English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Hamptons

Hamptons tradutor Turco

687 parallel translation
Si no pueden nadar aqu ¡, se irán tan contentos a las playas de Cape Cod, Hamptons o Long Island.
Burada yüzemezlerse, Cod Burnu'nda, Hamptons veya Long Island Plajlarında yüzmek isteyeceklerdir.
¿ Queda cerca de los Hamptons?
Hamptons'un oralarda mı?
Bueno, conozco a mujeres que... se casan con hombres que desprecian para poder llevar un Mercedes... y pasar los veranos en hoteles caros.
Öyle kadınlar tanıyorum ki sırf Mercedes'e binebilmek ya da yazlarını Hamptons'da geçirebilmek için nefret ettikleri adamlarla evleniyorlar.
- Iré de fin de semana a los Hamptons.
Haftasonunu Hamptons'da geçireceğim. Hiçbir yere gitmiyorsun.
Será una hora más hasta Hamp... Hamptons. ¡ Ay!
Hamptons'tan saatlerce... uzakta.
Van a ir a tu casa en Los Hamptons?
Hampton'daki evine mi gidiyorsun? Hayır.
Me dijo que había estado en los Hamptons desde el domingo.
Pazar'dan buyana Hamptons'ta olduğunu söyledi.
Por la manera en que nos conocimos en la fiesta.
Tanışma şeklimiz. Hamptons'daki parti vardı ya?
Jetfrey llama a nuestro depto. En Hamptons el Condo del Tío Tom.
Jeffrey, bizim apartmana'Tom Amcanın Kulübesi'diyor.
Debió pensar que seguíamos en The Hamptons. Eso creía.
Bu hafta sonu hâlâ Hamptons'ta oldugumuzu düsünmüs olmali.
- ¿ En The Hamptons?
- Şehir dışında hafta sonu.
Y pasaremos un fin de semana en los Hamptons.
En azından böylece Hampton'da bir hafta sonu geçirmiş oluruz.
Se enloquece por los tomates de los Hamptons.
Hampton domateslerine hasta.
Me encantan los tomates de los Hamptons.
Hampton domateslerini çok seviyoruım.
Odiaba Hamptons. No quería tener niños. Le gustaba el lado Este.
İlk tanıştığımızda plaja gitmeyi sevmezdi, Hampton'lardan nefret ederdi çocuk sahibi olmayı istemez, yaşadığı eve bayılır ve taşınmayı hiç istemezdi.
¿ Por qué? ¿ Porque me negué a ir a la casa de tu jefe Jerry Bender en Hamptons?
Neden, sevgili patronun Jerry Bender Hamptons'daki mekanına...
No me gusta Hamptons.
- Sorun değil. Hamptons'ı hiç sevmem, sen bir ara plajlardan nefret ederdin.
Con todo este calor nunca voy a ser capaz de escapar a los Hamptons. ¿ Eh?
Bunca trafik arasından, Hamptons'a kaçmam mümkün değil.
Mientras Elise vaciaba la oficina de Bill y su casa...
Elise, Bill "in ofisini, çatı arasını Hamptons" daki evini boşaltırken, -
¡ Por $ 300 la hora, me puede comunicar con él en su casa en Los Hamptons!
Saatine 300 dolar ödediğime göre beni evine bağlayabilirsin.
¿ Por qué no nos olvidamos de los Hamptons, y pasamos el fin de semana en la cama?
Hey, neden Hamptonlar'ı boş verip... hafta sonunu yatakta geçirmiyoruz?
Olvidémonos de los Hamptons.
Hamptonlar'a boş verelim.
Cualquiera que sale disparado de los Hamptons me cae bien.
Senin hoşuna giden herkes, benim de hoşuma gider.
Caramba, recién alquilé una casa en The Hamptons y debo ir este fin de semana a firmar los papeles.
Ah, henüz Hamptons'ın dışında bir ev kiraladım ve bu haftasonu oraya kağıt imzalamak için gitmeliyim.
¿ Una casa en The Hamptons?
Ev Hamptons'da mı?
Por años he mentido sobre mis ingresos y me alcanza para una casa allí.
Kazancım için yıllardır yalan söylüyorum. Halledebilmem için Hamptons'da sahte bir ev durumu kurmak zorundaydım.
¿ Qué sucedió con su casa en The Hamptons?
Onun yeri, Hamptons'da neler oluyor?
¿ En The Hamptons?
Hamptons?
Lamento haberme perdido el evento de caridad pero fue uno de esos gloriosos fines de semana en Hampton...
Şey, hayırseverlik şeyini kaçırdığım için özür dilerim ama hakikaten Hamptons'da muhteşem bir haftasonu oldu duymuşsunuzdur.
¿ De dónde sacaron que tienes una casa en The Hamptons?
Hampton'da bir yerin olması fikri nereden aklına geldi?
Que tenía una casa en The Hamptons.
Onlara Hampton'da bir evim olduğunu söyledim.
Listo para llevarlos a The Hamptons.
Sizi Hamptons'a götürmek için hazırım.
Hablen ahora, o si no, iremos a The Hamptons.
Şimdi konuş sonra doğru Hamptons'a gidiyoruz.
Una vez que entren en ese auto nos iremos hasta allá a The Hamptons.
Bir defasında araba ile Hamptons'a giderken.
Mi amiga, Patience y su marido me invitaron a The Hamptons por el fin de semana.
Arkadaşım Patience ve kocası beni hafta sonu için Hamptons'a davet ettiler.
Los invitados a The Hamptons deben ganarse la cena.
Hampton'a gelen misafirlerin, yemek karşılığında her zaman şakıması beklenir.
Se llamaba Jonathan Bix un negociante que acababa de comprar una casa en los Hamptons.
Adı Jonathan Bix'di. Bear Sterns'de tüccardı Hamptons'da bir ev sözleşmesi yapıp, partiye gelmişti.
Quizás de Hamptons.
Muhtemelen Hamptons'daki bir alandan.
Rentamos un tiempo compartido en los Hamptons para la tercera semana de Junio.
Hamptons'da haziranın üçüncü haftasına denk gelen bir devre mülkümüz var.
Fui a la farmacia y pasé cerca de la casa en los Hamptons.
Eczaneye uğradım sonra da Hamptons'a bir uzandım.
donde el tiempo compartido.
- Hamptons'a mı? - Evet, Sacksky'lerin devre mülkünün oraya.
Terminé de ir de compras para ir a los Hamptons.
Hamptons alışverişimi bitirdim!
Estoy ahorrando para vacaciones de lujo. Hermosos.
Hamptons'da tatil için para biriktiriyorum.
- Los zapatos deben recibir amor.
Hem ayrıca Hamptons'da böyle bir ayakkabıya ihtiyacınız olacak. Ayakkabıların sevilmesi gerekir.
Antes de que me olvide, Charlotte quiere unas vacaciones en Hamptons.
Unutmadan, Charlotte, Hapmtons'a gitmeyi düşünüyor.
Espera a que veas el que tengo en los Hamptons.
Hampton'daki kulübümü görene kadar bekle. "Salsa East".
- ¿ Te gustan los Hamptons?
- Hampton'ı seviyor musun?
- No, me encantan los Hamptons.
- Hayır, aşk Hampton'a aşığım.
Esta es la historia de una pareja hermosa, Rob e Elaine que alquiló una casa un verano súper caluroso en Hamptons.
Bu çok tatlı bir çift olan Rob ve Elaine'in hikayesi. Özellikle çok sıcak ve yapış yapış olan bir yaz Hamptons'ta bir ev tuttular.
- En el viñedo.
- Hamptons mı?
Hubo un evento de beneficencia en los Hamptons... - ¡ Cielos!
Aman tanrım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]