Translate.vc / Espanhol → Turco / Hover
Hover tradutor Turco
53 parallel translation
Vuelen sobre la antepista paralela vía Este-Oeste.
Doğu-batı paraleli yolu ile hover pistine iniş yapabilirsiniz.
Estarán en los transportes esta noche.
Hover ulaşımı ile bu gece ayrılıyor.
Entonces sabe dónde están llenando los transportes de carga.
O hâIde Hover ulaşımının nereden yüklendiğini biliyorsundur?
Los transportes están en el sector nordeste.
Hover rampası kuzeydoğu sektöründe.
Usen la plataforma y entreguen una almohada a la vez.
Hover-taşıyıcıyı kullanın ve her seferinde sadece bir yastık taşıyın.
Sé que condujo el aerodeslizador aquella noche, no el caballo.
O gece hover aracını süren sendin, atın değildi.
Es sólo que esperaba probar contigo el gel "flotante".
Seninle hover jelini test etmek istiyordum.
- "Flotante".
- Hover.
Haz una pequeña investigación en los juegos flotantes.
Hover Kumar'ı biraz araştırdım.
¿ Quién recibe el gran cheque sobre los juegos flotantes?
Hover Kumar'dan yüklü bir maaş çeki alan kim?
Si, para juegos Flotantes.
Evet Hover Kumar'da.
¿ Cuánto tiempo tienes jugando flotante?
Ne zamandan beri Hover'da kumar oynuyorsun?
Yo hago promociones Para juegos Flotantes.
Hover Kumar'da promosyonda çalışıyorum.
El dinero falso ya ha sido introducido en la economía local, o apuestas en el Juego de Hover.
Ya bu sahte paralar şimdiden yerel ekonomiye girmiş ya da sen Hover'da kumar oynuyorsun.
El Juego en Hover es sucio. Correcto, ¿ sabes que?
Hover Kumar yasa dışı bir şirket.
Supongo que eso significa que estas investigando - Hover Gambling, también, Agente Cole.
O zaman sen de Hover Kumar'ı soruşturuyorsun Ajan Cole.
Bueno, Howard tienes que vestirte de negocios.
Şey, Hover, peki ne giyeceksin?
Si claro, ya creo que tu te has estudiado la obra inmortal, con tu maestra hover.
The Immortal Bard * üzerinde dersinizi iyi çalışmış gibi görünüyorsunuz Bayan Hoover.
Aquí, la poderosa represa Hoover, planta hidroeléctrica...
Burada, büyük Hover Hidroelektrik santralinde.
Cuanto más grande es la cantidad de agua en el embalse más puede esta planta de energía seguir funcionando.
Hover barajının arkasındaki Mead Gölü'nün rezervlerindeki su var olduğu sürece bu santral elektrik üretmeye devam edebilir.
Si mi equipo y yo nos fuéramos esta noche y no volviéramos a la represa Hoover tomando las condiciones en que la planta está ahora ésta puede continuar operando sin que estemos aquí.
Eğer ben ve ekibim bu akşam gidip Hover barajına geri gelmesek, bu durumda bile santral şu anki gibi çalışmasına biz yokmuşuz gibi devam edecektir.
En una vida de la gente, es posible que la represa Hoover sea una de las últimas plantas de energía todavía funcionando.
İnsanoğlundan sonra Hover barajının, çalışmaya devam eden son elektrik santrali olması mümkündür.
Cuando la naturaleza ataca, incluso fortalezas del hombre...
Doğanın diriliş savaşında Hover barajı gibi insan yapısı dev yapılar bile yenilmez değillerdir.
Las pequeñas cañerías que brindan agua fría a los generadores de la represa, son perfectos hogares para estas criaturas.
Hover barajının jeneratörlerini soğutmak için su taşıyan bu küçük borular, bu yaratıklar için mükemmel yuvalardır.
Bien, eso podría pasar y uno a uno, todos los generadores de la represa Hoover, y eventualmente toda la planta de energía se apagaría.
Ve bu Hover barajının bütün jeneratörlerinin teker teker kapanmasına ve sonunda da bütün santralin tamamen kapanmasına neden olur.
Con los generadores fuera de servicio no hay agua pasando por la presa Hoover.
Jeneratörler çalışmayınca Hover barajının içinden artık hiç su geçmez.
Las grandes estructuras de hormigón como la represa Hoover durarán inclusive más que eso.
Hover Barajı gibi en büyük beton yapılar bundan daha fazlasına dayanabilir.
La represa Hoover es tan ancha que más de 70 años después de que fue construida, el cemento de las capas profundas está todavía fraguando.
İnşaatının 70 yılı ardından Hover barajı hala kalın ve beton bütünlüğünü muhafaza ediyor.
La represa Hoover, construida para ser tan resistente de las últimas estructuras hechas por el hombre, aún en pie.
Etrafındaki kanyon duvarları kadar sert inşa edilmiş Hover Barajı insanların yaptığı ve halen ayakta kalmış son yapılardan biridir.
Ademas ahora que tenemos el hover parlante, No nescesito ser ordenado.
Ayrıca şu an konuşan bir süpürgemiz var. Tertipli olmam için hiç bir sebebim yok.
Aquel es el "Hombre Flotador".
Hover Adam.
Vive en el 44 de Hover Road, West Footscray.
Hover Caddesi, 44 numara West Footscray'de oturuyor.
Atención, señor Hover.
Bay Hover'un dikkatine.
Ella quiere invitarnos a un juego en el hover dome.
Bizi Hover'e götürmek bile istedi.
Alguien lo ha notado Tengo el mismo color de tabla y pantalones? - No.
Bende aynı renkte hover tahtası ve pantalonu olduğunu farkeden var mı?
Tengo el mismo color de tabla y pantalones?
Aynı renkte hover tahtası ve pantalonum olduğunu?
El sujeto en el hover dome.
Hover oyunundaki adam.
Ganar Yellow Line con un deslizador...
Hover bir motorla Sarı Hat'ın galibi oldun falan...
Ruede hacia posición, pista Delta.
Delta pistine hover taksi yapın. Kendinizi tanıtın.
Espera un momento, no es esa una hover-van?
Bir dakika, bu hover-van değil mi?
Parece una hover-van. - Bueno, lo es.
Hover-van gibi görünüyor.
- Es una hover-van. - Es una hover-van!
Bu bir Hover-van!
Vamos, hover-van, alcanza al May!
Haydi, hover-van, May'i yakala!
Y ahí va otra hover-van!
Ve bir tane daha hover-van!
En tráfico como este, el hover van era una amenaza.
Böyle bir trafikte hover-van büyük bir tehditti.
Vamos, hover van.
Haydi hover-van.
Mientras que en mi hover van sin aire acondicionado, me estaba dando calor, estaba molesto y atascado.
Ben ise klimasız hover-vanımda sıcaklamaya... sıkılmaya ve sıkışmaya başlamıştım.
En la hover van, estaba finalmente libre de los canales y de vuelta en el río sin tráfico.
Hover-van'da, sonunda kanallardan kurtulmuştum. ve trafiksiz nehre geri dönmüştüm.
- ¿ Qué es esto?
- Hover.
En la represa, nuestra fuente real de combustible es el agua del embalse del Lago Mead, detrás de la represa Hoover.
Hover barajında enerjinin kaynağımız aslında sudur.
La mayor parte de los grandes estudios han cerrado.
Who'll hover over you beneath the sun - Büyük stüdyoların çoğu.. .. iş yapamaz haldeydi,