Translate.vc / Espanhol → Turco / Fuè
Fuè tradutor Turco
28 parallel translation
Probablemente su razòn sea, ser promovido a Inspector el està a cargo del caso y fuè el quien organizó este arreglo para nosotros.
Muhtemelen bu sebepten müfettişliğe terfi etti. Bu davada görevde ve bizim konaklamamızı da organize eden kişi.
Fuè la Srta. Turner quien me trajo aquí.
Beni buraya getiren Bayan Turner.
Fuè luego que cené el Lunes último el dia tres de Junio.
Akşam yemeğinden sonraydı, son pazartesi, eee Haziranın 3'ü.
De hecho, él dice que fuè, "nada mas que lo que merecía" esas fueron sus reales palabras.
Gerçi dedi ki, onun tatsızlıklarından daha fazla değil. Bunlar onun sözleri.
Murmurò algunas palabras pero todo lo que pude entender, fuè una alusión a un "rat".
Bir kaç kelime geveledi ama sıçana / rat / benzer bir ima dışında birşey yakalayamadım.
Asì que fuè asesinato premeditado.
Bu durumda kasıtlı bir cinayetti.
...... muy poca, si no pudiese inventar una discusiòn que le pudiese otorgarle la simpatía del jurado excesiva, si fuè capaz de sacar de lo mas hondo de su conciencia, una cosa tan "outrè"...
Çok az, eğer kavgayı söylemese jürinin sempatisini kazanacaktı. Çok fazla. Eğer kendi kendine gelişen içsel bilinci, babasının ölümü için bir sıçanı referans olarak dışa vurmasaydı.
Mi padre nunca fuè muy fuerte pero esto lo ha destruido completamente el està en cama y el Dr. Willow dice que es una ruina y que su sistema nervioso està destruido bueno, apenas puedo dejarlo y me encontraré con ustedes, en la estaciòn de trenes bueno, usted verá el Sr. McCarthy era el ùnico hombre con vida que conoció a papà en los viejos tiempos en Australia.
Babam hiç bir zaman güçlü olmadı, ama bu onu tamamen yıktı. Oh, onu yatağa aldı ve Doktor Willow onun harap olduğunu ve sinir sisteminin paramparça olduğunu söyledi. Onun yanından çok nadir ayrılabiliyorum bu yüzden sizi tren istasyonunda karşılayamadım.
No, no, se fuè hace como cinco minutos parecía como que tenìa un problema en mente.
Hayır, hayır, 5 dk. önce çıktı. Aklında bir şey varmış gibi görünüyordu.
Fuè un problema privado no es de su incumbencia.
Biraz özel bir şeydi. Onun işi değildi.
No, no, fuè porque en ella, hablabamos de Alice no era de la incumbencia del fiscal, ni de nadie màs no iba a permitir que su nombre se asociara en la corte.
Hayır, hayır bunun sebebi Alice ile ilgili olmasıydı. Bu yargıcın yada herhangi birisinin işi değildi. Onun adının mahkeme salonunda geçmesini istemedim.
Estas botas, fueron las que estaba usando el amo en el momento en que fuè asesinado, señor las hé lustrado, por supuesto.
Bu çizmeler cinayet olduğu zaman efendinin giydiklerinden biri, bayım. Bu zamana kadar ben onları temizledim, tabii.
Por las palabras murmuradas por el moribundo la ùnica palabra que el joven McCarthy pudo entender fuè la palabra "rat".
Ölen adamın mırıldandığı kelimelerin arasında, Genç McCarthy'nin tek anladığı kelime "rat" ti.
Se fuè?
Sizi terk mi etti?
" Realmente lo hice, pero... fuè mi primera vez.
" Gerçekten, ama... ilk defaydı.
Fuè difícil no verlo.
Görmemek mümkün değildi.
A pesar del hecho que su hermana nos dijo que fuè ella.
Kız kardeşiniz kendisinin yaptığını söylemesine rağmen.
Mìrame a los ojos y dime que eso fuè todo lo que tuve la otra noche.
Gözlerimin içine bak ve bana gecen akşam bişey hissetmediğini söyle.
Eso no fuè lo que tuve la otra noche.
O gece sadece o kadar değildi
Tiene razòn - mis hijos me tratan como un tapete y a su padre como un dios, porque èl se fuè.
Haklı - Çocuklarım beni bi paspas gibi görür Babalarını ise tanrı gibi Çünkü terkeden taraf oydu.
Ok. entonces, quieres saber como me fuè?
Doğru.pekala, nasıl gittiğini anlatmamı ister misin?
Supongo que no fuè la inmaculada concepción.
Bunun kusursuz bi hamileleik olmadığını düşünüyorum.
Tambièn lo fuè Marìa Magdalena.
BU yüzden Mary Magdalene.
Fuè tan mal, que ella finalmente se largó.
Durum Öyle kötüydü ki sonunda işi bıraktı. İyi de oldu.
Oh, ha sido un placer, caballeros no es la primera vez que he podido ayudar a la justicia bueno, fuè un buen intento de acuerdo, bueno el ùltimo año en Candlemas ¿ recuerda usted Inspector?
Oh, bu beni çok memnun etti, beyler Bu ilk kez değil Adalete daha öncede yardım etmiştim.
...... no, soy un mentiroso, fuè hace dos años.
Meryem yortusunda, hatırlarsınız müfettiş? Hayır, yalan söylüyorum, 2 yıl önceydi.
Ahora, no es momento de ocultar nada James y su padre tenían muchos desacuerdos acerca de mì el Sr. McCarthy, estaba muy ansioso de que nos casáramos pero James y yo siempre nos amamos por supuesto que ultimamente no nos habiamos visto muy seguido yo habìa estado en el colegio pupilo por algunos años y James estuvo estudiando en Liverpool el tiene solo 22 años y viò muy poco de la vida y bueno, supongo que no desea hacer nada de eso todavía por lo que hubo discusiones y esta, estoy segura, fuè una de ellas.
Şu anda herhangi birşeyi saklamanın sırası değil. James ve babsının benim hakkımda pek çok anlaşmazlığı vardı. Bay McCarthy'nin evlenmemizle ilgili endişeleri vardı, ama James ve ben birbirimizi kardeş gibi seviyorduk.
Bueno, he estado estudiando en Liverpool por unos tres años mi padre estaba muy ansioso en que tuviese algunas calificaciones académicas fuè precisamente en ese dìa tres de Junio, que regresé a casa.
Son üç yıldır Liverpool'da okuyorum. Babam çok endişeliydi.