Translate.vc / Espanhol → Turco / Gato
Gato tradutor Turco
12,558 parallel translation
Tal vez tengo nueve vidas. Como un gato, ¿ no?
Kim bilir belki de bir kedi gibi 9 canlıyımdır?
* Cada gato y cada pulga *
Her bir kedi, her bir pire
Mató a un gato por ronronear demasiado alto.
Fazla miyavladı diye kedi öldürürdü.
El gato ratoncito.
Kediyim ben, küçük fare.
No, no puedo ir contigo sabes que tu gato me odia.
Hayır, size gelemem. Senin kedi benden nefret ediyor, biliyorsun.
- Es como el pelo de un gato.
Kedi kılı gibi.
No soy la raza habitual de gato.
Ben sıradan biri değilimdir.
¿ Tu gato se enfermó?
Kedin mi hastalandı?
- Mata al gato del barril...
- Kediyi Fıçıdan Çıkar.
Un barril con un gato...
İçinde kedi olan bir fıçı vardır.
¿ Por qué hay un gato en el barril?
Neden kedi denmiş peki?
- En el pasado ponían dentro un gato vivo.
Eski zamanlarda, fıçıda yaşayan bir kedi varmış.
"Mata al gato del barril." Un reloj con cuenta regresiva. ¿ Te dice algo?
"Kediyi Fıçıdan Çıkar" adında bir Danimarka oyunu ile geriye doğru sayan bir saat var. Bunlar sana bir şey ifade ediyor mu?
Le ha robado tres tranquilizantes a mi gato.
Kedimin sakinleştiricilerinden üç tane çalmış.
Tal vez su gato tiene un problema con las drogas.
Belki de kedinin uyuşturucu problemi vardır.
- ¿ Dónde está el gato?
Kedi nerede?
Si tu plan es mostrarme un gato muerto tengo mejores cosas para hacer.
Bana ölü bir kedi göstermeyi planlıyorsan yapabileceğim daha iyi şeyler var.
Bueno, no tengo ni idea de qué significan la mayoría de estos dibujos, pero... este, Felidae Carnivora, es la taxonomía del Gran Gato.
Fotoğrafların çoğunun ne olduğunu anlamadım ama kedigiller, etobur hayvanlar falan bunlar büyük kedi ailesinden.
Para su información... ustedes también viven con el gato.
Bilginiz olsun, siz de o kediyle birlikte yaşıyorsunuz.
Huele a gato pero no tiene gatos ".
Kim olduğunu düşünüyorum biliyor musun?
Sólo quería saber por qué ocultó su identidad... y por qué se esconde como un gato callejero.
Kimliğini saklayarak gizlice sokuldu.
¿ Tienes un gato?
Kedin var mı?
Bueno, yo... una vez quite un tumor del cerebro de un gato.
Bir keresinde bir kedinin beyninden tümör çıkarmıştım.
¡ Dejaste el gato fuera de la bolsa!
Bırak şimdi! Kendin kaçırdın ağzından.
Había una anciana, que se comió un gato?
Kediyi yutan bir yaşlı kadın varmış...
? Se comió el gato, para coger el pájaro? ?
Kuşu yakalamak için kediyi yutmuş...
Ya oíste lo que la curiosidad le hizo al gato?
Meraklı kediye ne olurmuş biliyor musun sen?
No tratéis de endosarme piel de gato.
Sakın bana kedi kürkü satmaya çalışma.
Es un perro o un gato o una ardilla o algo.
Köpek, kedi ya da sincap falan olabilir.
Cuando el gato se convierte en el ratón.
Kedi, fare olduğu zaman.
No olvides regar las plantas todos los días y cambiar la arena del gato.
Bitkileri iki günde bir sulamayı ve kedilerin kumunu değiştirmeyi unutma.
Bueno, solo es un gato.
Alt tarafı bir kedi.
Es solo un gato.
- Alt tarafı bir kedi.
Bueno, otro gato lo hará.
- Başka bir kedi doldurur.
Por ejemplo, he tenido un hombre esta mañana cuya madre ha metido su cabeza en el horno de gas porque murió su gato.
Mesela annesi kedisi öldüğü için kafasını gaz ocağına sokan bir adamla konuştum bu sabah.
- ¿ Cómo se llamaba el gato?
- Kedinin adı neymiş?
¿ Cómo se llamaba el gato?
Kedisinin adı neymiş?
Tú dijiste : "Solo es un gato", ¿ no es así?
-'Sen söyledin, "Alt tarafı bir kedi", öyle değil mi? '
Chloe sabía lo del gato de la mujer que se suicidó.
-'Chloe intihar eden kedili kadını biliyordu.'
¿ Sabes la señora que se suicidó porque murió su gato?
-'Kedisi öldüğü için intihar eden kadını biliyorsun?
No importa si eres el gato de Dick Wittington en Darlington durante tres meses o Hamlet.
Üç ay Darlington'da Dick Whittington'ın kedisi ya da Hamlet olmanın bir önemi yok.
- Tengo con un gato. - ¡ Cállate!
Siz başladınız.
- ¿ No huele a orina de gato?
- Kedi çişi gibi kokması mı?
¿ Tienes un gato?
Kedin falan var mı?
Suena como a un gato muy grande.
Çok büyük bir kedi sesiymiş gibi geldi.
Pensé que dijiste que era un gato.
Kedi dediğini sanıyordum.
Te escabulliste de aquí como un gato escaldado.
Haşlanmış kedi gibi çıkıp gittin buradan.
Me robó tres tranquilizantes de mi gato.
- Kedimin üç tane sakinleştiricisini çaldı. Ne?
Tal vez su gato tiene un problema con las drogas.
- Belki kedinin uyuşturucu sorunu vardır.
Bueno, un gato que toma tranquilizantes... en cierto modo, ¿ no es solo una almohada?
Sakinleştirici alan bir kedi. - Bir bakıma yastığı olan bir kedi değil mi?
Era mi gato, sabe, lo era todo para mí.
Ve o benim tüm dünyamdı.'