Translate.vc / Espanhol → Turco / H2o
H2o tradutor Turco
103 parallel translation
H2O más NO2, como hicimos el otro día.
H2O artı NO2 geçen gün yaptığımızın aynısı.
Por eso le llamamos H2O.
Ona bu yüzde H2O diyoruz.
Le traeré algo de H2O.
Biraz su getireyim.
H2O, vendo.
H20, benim işim.
¡ Somos el uno para el otro!
H2O gibi!
- H-2-O, si no es mucho problema.
- Su işte, H2O. Zahmet olacak.
H-2-O, madame.
H2O, bayan.
¿ Quieres un vaso de H2O, bajo en calorías?
Hey, bir bardak düşük kalorili H2O ister misin?
H20.
H2O.
Es siempre el mismo H2O.
Ama aslında hep aynı H2O'dur.
Dos partes de hidrógeno, una de oxígeno.
H2O. İki parça hidrojen, bir parça oksijen.
Balística H2O, proyectil de hielo, velocidad : 900 metros por segundo, definido en 450 metros.
Bu bir baristik H2O. Bu bir buz mermi fişeğidir... hızı saniyede 3,000 feet dir... 500 yarda hatasız atış sağlar. Hiç bir çıkış izi yok
Esto es lo que yo llamo H20 de alta calidad.
İşte ben buna, yüksek kaliteli H2O derim.
Sí, tienes razón, pero para garantizar que el H20 esté purificada, es bueno calentarla, Sterno.
Evet sana katılıyorum. Ama H2O'nun tamamen arıtılması için bir, bir ısıtma aracı kullanılmalı, mesela kamp jeli.
- Debes beber H20.
H2O almalısın. - Lütfen, benim için.
- H20.
- H2O.
- ¡ H20!
- H2O!
Es H20 de alta calidad.
İşte ben buna, yüksek kaliteli H2O derim.
Quero de bio-escanees para el compuesto H2O-471.
H2O-471 bileşiği için tarama istiyorum.
Sabes, de hecho, no soy un completo extraño de la vieja H2O.
Aslında teknelere o kadar yabancı sayılmam.
Este es un excelente vaso de H2O.
Bu çok iyi bir bardak H20 be!
¿ Queréis un café con leche o un agua de diseño?
Bardan latte alır mısın? Ya da bir şişe H2O?
Ese pedazo amarronado necesita un poco de H2O.
Şu kahverengi parçanın biraz H2O'ya ihtiyacı var.
Decidme que sabéis qué es H20.
H2O'nun ne olduğunu bildiğinizi söyleyin lütfen.
El H2O de toda la vida, como yo lo llamo.
Güzel, eski usül H2O, derim.
Es C12-H22-O11, H2O, NaCl y pasta de tomate.
C12, H22, O11, NaCl, H20 ve domates salçası.
No hay niveles detectables de H2O.
Tesbit edilebilir oksijen seviyesi yok.
Si ir a mi cuarto a Ver "Halloween H2O" por cable califica como plan, sí, estoy ocupadísimo.
Odama dönüp "Halloween H20" yi izlemek bir plansa evet doluyum.
Oh, no, estaba sólo, eh... dándoles a las plantas un poco de H2O y un poco de Bellini.
Hayır, ben de çiçekleri sulayıp biraz Bellini dinletiyordum.
Yo tengo intolerancia al H2O.
Bende H2O alerjisi var.
Dulce H2O.
Tatlı H2O.
Queremos llamarla H2Ope, pero tenemos algunas dificultades para conseguirlo.
ona H2O pe demek istedik. ama berrak hale getirmek zor oldu.
Hizo algunas canciones para H2O.
H2O için birşeyler yapardı.
H2O no suplicaron.
H2O yalvarmadı.
Tomamos el frasco de jugo de naranja vacío y lo giramos... con la vieja y buena...
Boş portakal suyu şişesini alıp eski dostumuz H2O'dan medet umarız.
HIV no, H20.
Hiv değil, H2O,
Oye, Fowler, ¿ H2O?
Fowler, su ister misin?
El mágico H2O cayendo como una cascada de esa ducha.
Sihirli su ile bir duş almak gerekiyor.
Pero yo he preferido desviarme Para desarrollar mejores tecnicas para esas situaciones En las que puede que no haya H2O.
Suyun kullanılmadığı durumlara daha iyi teknikler geliştirmek için kuzukulağını seçtim.
Bueno, agua, H20, un poco de líquido, por favor.
Su, H2O verin, sadece biraz serin sıvı verin lütfen.
La vieja y conocida H2O.
Güzel bir eski su.
La vieja y conocida H2O.
Güzel eski bir su.
Un vaso de H2O, por favor, Sr. Hawking.
Zahmet olmazsa bir bardak h2o, Bay Hawking.
Consigamos H2O para la señora. Sepárense.
Haydi bayana su bulalım.
No obstante, ninguno de los exploradores están suficientemente cerca de los polos marcianos similares a una tundra para descubrir el agua congelada.
Ancak iki gezgin de, Mars'ın tundra benzeri kutuplarına donmuş H2O bulacak kadar yakın değil.
Sabemos que los océanos de la Tierra contienen una mezcla de agua normal H2O y agua pesada :
Dünya okyanuslarının, normal bir su karışımı içerdiğini biliyoruz :.. ... H2O ve ağır su denilen, HDO.
A una escala planetaria, este proceso se llama calentamiento de mareas y crea suficiente calor para posiblemente mantener el agua a kilómetros por debajo de la superficie de Europa en forma líquida.
Uydunun tamamını etkileyen bu olaya, "gelgit ısınması" diyoruz. Gelgit ısınmasının, Europa'nın km'lerce altında bulunan H2O'yu sıvı halde tutacak kadar ısı yaratıyor olması ise muhtemel.
Le gustas, pero odia la pulsera.
Mesela gözyaşları, sodyum klorürlü H2O'dan başka bir şey değildir. Senden hoşlanıyor ama bilekliğini hiç sevmiyor.
H2O.
Su.
No.
Cehennem ol H2O!
No se sirve H20.
Cehennem ol H2O!