Translate.vc / Espanhol → Turco / Ihab
Ihab tradutor Turco
148 parallel translation
Tu hermano estaba con Nizar e Ihab y llegó un vecino judío a quejarse por las ovejas.
Kardeşin Nizar ve Ihab'la berabermiş. Ve yahudi komşu gelip kuzu hakkında şikayet etmiş.
El sobrino terrorista de Walid, Ihab, lleva causando problemas desde que volvió de Siria.
Walid'in terörist yeğeni Ihab Suriye'den geldiğinden beri sorun çıkarıyor.
A mi padre le preocupa lo que ha oído sobre tu sobrino terrorista, Ihab.
Terörist yeğenin Ihab'ın haberleri babamın canını sıktı.
La gente no hace más que extender rumores sobre Ihab.
Millet Ihab hakkında hep dedikodu çıkarıyor.
Bueno, mira, es verdad que Ihab no comparte mi - bendición por la boda de tu hijo... - Te pago para que lo controles.
Bak, Ihab'ın oğlunun düğünüyle ilgili benim gibi iyi niyetli olmadığı doğru.
A él y a su sobrino, Ihab.
Onu ve yeğeni Ihab'ı.
- Ihab.
- Ihab.
Una seguidora de Ihab Rashid.
- Ihab Rashid'in destekçilerinden biri.
Ya he detenido a docenas de los seguidores de Ihab.
Ihab'ın onlarca destekçisini şimdiden tutuklattım.
Encuentra a Ihab Rashid.
Ihab Rashid'i bul yeter.
Ihab.
- Ihab.
¿ Ihab?
- Ihab? - Bir dakika.
Terroristas de Ihab Rashid.
- Ihab Rashid'in teröristleri.
Bien... Así que ¿ cuánto tiempo te vas a quedar, Ihab?
Ne kadar süreyle kalacaksınız Ihab?
Tío. Eh, ¡ Ihab!
- Ihab!
¡ Ihab!
- Ihab!
Me duele oirte hacer esas acusaciones cuando mi única preocupación es tu seguridad, Ihab.
Böyle suçlamalar yaparak beni üzüyorsun ama. Hele ki benim tek düşüncem senin güvenliğinken Ihab.
Ihab. El hermano de Kamal, Fahmy, ha atacado un coche del gobierno.
Kamal'ın kardeşi Fahmy bir hükümet arabasını pusuya düşürmüş.
Porque si vive, pierdes tu excusa para aplastar a Ihab y a sus seguidores.
Çünkü o yaşarsa, Ihab ve destekçilerinin üzerine sert bir şekilde gitme bahaneni kaybedeceksin.
Este cerdo sin madre, Ihab Rashid... intentó matarme.
Bu piç domuz, Ihab Rashid... Beni öldürmeye çalıştı.
Hemos capturado a Ihab Rashid y a diez de sus seguidores.
Ihab Rashid'i ve on destekçisini ele geçirdik.
Pero ya verás, su tiempo llegará a su fin antes de lo que crees, y... así que Ihab Rashid está detrás de todo esto.
Ama göreceksiniz. Zamanları sandığınızdan daha yakın bir zamanda bitecek ve... Demek bunların arkasında Ihab Rashid var.
Ihab Rashid está intentando reclamar la autoridad moral uniéndote al crimen de tu padre, así que no se lo permitas.
Ihab Rashid seni babamızın suçuyla ilişkilendirerek ahlaki açıdan daha üstün durmaya çalışıyor. Buna izin verme.
Yo soy la auténtica voz de Abbbudin, no ese terrorista farsante de Ihab Rashid.
Abbudin'in gerçek sesi benim. Sahtekâr terörist Ihab Rashid değil.
Una vez te encarcelaron por tu asociación con Ihab Rashid.
Ihab Rashid ile olan münasebetinden dolayı daha şimdiden bir kez hapse girdin bile.
Sé que la manera de Ihab no es perfecta, pero dice que la hermandad cambiará una vez que lleguen al poder.
Ihab'ın mükemmel olmadığını biliyorum. Ama iktidarı ele geçirince Kardeşler'in değişeceğini söylüyor.
La razón por la que la gente sigue a Ihab Rashid es porque les ha dado voz.
İnsanlar Ihab Rashid'in peşinden gidiyor çünkü o insanlara bir ses veriyor.
Hagamos un aliado de Ihab Rahsid.
Ihab Rashid ile ortak olalım.
Tú no creaste a Ihab Rashid.
Ihab Rashid'i sen yaratmadın.
Ihab es tan despiadado como Tariq.
Ihab da Tariq kadar acımasız.
¿ Y ponerme de parte de Ihab?
Ihab'ı desteklememi mi?
Bassam, yo no me hago ilusiones con Ihab.
Bassam, Ihab ile ilgili sanrılarım yok.
Le pedí a Fauzi Nidal que concertara una reunión con Ihab Rashid.
Fauzi Nidal'dan Ihab Rashid ile bir buluşma ayarlamasını istedim.
Ihab está detrás de todo esto.
Tüm bunların arkasında Ihab Rashid var.
Le pedí a Fauzi Nidal que organizara un encuentro con Ihab Rashid.
Fauzi Nidal'dan Ihab Rashid ile bir buluşma ayarlamasını istedim.
Mira, apuesto a que Ihab le ha dicho a todos los que tiene cerca que un Al Fayeed le pidió reunirse con él.
Bak, Ihab'ın çevresindeki herkese bir Al Fayeed'in onunla konuşmak istediğini söylediğine eminim.
Por qué acordar una reunión con Ihab para luego dejarlos plantados.
Sırf onu ekmek için niye Ihab ile bir görüşme ayarladın? Ihab şu an zirvesinde.
Ihab está en su mejor momento. Jamás iba a negociar.
Zaten hiçbir zaman pazarlık etmeyecekti.
¿ Así que quieres usar al Jeque Rashid para evitar a Ihab?
Ihab'ın sonunu getirmek için Sheik Rashid'i kullanmak istiyorsun yani?
Quizás Ihab no sea el único loro en este país.
Belki de ülkedeki tek papağan Ihab değildir.
¡ Ihab, basta!
Ihab, yeter!
Tucker está contactando con el padre de Ihab, el Jeque, para intentar pactar un encuentro.
- Tucker, Ihab'ın babası Sheik'a ulaşacak. Bir buluşma ayarlamaya çalışacak.
Nuestras Fuerzas de Seguridad rastrean los movimientos de Ihab Rashid.
Güvenlik güçlerimiz, Ihab Rashid'in hareketlerini takip ediyor.
Se va a reunir con Ihab Rashid bajo mis órdenes.
Ihab Rashid ile benim emirlerim üzerine buluşacak.
Bassam no se ha acercado a Ihab en las últimas 24 horas.
Bassam son 24 saat içinde Ihab'ın etrafında görülmedi.
No ha tenido contacto con Ihab.
Ihab ile hiçbir iletişime girmedi.
Quiere su oportunidad... y eso no va a pasar. Ihab no quiere hablar.
Ihab konuşmak istemiyor.
Ihab.
Ihab.
¡ Ihab!
Ihab!
¿ Ihab Rashid?
Ihab Rashid?
Ihab es un niño.
Ihab daha çocuk.