Translate.vc / Espanhol → Turco / Graceland
Graceland tradutor Turco
200 parallel translation
GRACELAND Memphis, Tennessee
GRACELAND Memphis, Tennessee
Estoy seguro que Elvis tiene conejitos saltando por toda Graceland.
Elvis, * Graceland'ın her yerine tavşan yaptırdığına eminim.
He sido para Graceland.
Graceland'daydım.
¿ No entiende usted? Competimos con Graceland aquí.
Burada Graceland ile yarışıyoruz.
Ésa es Graceland, la mansión de Elvis.
Burası Graceland. Elvis'in yaşadığı yer.
El Estudio Sun está en la Avenida Union # 706 pero... aun así me gustaría ir primero a Graceland.
Sun Stüdyoları 706. Bulvar'da. Ama biliyorsun ki önce Graceland'e gitmeyi tercih ederim.
Está bien, iremos primero a Graceland sólo para acabar con el asunto.
Tamam, tamam. Önce Graceland. Onu aradan çıkaralım.
Entonces, ¿ iremos a Graceland primero?
İlk önce Graceland'a mı gideceğiz?
No, a Graceland.
Hayır, Graceland gidiyoruz.
Pensaba que iríamos a Graceland.
Önce Graceland'a gittiğimizi sanıyordum.
No vayamos a Graceland de momento. ¿ Te parece?
Graceland'e şimdi gitmeyelim, olur mu?
Pero esperaba con ilusión ir a Graceland.
Ama Graceland'ı görmeyi çok istiyorum.
¿ No quieres ir a Graceland... la casa de Elvis Presley?
Graceland'e, Elvis'in evine gitmek istemiyor musun?
- Sí, Graceland.
- Evet, Graceland.
"Fantasma en Graceland" No comprendo.
Anlamadım.
Al entrar a Memphis le dije que lo llevaría adonde él quisiera... y me preguntó si sabía dónde estaba Graceland.
Memphis'e varınca gitmek istediği yeri sordu Graceland'in yerini bilip bilmediği sordu.
Claro que lo sabía. Todo el mundo sabe dónde es Graceland.
Elbette biliyordum, herkes Graceland'in yerini bilir.
Y dijo que lo podía dejar en cualquier parte cerca de ahí.
Graceland'in yakınlarında bırakmamı istedi.
Y conduje por el bulevar Elvis Presley... me detuve justo frente a Graceland... y por Dios que era él.
Elvis Presley Bulvarı'na sürdüm ve Graceland'in tam önünde durdum. Tanrı'ya yemin ederim, oydu.
Un momento. ¿ Es la del tipo que quiere ir a Graceland... y resulta ser Elvis?
Dur bir saniye. Graceland'e giden ve aslında Elvis olan bir adamla mı ilgili?
Esta mañana hemos visto Graceland... y esta noche habremos visto la casa de Fats Domino en Nueva Orleans.
Bu sabah Graceland'i gördük ve bu gece, Fats Domino'nun New Orleans'taki evini göreceğiz!
All that time in Graceland and in Vegas, where he got huge
# Graceland'de ve Vegas'ta devleşti
¡ Estuviste en Graceland!
Sen gerçekten de Graceland'deydin.
En todo el tiempo que pasaste en Graceland, ¿ alguna vez...? ¿ Viste alguna vez a Elvis tontear con drogas?
Graceland'de olduğun tüm o süre içerisinde, hiç... hiç Elvis'in uyuşturucuyla kafayı bulduğunu gördün mü?
Vive aquí para estar cerca de Graceland.
Graceland'e yakın olmak için buraya taşınmış.
Siempre quiso llevarme a Grecia... pero nunca lo logramos.
Beni hep Graceland'e götürmek isterdi ama bir türlü fırsatımız olmadı.
¿ Graceland?
Graceland mi yoksa?
¡ Vamos a Graceland!
Graceland'e gidiyoruz! Yaşasın!
¿ Van a pasar su luna de miel en Graceland?
Balayınızı Graceland'de mi geçireceksiniz?
Lo hubiéramos hecho si lo hubiera planeado mejor, pero... en Graceland, no hay ningún predicador.
Biraz daha iyi planlamış olsaydı bulabilirdik belki ama... -... aklı başına Graceland'de geldi.
Esto es mi Graceland, señor.
Buraya gelmek Elvis'i görmek gibi birşey.
Yo creía que tenía el pelo más alto, pero visitar Graceland me abrió los ojos.
En uzun saç benimki sanıyordum, ama Graceland gezim aksini kanıtladı.
Memphis, Graceland, Tennessee...
Memphis, Graceland, Tennessee.
Graceland está en Memphis y Memphis en Tennessee.
- Graceland Memphis'tedir. Ve Memphis de Tennessee'de.
También lo serías tú, Sr. Voy-a-Memphis-Graceland-Tennessee, si te vieras aquí sin otra cosa que hacer que esquí de camioneta y cazar murciélagos.
Sen de huysuz olmalısın, "Bay Memphis-Graceland-Tennessee gideceğim" eğer yarasa avlamak ve kamyon kayağı yapmaktan başka bir şey olmayan bir kasabada sıkışıp kalsaydın... tüm lanet kötü hayatının her lanet gecesi boyunca...
Quiero ir a Graceland, es todo lo que sé.
Ben Gracelans'e gitmek istiyorum. Tek istediğim bu.
No iremos a Graceland.
Hayır, Graceland'e gitmeyeceğiz.
Todos van a Graceland.
Herkes Graceland'e gider.
Pero no te hagas esperanzas de visitar Graceland, Por que ahora mismo tenemos la misión en nuestras manos.
Graceland ziyaretini unutun... şu anda sadece görevimizi düşünmeliyiz.
Es Graceland y tú eres Elvis. Caray.
Burası Graceland ( Elvis Presley'in evi )... ve sen de Elvis'sin.
Pero luego, luego me di cuenta de que Elvis tenía patillas, y vivía muy bien.
Fakat sonra fark ettim ki, Elvis'in de favorileri vardı ve o Graceland'da yaşadı.
Digamos que él ha usado mis sesiones para encontrar un modo de entrar a Graceland.
Seanslarda senin arazine girmenin yollarını aramaya başladı diyelim.
Primer arresto en 1975 cuando lo detuvieron por destrozar las puertas de Graceland.
İlk tutuklama 1975'te Graceland kapılarına saldırıp yakalandığında.
Pienso que está como mínimo a 3.000 millas de Graceland, y quiero capturar a ese idiota antes de que pase la frontera a Canadá.
Düşünüyorum da Graceland'a en az 3000 mil var, öyleyse bu aşağılık herifi Kanada sınırını geçmeden önce yakalamak istiyorum.
Bienvenida al mundo de la elegancia.
Graceland'e hoşgeldin.
- Un GraceIand para Lark.
Lark için bir'Graceland'.
Hey, Graceland. ¿ Cómo estás?
Hey Grace nasılsın?
- ¿ Ya fueron a Graceland?
Graceland'a gittiniz mi, hiç?
Johnny, nos encantaría quedarnos pero esto es demasiado exitante para la sra. y para mí... nos dirigimos a Graceland del sur ahora.
Johnny... kalmak isterdik ama, eşim ve benim için bu kadar heyecan fazla. Şimdi güneye, Graceland'e gidiyoruz.
En Graceland, me quedé dormida en la habitación de Elvis.
Graceland'de bir gezide, Elvis'in yatak odasında bayıldım.
PARTE ll "Cerca de Graceland".
BÖLÜM 2 "Graceland'den ayrılan yolun üzerinde."