Translate.vc / Espanhol → Turco / Hambre
Hambre tradutor Turco
23,788 parallel translation
No tengo hambre.
Aç değilim.
Sé que tú también tienes hambre.
- Senin de aç olduğunu biliyorum.
El hambre alcanza incluso a los inocentes sin misericordia.
Açlık masumiyetin bile gözünün yaşına bakmıyor.
La gente pasa hambre por esto.
İnsanlar bunun için can atıyor.
No tengo hambre.
- Aç değilim.
Dije que no tengo hambre.
- Aç değilim dedim.
Necesitas a alguien que tenga hambre.
Çok arzu eden birine ihtiyacın var.
Sea quien sea debe demostrar hambre por el puesto.
Kim olacaksa, çok arzu eden biri olmalı.
Grande de alto, no de... bueno, es que no quiero que pases hambre.
Büyük ve... biraz da uzunsun. Aç gitmeni istemedim.
Sí, está bien no tener hambre y que ya no se me doblen los huesos, y que no se me muevan los dientes.
Elbette aç olmamak, kemiklerimin eğilmemesi, dişlerimin dökülmemesi güzel şeyler.
Bueno, la burla es para ese muerto de hambre.
O çatlakta bir numara vardı.
Que eras el hambre en su corazón. Así dijo.
Yüreğindeki hasretmişsin.
A esos se les llama retortijones de hambre.
Ona açlık krizi deniyor.
¿ Alguien por allá tiene hambre?
Yukarıda aç olan var mı?
No creo que tengo hambre nunca más.
Artık aç olduğumu sanmıyorum.
Me muero de hambre.
Açlıktan ölüyorum.
Si tienes hambre, escondí algunas galletas detrás de la tostadora.
Açsan tost makinesinin arkasına kurabiye sakladım.
Tenemos hambre.
Açız.
El hambre se está comiendo mi cerebro.
Açlık hafızamı öldürüyor.
El hambre genera caos.
Açlık kaosa neden olur.
Pero tengo hambre.
Ama çok açım.
Te cansarás, te dará hambre y alguien te va a arrestar.
Yorulacaksın ve acıkacaksın ve biri gelip seni tutuklayacak.
Oigan. ¿ Alguno de ustedes tiene hambre?
Aç olanınız var mı?
Sé que estás embarazada y probablemente siempre tengas hambre.
Hamilesin biliyorum bu yüzden büyük ihtimalle hep açsındır.
Desembarazada... y muerta de hambre.
Hamile değil ve aç.
¿ Qué, tienes hambre?
Ne, aç mısın?
Tendrá hambre.
Karnı acıkmıştır.
Siempre tiene hambre.
Hiç doymuyor ki.
Oye, Chip. ¿ Tienes hambre?
Selam Chip. Aç mısın?
Me moriré de hambre en tu cama.
Senin yatağında açlıktan öleceğim.
¿ Tienes hambre?
Acıktın mı?
¿ Tienes hambre?
Aç mısın?
Desayuno, amigo. ¿ Tienes hambre?
Kahvaltı, dostum. Aç mısın?
Sé que tenía que venir directo del trabajo, porque nuestro buen amigo Philip está merodeando las calles, pero pensé que tendrían hambre.
Kankimiz Philip sokaklarda gezerken işten çıkıp doğrudan gelmem gerekiyordu ama acıkmışsınızdır dedim.
¿ Todos hambre?
Acıktınız mı?
¿ Tienes hambre?
Aç misin?
Pensé que podrías tener hambre.
Acıkmışsındır diye düşündüm.
- ¿ Tiene hambre?
- Aç mısın?
- ¿ No tiene hambre?
- Aç değil misiniz?
Tenemos papeleo, y tengo hambre.
Evrak işlerimiz var ve ben açım.
Hambre de un SuperRabo.
Biraz SüperPenis'e açsın.
Mi pueblo tiene mucha hambre.
Halkım çok aç.
Estoy tratando de salvar a mis compatriotas muertos de hambre.
Açlıktan ölen halkımı kurtarmaya çalışıyorum.
- ¿ Tenes hambre como papá?
Tam sevdiğim gibi. Babası gibi aç.
- Entonces, ¿ Estas con hambre?
Aç mısın?
De acuerdo, ¿ quién tiene hambre?
Pekâlâ, kim acıktı?
( voz BAJA ) " ¿ Tenés hambre?
Acıktın mı?
Y si alguna vez pasase hambre de verdad sabría que nunca le deja.
Eğer gerçek açlığın ne olduğunu bilseydin seni asla bırakmayacağını da bilirdin.
Hay una antigua costumbre japonesa que consiste en llevar a las ancianas al bosque y dejarlas allí para que mueran de hambre o por los elementos y que así se conviertan en fantasmas vengadores que vaguen por el bosque.
Bu eski bir Japon geleneğidir. Yaşlı kadınlar ormana götürülüp açlıktan ya da doğa şartlarından ölüme terk edilir ve ormanda gezinen intikamcı ruhlar haline gelirler.
Un ataque de hambre. Eso lo hizo salir.
İştahını açıklıyor.
Todo el mundo tiene hambre.
Herkes aç.