Harker tradutor Turco

- Y el Sr. Harker.

- Ve Bay Harker.

En mi humilde intento de entretener a su prometida, Sr. Harker, le conté varias historias... macabras de mi remota región.

Sıradan bir çabayla nişanlınızı eğlendirmek için, Bay Harker, ona uzak ülkemden oldukça korkunç masallar anlatıyordum.

Entiendo la preocupación del Sr. Harker.

Bay Harker'ın kaygılarını oldukça iyi anlıyorum.

Un vampiro es un ser que vive una vez muerto bebiendo la sangre de los vivos.

Bir vampir, Bay Harker, ölümünden sonra canlıların kanlarını içerek yaşayan bir yaratıktır. Kan bulması gerekir yoksa ölür.

Sr. Harker, es horrible.

Bay Harker, bu korkunç.

- Haga el favor, Sr. Harker.

- Lütfen, Bay Harker.

Sr. Harker, debería preocuparse de eso.

Bay Harker, endişelenmeniz gereken şey bu.

Sr. Harker, por favor, acérquese.

Bay Harker, lütfen, buraya gelin.

He dedicado mi vida al estudio de cosas muy extrañas, hechos poco conocidos que es mejor que el mundo ignore.

Bay Harker, hayatımı bir çok garip şeyi incelemeye adadım belki de dünyanın bilmemesinin daha iyi olduğu küçük, bilinen gerçekler.

No lo sé, Sr. Harker.

Bilemiyorum, Bay Harker.

Sr. Harker, será mejor que traiga a la Srta. Mina adentro.

Bay Harker, Bayan Mina'yı içeriye getirseniz iyi olur.

Vamos, Sr. Harker.

Gelin, Bay Harker.

Harker.

Harker.

Aquí, Harker.

Burada, Harker.

Un tal Harker, un militar.

Harker adında biri, ordu mensubu.

¿ Harker, Horace Harker?

Harker? Horace Harker?

Horace Harker, le recuerdo.

Horace Harker. Evet, onu anımsıyorum.

Al comandante Harker le gustaba Napoleón.

Binbaşı Harker, öyle anlaşılıyor ki, Napolyon'a çok değer veriyormuş.

El comandante Harker estaba cenando allí, dándole la espalda. Siga usted.

Binbaşı Harker şurada yemek yiyormuş, ona arkası dönükmüş, devam et.

Harker se levanta.

Harker ayağa kalkmış, kapışmışlar.

Tropiezan con los platos de la mesa, Harker cae y se rompe la espalda.

Harker düşerek belini kırmış.

Rompieron la espalda deliberadamente.

Binbaşı Harker'in beli kasıtlı olarak kırıldı.

Cuando oyó que rompieron la espalda a Harker, sospechó del Reptil.

Binbaşı Harker'ın belinin kırıldığını duyduğunda Creeper'den şüphelenmiştin, değil mi?

Parece imposible que Harker tuviera que ver con esa gente.

Anlıyorum, ama nasıl olur da Harker bu çeteye takılır?

Tiene que haber una conexión o Harker no estaría con la espalda rota.

Ama bir bağlantı var yoksa Harker şu anda kırık beliyle orada yatıyor olmazdı.

¿ Como el comandante Harker? - Sí.

- Tıpkı Binbaşı Harker'ınki gibi?

Si es tan fuerte como para romper la espalda a sus víctimas, ¿ porqué desahoga su furia rompiendo tazas y platos y no butacas o mesas?

Binbaşı Harker'in belini kıracak kadar güçlü bir katil niçin hayvanca bir öfkeye kapılıp önemsiz küçük bardak ve tabakları kırıyor? Oysa büyük bir sandalyeyi ya da büyük bir masayı da kolaylıkla kırabilecek güçteydi.

Dos de los bustos se rompieron en la tienda. El tercero lo vendió al señor Harker. El cuarto a la señorita Carey y el quinto a Sandeford.

Şimdi söyle bana, diyorsun ki, büstlerden ikisi burada dükkanda kırıldı, üçüncüsü Binbaşı Harker'a, dördüncüsü Matmazel Carey'e ve beşincisi Bay Thomas Sandeford'a satıldı.

Vickie Harker, es la secretaria de papá.

Vickie Harker. Babamın sekreteri.

La Srta. Vickie Karker ha venido a verle.

Bayan Vickie Harker sizi arıyordu.

¿ Qué significa Vickie Harker para esta familia?

Vickie Harker'ın bu aile için anlamı nedir?

Sr. Graham, si quiere ver a la Srta. Harker...

Bay Graham? Eğer Bayan Harker'ı görmek istiyorsanız, Henry sizi oraya arabayla götürebilir.

Era a su hija a quien quería ver, Sra. Harker.

Ben de kızınızı görmek istiyordum Bayan Harker.

- Sra. Harker...

- Bayan Harker!

Hacía tiempo que sabía lo que había entre él y la Srta. Harker.

Harker ile olan ilişkisinden uzun süredir haberdardım.

Si la Srta. Harker estaba de acuerdo en no decir nada.

Tabii eğer Bayan Harker hiçbir şey söylememeyi kabul ettiyse.

Parece que la Srta. Harker aceptó.

Öyle görünüyor ki Bayan Harker kabul etmiş.

Srta. Harker...

Bayan Harker, Ben...

Srta. Harker, poco después del asesinato le dieron un empleo mucho mejor, ¿ verdad?

Bayan Harker... Cinayetten hemen sonra daha iyi bir pozisyona terfi ettiniz değil mi?

He visto a Vicky Harker.

Vickie Harkerla konuştum!

¿ Vicky Harker? - ¿ El apartamento del Sr Clayton?

- Bay Clayton apartmanı mı?

- Vicky Harker me ama. - Sí.

- Vickie Harker beni seviyor.

"Diario de Jonathan Harker".

" Jonathan Harker'ın Günlüğü.

"Mi querido Harker. Lo siento que no he podido conocerlo."

Sevgili Harker, sizinle buluşamadığım için özür dilerim.

Soy Jonathan Harker, el nuevo bibliotecario.

Adım Jonathan Harker. Yeni kütüphaneciyim.

Señor Harker, me alegra que haya llegado a salvo.

Bay Harker. Sağ salim gelmenize sevindim.

- ¿ Necesita algo más señor Harker?

- Başka bir şeye ihtiyacınız var mı?

Una cosa más señor Harker tengo que salir y no estaré de vuelta hasta mañana al anochecer hasta entonces considérese en su casa.

Son bir şey daha var Bay Harker. Dışarı çıkmak zorundayım ve yarın güneş batmadan da dönmeyeceğim. O zamana kadar bu evi kendi eviniz bilin.

- Buenas noches, Sr. Harker.

- İyi geceler Bay Harker.

Que duerma bien, Señor Harker.

İyi uykular Bay Harker.

- Señor Harker, ¿ me ayudará usted?

- Bay Harker. Bana yardım edecek misiniz?