hâlâ var mı?
- Hola, divertida.
- Merhaba, Neşe-Veren. ( Jenni-Fer, Funny-Fer )
Un hombre viejo llamado Gran'fer Finn solía sentarse ahí.
Adını, eskiden orada oturan Büyükbaba Finn adlı yaşlı beyefendiden almış.
Hay un momento en que sus ojos te miran y por ese medio segundo ellos te ven, pero no pueden hacer nada.
Gözlerindeki fer, yavaş yavaş kaybolur ve işte o anda... onun halâ hayatta olduğunu bilirsin, ama hiç bir şey yapamazsın.
Creo que este panel puede permitir a la demandante tiempo para prepararse para su... attaque au fer.
- Temyize giden taraf. - Temyize giden taraflara bu panelin savunmaları için zaman vereceğine inanıyorum.
DESDE LA PURIFICACIÓN, JEANETTE Y LAS NIÑAS NO HAN VISTO AL DEMONIO DE NUEVO Traducido para : Fer Oloarte
EV ARINDIRILTIKTAN SONRA JEANETTE VE KIZLAR BİR DAHA ŞEYTANI GÖRMEDİ çeviri : cadiyaman
Subtítulos hechos para : Fer Oloarte
Ruby, anaokulundaki ilk günüm için seçtiğim kravat nasıl?
Subtítulos hechos para : Fer Oloarte
Durdurun şunları, durdurun.
Fer Oloarte Sí. Sí.
Sen sevinç gözyaşları dökerken ben çocukları alıp yemeğe çıkarırım.
Fer...
Fer...
BeTTo Oloarte Traducido para : Fer Oloarte
Merdivenlerdeki kız.