Translate.vc / Espanhol → Turco / Fracture
Fracture tradutor Turco
81 parallel translation
Maldición, creo que me fracture el pi-Pi-Pi... pico.
Kötü şans, sanırım gagam eğrildi.
- Creo que me fracture el brazo.
Galiba kolumu kırdım.
Sé que me fracture el brazo.
Kolumu kırdığımı biliyorum.
Afortunadamente, ha estado demasiado ocupado evitando que la Alianza se fracture.
Şu aralar İttifak'ı bir arada tutmakla meşgul.
Cuidado al salir, que la puerta no le fracture la pelvis.
Çıkarken dikkatli ol. Kapı arkana çarpıp pelvisini kırmasın.
Si todavía estamos cerca cuando se fracture su núcleo...
Eğer çekirdek kırıldığında hala burada olursak...
Escribí esto la primera vez que olvidé mirar abajo y me fracture el coxis.
Klozete bakmayı unutup kuyruk kemiğimi incittiğim zaman yazmıştım.
Sufrí un golpe en la cara, un golpe en el asfalto y me fracture la mano.
Bir tane suratına, bir tane duvara : Elim kırıldı işte!
¿ Cuánto queda antes que se fracture el tanque?
Depo kırılmadan önce ne kadar süre var?
- Me fracture la pelvis.
Pelvisimde baskıdan dolayı çatlak oluştu.
Y eso se enfatiza en el hielo y causa que se fracture y se agriete
Bu buzun gerilmesine ve kırılıp çatlamasına neden oluyor.
Le estrecharía la mano, pero no quiero que me fracture algún hueso.
Ellerini sıkardım ama kemiklerim kırılsın istemem.
Me fracturé.
Kırıldı.
- Sí, me fracturé.
- Evet, bacağım.
Al día siguiente, me fracturé.
Ama ertesi gün atlayışta bacağımı kırdım.
- Me fracturé.
- İnişte kırdım.
Ni siquiera me fracturé un dedo.
Serçe parmağıma bile zarar gelmemiş.
Creo que me fracturé una costilla.
Sanırım kırık bir odun parçasıydı.
Que gracioso, creo que me fracturé algo.
Çok komik, bir şey kırdığımı sandım.
Me fracturé la última nariz que me quedaba.
Sanırım en son kalan burnumu parçaladım.
Maldición, me fracturé la clavícula.
Kahretsin, köprücük kemiğim kırılmış.
- Me fracturé el codo y la muñeca en el cuerpo a cuerpo cuando los infantes intentaron abordarnos.
- Askerlerle göğüs göğse savaşırken dirseğimi ve bileğimi çatlatmış bulundum.
No, nunca me fracturé mi botín.
Hayır, hiç karpuzlarımı çatlatmadım.
Bueno..., me fracturé el hueso del culo...
Kalça kemiğimi kırdım.
Al parecer me fracturé el hígado.
Meğerse karaciğerim çatlamış.
Dawson estuvo ahí cuando me fracturé el brazo en 3 ° por saltar del columpio de Peter Masik.
Biliyor musun? Üçüncü sınıftayken Peter Masik'in arka bahçesindeki salıncaktan atlarken sol kolumu kırdığımda, Dawson oradaydı.
Me fracturé la tibia, me retrasé en los entrenamientos, y al final perdí el interés.
Bacağım kırıldı. Sonra antrenmanlara geri döndüm. Ancak ilgimi kaybetmiştim.
- Me fracturé la muñeca. - ¡ Dios mío!
- Çok ince bir çatlak.
Una vez me fracturé.
Bir kez kolum kırılmıştı.
Norman, creo que me fracturé la pierna.
Galiba bacağım kırıIdı.
Creo que me fracturé algo, o me lo disloqué, o... sólo un tirón.
Sanırım bir şeyimi kırdım ya da yerinden çıkardım ya da... Hayır, sadece boyun tutulması.
Creo que me fracturé el cóccix.
Kuyruksokumu kemiğimi kırdım galiba.
Me fracturé la pelvis. ¿ Te dijeron?
Leğen kemiğimi kırmışım, söylediler mi sana?
Me falló una salida en barras y me fracturé la columna.
Eminim ki benim yaptıklarımı da geçeceksin sen
- Me fracturé.
Kolum kırıldı.
- Creo que me fracturé.
- Sanırım kırıldı.
Él se rompió dos falanges, y me fracturé sólo el cráneo.
O iki tane eklem kırmıştı, ben ise bir tane kafatasımı çatlatmıştım.
- Creo que me fracturé.
- Kolum... Sanırım kırıldı.
Eso es por que me lo fracturé.
- Çünkü kırılırdı. Bir kere.
Me fracturé el hombro en Mineola la semana pasada.
Geçen hafta Mineola'da omzumu incittim.
Dios mío, qué coincidencia. ¿ Recuerdas que me fracturé mi hombro la semana pasada, en Mineola?
Garip. Geçen hafta benim de Mineola'da omzumu incittiğimi hatırlıyor musun?
El tobillo, me lo fracturé.
Ayak bileğim kırık.
Pero como fue de un segundo piso, me fracturé el tobillo y me lesioné la cabeza y entonces me hice adicto a- -
Ama sadece ikinci kat camıydı, bileğimi kırdım ve de başımı yaraladım. Sonra da bağımlı oldum.
¡ Creo que me fracturé la espalda!
Sanırım sırtımı incittim!
Creo que me fracturé un par de costillas.
Galiba birkaç tane kaburgam kırılmış.
¿ No me fracturé nada?
Kırıkta mı yok?
Tenía 15 años un amigo y yo saltábamos de un carro a otro en el metro en Brooklyn pasamos a través de un túnel que era demasiado pequeño me fracturé el cráneo.
15 yaşındaydım. Bir arkadaşımla Brooklyn'de trenin üzerine çıkmıştık. Normalden biraz daha küçük olan bir tünele girdik.
Sí, me la fracturé gravemente cuando era adolescente.
Evet, gençken fena sakatlamıştım.
Creo que fracturé mi laringe.
Gırtlağımı parçalamış olabilirim az önce.
Tenía un esguince en el hombro. Nunca me fracturé el brazo. Nunca disparé el arma.
Kolum asla kırılmadı, omuzum çıktı ve silahımı hiç ateşlemedim.
Por lo menos ahora me fracturé de verdad.
Sanırım bu kez gerçekten kolumu kırdım.