Translate.vc / Espanhol → Turco / Honolulú
Honolulú tradutor Turco
434 parallel translation
Tokio, Honolulú, todas esas ciudades chinas.
Tokyo, Honolulu, bütün Çin şehirlerine.
"Navegaremos a Honolulu mañana en nuestra luna de miel. Compre dos billetes".
Balayımız için yarın Honolulu'ya gemiyle gideceğiz.
Mañana, Honolulu.
Yarın, Honolulu.
Estoy reuniendo mis fuerzas para mañana en Honolulu.
Gücümü yarın Honolulu'ya saklıyorum.
Honolulu es la última parada.
Honolulu son durak.
Quería enviar esto a Miss Joan Ames... en el camarote B 55 como una hora después de que el barco atraque en Honolulu.
Bu mesajın, gemi Honolulu'ya yanaştıktan bir saat sonra B-55'teki Bayan Joan Ames'e iletilmesini istiyorum.
Bien. ¿ Lo has arreglado todo para que me recete ir a Honolulu?
İyi. Sinirlerim için Honolulu'ya gitmem gerektiğini söylemesini ayarladın mı?
Pero no entiendo por qué debes ir a Honolulu.
Fakat, niçin Honolulu'ya gitmeyi, istettiriyorsun?
Diremos que vamos a Honolulu, tú a tu mujer, y yo...
Biz, Honolulu'ya gidersek, karılarımız zannedecek ki...
Le recomiendo un viaje a... Un viaje a Honolulu.
Önerdiğim gezinti yeri... gezinti yeri..... Honolulu.
Pero un viaje a Honolulu es lo único que puede curar a su marido.
Kocanızın iyileşmesi için, Honolulu'ya gemi seyehatine çıkması gerekir.
Yo no iré a Honolulu, si tú no puedes venir.
Honolulu'ya gitmek istemiyorum. Eğer sen gidemeyeceksen şekerim, ben de sadece evde oturup acı çekmeye razıyım.
Si el médico dice que debes ir a Honolulu, le harás caso.
Doktor sana Honolulu'ya gitmeni söylediyse,.. .. sadece doktorun dediğini yapacaksın.
Pero no puedo ir solo a Honolulu.
Ama, Honolulu'ya bi başıma gitmek istemiyorum.
- A Honolulu.
- Honolulu'ya!
- No puedo ir a Honolulu.
- Honolulu'ya gidemem.
- Muy bien, pues no voy a Honolulu.
Tamam, bu kadarı yeter. Honolulu'ya gitmiyorum.
Irás a Honolulu, aunque tengas que ir solo.
Honolulu'ya gidiyorsun. Tek başına gitsen bile!
Si tengo que ir a Honolulu solo ¡ él vendrá conmigo!
Ben Honolulu'ya yalnız gidiyorsam, o da benimle geliyor!
Muchacha de Honolulu ¿ de dónde has sacado esos ojos y esa tez oscura que yo idolatro?
# Honolulu Güzeli nereden aldın şu gözleri? # Senin o esmer tenine öyle hayranım ki.
Muchacha de Honolulu...
# Honolulu Güzeli nereden aldın bu biçimi..
Muchacha de Honolulu tú sí que sabes.
# Honolulu Güzeli sen işini bilirsin.
Muchacha de Honolulu me vas a sonrojar.
# Honolulu Güzeli bu yaptığın blöf.
Aquí estamos disfrutando más que en Honolulu.
Hem buradayız, hem de Honolulu'da değiliz..
Nuestras mujeres se creen que estamos en Honolulu por mi salud.
Karılarımız, sağlığım için Honolulu'ya gittiğimizi sanıyor.
Si no fuera porque Ollie está en Honolulu juraría que acabo de hablar con él.
Oliver'ın Honolulu'da olduğunu bilmeseydim, telefondakinin o olduğuna yemin edebilirdim.
Claro, están en Honolulu.
Onlar Honolulu'da, tabiki.
¡ Hundimiento del trasatlántico de Honolulu!
Ekstra haber! Akşam haberlerini alın! Honolulu yolcu gemisi battı!
HUNDIMIENTO DEL TRASATLÁNTICO DE HONOLULU ¡ Lottie! ¡ Lottie!
Lottie, Lottie!
" Honolulu, Compañía Naviera Los Ángeles.
"Honolulu Vapur Şirketi, Los Angeles."
Muchacha de Honolulu ¿ de dónde has sacado esos ojos y esa tez oscura que yo idolatro?
- ( STANLEY KAPI ZİLİNİ ÇALAR ) - ( OLIVER ) : # Honolulu Güzeli, # Nereden aldın şu gözleri? # Senin o esmer tenine, öyle hayranım ki.
Muchacha de Honolulu ¿ de dónde has sacado esos ojos y esa tez oscura que yo idolatro?
# Honolulu Güzeli, nereden aldın şu gözleri? # Senin o esmer tenine, öyle hayranım ki.
Muchacha de Honolulu ¿ de dónde has sacado esos ojos y esa tez oscura que yo idolatro?
# Honolulu Güzeli, nereden aldın şu gözleri? - ( STANLEY KAPIYI TIK-TIKLAR ) - # Senin o esmer tenine, öyle hayranım ki.
Muchacha de Honolulu ¿ de dónde has sacado esos ojos y esa tez oscura que yo idolatro?
- ( STANLEY KAPI ZİLİNİ ÇALAR ) - ( OLIVER ) : # Honolulu Güzeli.. #.. nereden aldın şu gözleri? # Senin o esmer tenine, öyle hayranım ki.
Muchacha de Honolulu...
# Honolulu Güzeli...
HUNDIMIENTO DEL TRASATLÁNTICO DE HONOLULU
( STANLEY OKUR ) : "Kulüpten notlar :".
- " El barco de Honolulu se ha hundido a causa de un tifón. - ¿ Qué ocurre?
- Ne oldu?
Cuando volvíamos de Honolulu, nuestro barco naufragó.
Honolulu'dan dönüş yolumuzda, korkunç bir gemi enkazı vardı.
No fuimos a Honolulu.
Başından beri Honolulu'ya gitmedik!
Muchacha de Honolulu ¿ de dónde has sacado esos ojos?
# Honolulu Güzeli, kapatmak olmaz şimdi o gözleri...
Volveré a Honolulu a la medianoche.
Bu gece yarısı Gemi ile Honolulu'ya dönüyorum.
El ciruelo floreció muchas veces... desde que oí la voz de plata de la Sra. Lilli en Honolulu.
Madam Lilli'nin gümüş sesi Honoluluda duyulduğundan beri... erik ağaçları daha fazla çiçek verir oldu.
Debemos tomar el barco a Honolulu.
Honolulu'ya giden gemiye yetişmek için.
- Y es tarde para el barco a Honolulu.
- Korkarım Honaluluya gidecek gemiye çok geç kaldık.
¿ O era Honolulu?
Yoksa Honolulu'da mıydı?
¡ Allá vamos, Honolulu!
Honolulu, iste geliyoruz!
Sobre todo sabiendo que vendría a Honolulu.
Hele de Honolulu'ya gelecegimi bilseydim.
- ¿ Tiene familia en Honolulu?
- Honolulu'da ailesi var mï?
¿ Qué haces en Honolulu?
Dostum! Honolulu'da ne yapïyorsun?
¿ Harto de Honolulu? ¿ No hay mujeres?
Honolulu'da kadïn mï kalmadï?
- Honolulu.
- Honolulu.