English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Gunter

Gunter tradutor Turco

128 parallel translation
No ataques la receta de Gunther.
Hayır, Gunter'ın tarifini öğrenemezsin.
No, gracias, Gunter, estoy bien.
Hayır istemem. Teşekkürler Gunter, aç değilim.
¿ Qué sabes de este hombre, Gunter?
Bu adam hakkında ne biliyorsun Gunter?
Gunter. Dile al señor Mueller que prepare el salón de fiestas el viernes por la tarde y el sábado por la mañana para el servicio religioso.
Gunter Bay Mueller'e söyle, eğlence salonu cuma akşamları ve cumartesi sabahları sadece dini ibadetler için kullanılacak.
Verás, eres muy amigo del camarero del capitán, Max Gunter, probablemente él tendrá ocasión de ver los mensajes de radio.
Bak, sen Kaptan'ın kamarotu Max Gunter'in yakın arkadaşısın. Bir şeyler duyuyordur, telsiz mesajlarına kısaca bakabilir. Dur bir dakika!
Y tu íntimo amigo, Max Gunter, es un amante de judíos,
Ve sen Yahudi aşığı Max Günter'in yakın arkadaşısın, bilmem anlatabildim mi?
Gunter, ¿ ha venido alguien de la línea Hamburg-Amerika?
Günter! Hamburg-Amerikan hattından gelen oldu mu?
No, ahora no, Gunter.
Şimdi olmaz. - Yahudi Birliği'nden.
El Dr. Gunter Janek, matemático.
- Evet, Janek'in dosyası. O bir matematikçi. Adı, Dr. Gunter Janek.
¿ Conoces al matemático Gunter Janek?
Deli bir matematikçi varmış. Adı, Gunter Janek.
Vamos a hacer lo que hicimos en México.
Oh, Gunter. Mexico City'de yaptığımızı yapalım.
Sospechó que Gunter la engañaba y me contrató.
Gunter'ı o destekliyor ama aldattığını düşündüğü için beni tuttu.
Hace años que le niega placeres conyugales a su esposo.
Yıllardan beri Gunter'le olan evliliğini sürdürmek için çalışmış.
Sea... sea el faro de luz... que ilumine su triste vida.
Yani anlayışlı ol. Çünkü o yalnız ve mutsuz biri. Bunu Gunter'a yapar mısın?
Y las huellas en el auto de la embajada... coinciden con las de la oficina de Gunter Janek... la víctima asesinada en Palo Alto.
FBI, elçilik arabasında bulunan parmak izlerinin geçen hafta başında Palo Alto'da işlenen bilim adamı cinayetinde bulunanlarla uyduğunu bildirdi.
Gunter dice que es un Bauhaus auténtico, vale 500 dólares.
Gunter otantik Bauhaus stili olduğunu söyledi. Elli bin dolar edermiş.
Un jarrón caro... y un hombre llamado Gunter.
Pahalı bir vazo. Ve Gunter adında bir adam.
¿ Quién diablos es Gunter?
Gunter da kim?
Gunter de Group.
Gunter, gruptanmış.
Dile a Gunter que saque sus manos del estéreo.
Gunter'a da setimden ellerini çekmesini söyle.
Relax, Gunther, tenemos horas.
Sakin ol Gunter, saatlerimiz var.
Gunther, no puedes entrar en mi casa Cubierto de aceite, fumando un cigarro apestoso Y pedirme que haga cosa en el sofá de mi madre.
Gunter evime yağ içinde, kokan bir sigara tüttürerek geliyorsun bir de annemin koltuğunda oynaşmayı teklif ediyorsun.
Gunther, ¿ qué te olvidas de hacer?
Gunter, ne yapmayı unuttun?
Gracias, Gunnar, Gunter, Hans, Jan y Phil.
Teşekkürler, Gunnar, Gunter, Hans, Jan ve Phil.
Gunter, Kyoto y Cecil de "Hampstead-on-Cecil".
Gunter, Kyoto ve Cecil Hampstead-on-Cecil-Cecil.
Vámonos, Gunter y Kyoto.
Hadi Gunter, Kyoto.
La inteligencia de Guenter está en su sombrero de electronium... que absorbe la energía del sol para producir radiación cognoscitiva.
Gunter'ın zekasının sırrı elektronik şapkasında yatıyor. Şapka güneş lekesi enerjisini toplayarak kavramayı sağlayan radyasyon yaratıyor.
Pero, obviamente, Guenter está mejor siendo inteligente.
Ama Gunter zeki haliyle daha iyi durumdaydı. Söyle ona, Leela.
Para mí, fue un camarero de Lufthansa llamado Gunter.
Benimkinde ise, Gunter adında bir kabin görevlisi.
Capitán Gunter Weber, oficial de los granaderos de Lixouri.
Yüzbaşı Gunther Weber. Lixouri'deki Piyadeler'in irtibat subayı.
No tenemos tu ventaja, Gunter.
Sizdeki avantajlar bizde yok, Gunther.
Gunter.
Gunther!
Era Gunter, entrenador del elas / their. ha dicho a el que eles acabe... ¡ El altos!
Çalıştırıcısı Gunter'dan olmalı. Ona bu ilişkiyi bitir, demiştim.
Gunter Addison.
Gunter Addison.
Gunther y yo pescamos en el río para su primera comida entre nosotros.
Gunter ve ben, aramızdaki ilk yemeğiniz için balık yakaladık.
Así fue que Gunther Butan y yo nos hicimos amigos.
İşte Gunter Butan ile böyle arkadaş olduk.
Christian Gunter, nacido en el puerto libre de Jebel Ali.
Christian Gunter, Jebel Ali serbest limanında doğdu.
Alice y Gunter te invitan a la unión de sus almas, por favor.
Alice Gunter ve ruhlarını birlikte davet ediyoruz, lütfen.
Gunter.
Gunter.
- Sí, Gunter había desaparecido también.
- Evet. Gunter de yoktu.
Gunter?
Gunter?
En el Hotel Gunter, a tres manzanas del Alamo. ¿ Eres un hombre de blues?
The Gunter Hotel'de Alamo'ya üç blok uzaklıkta. Sen de blues'cusun!
Querremos llamar a hiro y a gunter enseguida.
Hemen Hiro ve Gunter'i aramamız lazım.
En el circo de Moscú había un elefante llamado Gunter, y el maestro de ceremonias se ponía delante de Gunter y le decía : " ¡ Arriba, Gunter!
Annem, Scotty'yle beni Sydney'e geldiğinde Moskova sirkine götürmüştü. Moskova sirkinde Gunter adında bir fil vardı. Sirk çalışanı filin önüne geçiyordu ve "kalk Gunter kalk", diye bağırıyordu.
Bueno, pues desde aquel instante mis hermanos y yo llamábamos a mi madre Gunter.
Neyse o dakikadan sonra ben ve abim anneme Gunter demeye başladık.
"¿ Cuándo llega a casa Gunter?"
"Gunter ne zaman eve gelecek?".
"¿ Qué va a hacer de cenar Gunter?"
"Gunter akşama ne pişirdi?".
¡ Gunter!
Gunter!
He estado observándote, Gunter.
Gözüm üstünde olacak Günter.
Gunter.
Günter!
- Oye, Gunter, ¿ son tuyas?
- Bu senin mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]