Translate.vc / Espanhol → Turco / Hemen
Hemen tradutor Turco
144,566 parallel translation
- Podemos traerla en un día.
- Yakıtı hemen buraya getirmeliyiz.
- ¿ Justo ahora?
- Hemen ardından mı?
Necesito que te vayas de inmediato.
Hemen gitmen lazım.
Y trabajó en el cubículo justo al lado de Cheryl durante...
Cheryl'nin hemen yanındaki bölmede çalışıyordunuz, son...
Por aquí. ¡ Ya!
Buraya gelin, hemen!
Si es así, le sugiero que confiese.
Eğer öyleyse hemen adım atmanı öneririm.
Vale, tienes que irte. ¡ Ahora!
Pekala, gitmen gerek. Hemen!
¿ Quieres bajarte ya?
Hemen gitmek ister misin?
Muy bien, déjenme ser muy claro en esto.
Bunların önünü keselim hemen.
Casi exactamente eso.
Hemen hemen aynen böyle bir şey.
No nos estamos yendo ya, mamá.
Hemen gitmiyoruz anne.
Podría romperte el cuello y terminar con tu pequeña vida ilusa ahora.
Boynunu kırıp hayal dünyasında yaşadığın zavallı hayatına son verebilirim hemen.
¿ No intentarás violarme o algo así?
- Evet ama hemen geçip gidecek ve sonra da... Beni sikmeye falan kalkmayacaksın değil mi?
Bueno, ya voy para allá.
Tamam, hemen geliyorum.
- Tienes que venir ya mismo.
- Hemen buraya gelmelisin.
Ya regreso.
Hemen dönerim.
Voy a...
Hemen...
Ya regreso, amor.
Hemen döneceğim bebeğim.
Necesito usar su teléfono de inmediato.
Telefonunuzu kullanmalıyım. Hemen.
Toma mi traje y llévalo a la iglesia Second Presbyterian.
Takım elbisemi al ve İkinci Presbiteryen Kilisesi'ne getir. Hemen.
Tengo que ocuparme de esto.
Hemen bununla ilgilenmeliyim.
Justo después de matar a Margo.
Margo'dan hemen sonra.
Seguro que eso se lo dices a todas justo antes de violarlas, matarlas y comerte sus corazones.
Bahse girerim bunu bütün kızlara söylersiniz Onları tecavüz etmeden hemen önce, Onları öldür ve yüreklerini ye.
Seguro que te encanta venir aquí y follar con mortales porque de vuelta en Dioslandia, no te comes nada.
Eminim buraya gelmeyi seviyorsun Ve ölümlüler ile lanet Çünkü evde geri döneceğim Tanrı topraklarında, hemen hemen sıralamalısın.
Estoy bastante seguro de que Q dijo que lo de la piedra de sangre funciona de inmediato.
Eminim ki Q dedi Tüm kan taşı Şey hemen çalışır.
Quiero salir de esto inmediatamente.
Bundan hemen kurtulmayı istiyorum.
Podemos resolverlo rápidamente.
O sorunu hemen çözebiliriz.
Lo siento mucho. Necesito un segundo.
Çok özür dilerim, hemen geliyorum.
- Tiene que ser rápido.
- Hemen yapılması gerekiyor.
Si tiene alguna duda, tráguesela.
Şüpheniz varsa hemen bastırın.
Adentro, ahora.
İçeri geçin hemen.
Escondida ahí para que yo quizás me dé cuenta más tarde. Pero ahí está.
Belki hemen fark etmem diye araya sıkıştırdın ama fark ettim.
Rebánalo bien. Gracias.
Hemen dilimle şu bebeği.
Es decir, casi nadie tiene una
Demek istediğim, hemen hemen hiç kimsede bir tane yok.
Sería robadas de forma inmediata
Hemen çalınırlardı.
Y como con el 500, uno nota de inmediato...
Ve 500'de olduğu gibi, Hemen anlatabilirsin
Prácticamente el mismo día
Hemen hemen aynı gün.
Y de entrada podemos ver que no es un auto especialmente atractivo
Ve hemen, Bunun olmadığını görüyoruz Özellikle yakışıklı bir araba.
Detén ya esta tontería, o sufrirás los tormentos del infierno.
Hemen saçmalamayı kes, yoksa cehennem azabı çekersin.
Y ahora que al fin estás aquí, voy a tener que hacer esto rápido.
Sonunda geldin, Bunu hemen halletmem gerek.
El localizador está situado justo junto al núcleo neurológico.
Verici, sinirsel merkezin hemen yanında.
Oye, mírame. Tenemos que irnos. Ahora.
Bana bak gitmeliyiz, hemen.
No, perdí contacto con ellos poco antes de la explosión.
Hayır patlamadan hemen önce iletişimim kesildi.
Estoy con Seis. Logramos salir antes de que la estación explotara. ¿ Sabes algo de los demás?
Altı ile beraber istasyon patlamadan hemen önce kaçmayı başardık diğerlerinden bir ses var mı?
No tenemos ningún motor operativo. Necesitamos que vengáis a recogernos inmediatamente.
Hiçbir motorumuz çalışmıyor hemen bizi gelip almalısınız.
¡ Hágalo! Ya.
Dediğimi yap hemen!
Bueno, entonces sugiero que lo calibren deprisa, porque no tienen tiempo para esperar por refuerzos.
Öyleyse hemen ayarlamanızı öneririm çünki destek bekleyecek vakit olmayacak.
- ¡ Ahora!
- Hemen!
Tiene que pasar ahora.
- Hemen gerçekleşmeli.
- Aquí vamos.
- Hemen verelim.
¿ Quién diablos eres tú?
407 00 : 18 : 54,803 - - 00 : 18 : 57,171 Toplanın hemen. Sen de kimsin?