Translate.vc / Espanhol → Turco / Güney
Güney tradutor Turco
11,444 parallel translation
Stone, necesito un mapa de líneas ley, de América del Norte.
Stone, Güney Amerika'nın ley hattı haritası gerek, büyük olsun.
Y asegúrate de que juegue en el campo sur el Jueves.
Çarşamba günü golf için güney yakasında olacağım, not edin.
Acaban de airear los greens en el norte.
Güney tarafındaki sahayı yeni yaptılar.
( en el Oeste ) El avión de pasajeros surcoreano desaparecido desde ayer fue derribado en el Mar de Japón por un avión soviético según un anuncio del..
Güney Kore yolcu uçağı dünden beri kayıp. ABD Dışişleri Bakanı George Schulz tarafından bugün yapılan açıklamaya göre bir Sovyet uçağı tarafından Japon Denizi üzerinde vuruldu.
Washington se esfuerza por ocultar el rastro de provocación dejado por el incidente relacionado a un avión surcoreano que violó el espacio aéreo soviético al salir de los EE.UU..
Washington ABD'den kalkan uçağın Sovyet hava sahasını ihlal etmesinin ardından Güney Kore yolcu uçağının karıştığı olayın provokasyon izlerini örtbas etmeye çabalıyor.
Los Greensleevers eran el principal coro de villancicos del sur de California...
Greensleevers, Güney Kaliforniya'nın ilk Noel korosuydu.
Desde que volviste, he oído que nos has pedido muchas cosas... a mí, sobre Afganistán y sobre Sudáfrica y sobre el futuro de mi hija, me guste o no.
Döndüğünden beri, sürekli bizden, benden bir şeyler isteniyor. Afganistan olsun, Güney Afrika olsun kızımın geleceği olsun, istesem de, istemesem de.
Petición de refuerzos, apartamento 7 C, la 652 de Broadway, disturbios domésticos.
Destek talep ediyorum. Güney Broadway 652, 7C dairesinde aile içi kargaşa.
Debido a que es más pacífico.
Bu yüzden güney tarafı seçmek daha iyidir.
Wally la morsa quería ir al Polo Sur ".
Deniz aygırı Wally de Güney Kutbuna gitmek istiyordu. "
Me hacía sentir somnolienta y mareada, como si estuviera en medio de un campo de lavanda al sur de Francia.
Bu, sanki Güney Fransa'daki bir lavanta bahçesindeymişim gibi başımı döndürüp, sersemletiyordu.
Pero durante unos nueve segundos, aun así, encontré rastros del micro y su posición actual...
Dinleme aygıtının şemasını buldum. Büyük elçinin ofisinin güney tarafındaki duvarı için tasarlanmıştı.
Esto es como ser de Corea del Norte y descubrir que hay un Corea del Sur.
Bu sanki Kuzey Koreli olup yanda Güney Kore olduğunu öğrenmek gibi bir şey.
Cientos de ellos en el sur de California.
Güney Kaliforniya'da onlardan yüzlercesi var.
Si ese corredor de Sudáfrica quien mató a su novia pudo hacerlo sin piernas, nosotras podemos con tacos.
Eğer şu kız arkadaşını öldüren Güney Afrikalı bacaksız bir şekilde koşabiliyorsa biz de topuklularla koşabiliriz.
Fuego en estructura. 1100 South Hermitage.
Bina yangını. 1100 Güney Hermitage.
Si viajara a Londres por unos días o a Sudáfrica un mes... ella siempre diría que sí.
Birkaç günlüğüne Londra'ya veya bir aylığına Güney Afrika'ya gitsem daima tamam derdi.
Prestó servicio en Sudáfrica y por cortesía pregunté...
Güney Afrika'da askerlik yaptığı için nezaketen sormak...
No tengo ni idea de cómo ha encontrado un camello en el sur de Florida.
güney Florida'da deveyi nereden bulduğunu bilmiyorum.
¿ El tipo que anda por todo el sur de California atacando mujeres jóvenes?
Güney California'da genç kadınları hedef alan adam.
Estaba en South Carolina.
Güney Carolina'daydım.
A South Carolina.
Güney Carolina'ya.
Escoge.
Kuzey mi Güney mi? Sen seç.
Margot Ross trabajó de cerca con Jake en varias misiones en el sudeste de Asia después del 11S.
Margot Ross, 11 Eylülden sonra birkaç görevde.. Güney doğu Asya'da yakın olarak beraber çalıştılar.
Usa la puerta lateral sur.
Güney girişini kullan.
Estabas seguro de no querer vivir tu jubilación con la mitad de tu pensión en un pequeño apartamento de alquiler En el sur de Chicago.
Emekliliğini yarım ikramiyenle Güney Chicago'daki küçücük kiralık bir dairede hayatta geçiremezdin.
En cambio, creo que son presagios enviados por el todopoderoso para decirnos que todos debemos dejar Salem continuar con nuestro éxodo hacia el sur de las Carolinas, la tierra que fue poblada por mi familia durante dos generaciones,
Hatta bu alametlerin bize Salem'i terk etmemiz için bir işaret olduğunu düşünüyorum. Güney Carolinas'a göç etmeliyiz bir yer bulup yerleşmeliyiz ve ailemin iki nesildir sahip olduğu toprağın bereketli olduğu yerlere puritan bir adamın tohumlarını ekebileceği ve ailesinin büyüdüğünü seyredeceği bir yere.
Ven a Río, joya de Sudamérica.
"Rio'ya gelin." "Güney Amerika'nın incisi."
Pueden esconderse en las montañas rocosas, o correr a América del Sur si les gusta.
İsterlerse kayalık dağlarda delikler açarlar isterlerse Güney Amerika'ya doğru koşarlar.
Esa corrida es en Sturgis, Dakota del Sur.
Sturgis, güney Dakota'da
Y antes de eso, esa yurta en el sudeste de Asia.
Ondan önce ise Güney Asya'da bir yurt.
También están subiendo por las escaleras del lado sur.
Güney merdiveninden de çıkıyorlar.
Tenemos un soldado caído, salida sur.
Güney tarafındaki çıkışta bir adamımız ölmüş.
Esta es una de muchas subestaciones en la ciudad dedicadas a la distribución de electricidad en la mitad sur de New York.
Burası New York'un güney bölgesine elektrik dağıtımı yapması için tasarlanmış trafo merkezlerinden sadece bir tanesi.
La gente le vio en Australia, Hawái, Sudamérica.
İnsanlar onu Avustralya'da, Hawaii'de ve Güney Amerika'da görmüştü.
- No, desde el sudeste.
- Hayır. Güney batıdan.
Thomas Darnell de Carolina del Sur dirige ese subcomité.
Güney Carolina'dan Thomas Darnell bu Komiteyi yönetiyor.
Un joven se despertó en Sudáfrica después de 12 años y reporto completa conciencia todo el tiempo.
Güney Afrika'da bir hasta 12 yıI sonra uyandı. Ve geçen zamanla ilgili tam bir farkındalık gösterdi.
El cabo Austin se crió en el sur de Pennsylvania.
Onbaşı Austin Güney Pennsylvania'da büyümüş.
Parte sur del Gran Cañón, jefe.
Büyük Kanyon'un güney kısmı patron.
Con la ayuda del Servicio Federal de Marshal, Capitán Messier... y nuestros amigos de la Policía, estamos vigilando todos los aeropuertos... estaciones de autobús y trenes en Southern Louisiana.
Federal Şerif Departmanı'ndaki, Yüzbaşı Messier'in yardımıyla ve NOPD'deki arkadaşlarımızla, Güney Louisiana'daki bütün havaalanlarını, otobüs ve tren istasyonlarını izliyoruz.
Las balas en sí fueron fabricadas... por una firma Sudafricana de Municiones en el 2003... pero fueron consideradas ilegales por la Haya.
Valla, mermilerin kendileri, bir Güney Afrikalı cephane firması tarafından, 2003'te üretilmiş ama Hague tarafından illegal sayılmış.
Pero conozco a un chico en el sur de Florida.
Ama Güney Florida'da bir adam tanıyorum.
Ahora SoCal está en un período de sequía.
Şimdilerde Güney Kaliforniya çorak bir dönemde.
Hay una puerta en la escalera sur.
Güney merdivenlerinin orada bir kapı var.
Ha decidido cambiar de aires y zarpar - al sur de Francia.
Tası tarağı toplayıp Güney Fransa'ya gitmeye karar verdi.
Mamá está dando vueltas por el sur de Francia sin avisarnos.
Annem kimseye tek kelime etmeden Güney Fransa'da gezip tozuyor.
Rojo, dos puertas, matrícula de Carolina del Sur.
Kırmızı, iki kapılı, Güney Carolina plakalı.
Recuerdo... El último trabajito de McCann fue en una prisión de máxima seguridad en el Sur de Jersey, y es propiedad de otra empresa con fines de lucro.
McCann'ın son işi Güney Jersey'de bir maksimum güvenlikli hapishane olduğunu hatırladım ve başka bir kar amaçlı şirket tarafından işletiliyor.
El patio sur.
Güney kısmında.
Los exploradores informaron de que solo había dos rebeldes en las tierras del este.
Gözcüler güney bölgesinde sadece iki asi olduğunu söyledi.