Translate.vc / Espanhol → Turco / Icarus
Icarus tradutor Turco
217 parallel translation
Ya lo sé. Es nuestra gaviota, Ícaro.
- O bizim martımız icarus
RESTAURANTE ICARUS CENA BAJO LAS ESTRELLAS
ICARUS RESTORANI Yemeğinizi Yıldızların Altında Yiyin
Como Ícaro desafiado lo ¡ Cielo!
Gökyüzü Icarus meydanı gibi!
Justo después que cancele el viaje,... tomó ese trabajo de oficial científico en el Icarus.
Randevumuzu iptal ettikten sonra, Ikarus'ta bilim subayı olarak işe başladı.
Pero después de que hablamos el otro día... y culpándote por que Ana haya tomado ese trabajo en el Icarus creo que es algo que deberías ver.
Ama geçen günkü konuşmamızdan sonra sen Anna'nın Ikarus'taki işi kabul etmesinden dolayı kendini suçlayınca bunu görmen gerektiğini düşündüm.
Estoy muy emocionada de incorporarme al Icarus la próxima semana.
Gelecek hafta Ikarus'un ekibine katılacağım için çok heyecanlıyım.
- ¿ El proyecto Ícaro?
Icarus projesi mi?
¿ La Icarus?
Icarus mu?
Estaba en la Icarus cuando explotó. Lo mismo que Anna.
Icarus patladığında içindeydi.
Morden, la misma identidad que en la Icarus.
Icarus'taki kimliğini kullanıyor.
Y por qué está vivo cuando mi esposa y todos los demás... que estaban a bordo de la Icarus con él están muertos.
Karım ve Icarus'taki herkes öldüğü halde o nasıl ölmedi?
El último mensaje recibido de la Icarus no daba indicación del problema que llevó...
Icarus'tan alınan son sinyalde sorunun kaynağına ilişkin...
Sí, yo estaba a bordo de la Icarus, pero no recuerdo lo que pasó.
Evet Icarus'taydım. Ne oldu, hatırlamıyorum.
Debo de haber estado fuera trabajando cuando la Icarus explotó.
Herhalde o sırada dışarıda çalışıyordum.
Ciento treinta y nueve personas murieron a bordo de la Icarus, Sr. Morden.
Icarus'ta 139 kişi öldü, Morden.
- ¡ ¿ Qué la pasó a la Icarus?
- Icarus'a ne oldu?
Pues más vale que empiece a recordar, señor, porque por Dios, para cuando haya terminado con usted, deseará haber muerto en la Icarus.
Hatırlamaya başlasan iyi olur çünkü seninle işim bitince, keşke Icarus'ta ölseydim diyeceksin.
La Icarus, la nave de su esposa... enviada a investigar las ruinas de una antigua raza... de la que nadie antes había oído hablar.
Icarus, eşinizin gemisi, daha önce adı duyulmamış eski bir ırkın kalıntılarını araştırmaya gönderildi.
La Icarus, encontraron algo.
Icarus'takiler bir şey buldular.
Y entonces en el CIC, vi el Icarus.
Sonra da Komuta Merkezi'nde Ikarus'u gördüm.
El Icarus?
Ikarus'u mu?
Y como Ícaro, el cohete planeó demasiado alto y perdió el control de su mecanismo de freno lo que nos deja sólo seis horas de vida.
Ve Icarus gibi roket aptalca fazla yükseğe çıktı ve kendi kontrol mekanizmasını kaybederek bize yaşamak için yaklaşık altı saat bıraktı.
Ciento treinta y nueve personas murieron en el Icarus, Sr. Morden.
İkarus'ta 139 kişi öldü, Bay Morden.
Me mostraste imágenes de Z'ha'dum de Anna y el Icarus despertando a las Sombras.
Bana Z'ha'dum'da Anna ve İkarus mürettebatının Gölgeler'i uyandırdığına dair görüntüler gösterdiniz.
Lo nombré Icarus por usted, mi alumno renegado.
Seni tanıdıktan sonra ona lcarus adını koydum, Benim dininden dönmüş öğrencim.
Ícaro, el hombre "Herramienta", el símbolo fálico por excelencia.
Güzel mi? Icarus : İnsanın Aleti.
¿ Por qué es secreto el programa espacial Ícaro?
Icarus uzay programı hakkında söylentiler var. Sırrınız nedir?
El fin de semana haré una demostración científica en Islandia. ¿ Ícaro?
Haftasonu İzlanda'da bilimsel bir tatbikat yapacağım. Icarus?
¡ Les presento a Ícaro!
İşte size Icarus.
No saben hasta qué punto Ícaro cambiará su mundo.
Icarus'un dünyayı nasıl değiştireceğini tahmin bile edemezsiniz.
Ícaro buscará la estela de calor y concentrará la energía solar.
Icarus ısı izini takip edecek ve güneşin gücünü toplayacak.
- Ícaro.
Icarus.
Ícaro está despejando el campo minado y abriéndole camino a nuestra tropa.
Icarus mayın bölgesini temizleyerek, bölüklerimize yol açıyor.
Si los americanos no huyen, Ícaro los destruirá.
Amerikalılar kaçmazsa, Icarus onları mahvedecek.
- Ícaro las destruirá desde el cielo.
- Icarus onları gökyüzünden vuracak.
Pero les voy a decir una cosa : " "Icaro." " Entendieron?
Ama sadece "Icarus" diyeceğim, tamam mı?
Caso Icarus número 690.
Icarus dosya numarası 690.
Icarus comenzó como una forma de recolectar inteligencia militar.
Icarus, askeri istihbarat toplayarak başladı.
Icarus comenzó como una forma de recolectar inteligencia militar...
Icarus, askeri istihbarat toplayarak başladı.
Icarus caso número 754.
Icarus dosya numarası 754.
O'Ryan fue FBI, ¿ alguna vez escuchaste de un proyecto llamado Icarus?
O'Ryan FBI'dandı. Icarus adında bir proje duydun mu?
Habían cinco de nosotros, sabes. Los mas talentosos en visión remota en el Proyecto Icarus.
Icarus Projesinin en yetenekli Uzak Görüşçüleri.
¿ Minotauros, gorgonas, Ícaros que vuelan al sol?
Minatorlar, Gorgonlar, güneşe uçan Icarus?
Con su consentimiento me gustaría tomar el Ícaro y buscarlo.
Sizin de izninizle Icarus'u alıp, onu aramak istiyorum.
Ok, Vince, toma el Ícarus ve al sector Omicrón y encuentra el Almirante.
Tamam, Vince. Icarus'la, Omicron Sektörüne, Amiral'i bulmaya git.
Ícarus, comienza las preparaciones.
Icarus, uçuş öncesi hazırlıkları için hazır olun.
Ícarus, tiene permiso para despegar.
Icarus, kalkış izni verildi.
Ícaro es único.
Icarus eşsiz.
Ahora verán el poder de Ícaro.
Şimdi İcarus'un gerçek gücünü göreceksiniz.
Base Aérea Pyongang Corea del Norte Jefe, están atacando a Ícaro.
Patron, Icarus'a karşı harekete geçtiler.
ese es el encantador lcarus.
Çok hoş bir İcarus.