Translate.vc / Espanhol → Turco / Illegal
Illegal tradutor Turco
501 parallel translation
¿ A qué organización ilegal pertenece su hija?
Kızınız hangi illegal örgüte bağlı? Hiç birine.
Dicen que tiene un número ilegal... con crueldad hacia los humanos y pollos vivos.
İnsanlara ve canlı tavuklara eziyet ederek illegal bir gösteri yapıyormuşsun.
Así que agarró el balón... y corrió entre los sorprendidos rivales en una jugada totalmente ilegal.
Bunun üzerine topu kaptı ve şaşkın durumdaki rakiplerine doğru illegal bir gol atmak için koştu.
Después de embarcarse como polizón, su hermano lo convenció para trabajar en una oficina de un taller de coches en el suburbio de Utsunomiya.
illegal yolculugundan sonra, abisi onu Utsunomiya banliyosinde bir oto tamircisinde calismaya ikna etti.
Por todas estas razones... la Corte lo encuentra responsable... de la muerte de su amigo, el profesor Kruger... a quien ha matado con la expresa intención... de robarle su fórmula... un importante descubrimiento.
Tüm bu gerekçelere dayanarak bu mahkeme seni kendi illegal çıkarın için önemli bir buluşunu çalmak amacıyla kasıtlı olarak öldürdüğün arkadaşın ve aynı zamanda meslektaşın Dr. Kruger'in ölümünden sorumlu buluyor.
Están locos si creen que... pueden borrarse 15 años de vida criminal con una ley.
15 yıllık illegal davranışların yasalarla yok edilebileceğini düşünecek kadar salaklar.
Es mejor cruzar la frontera legalmente como inmigrantes que de forma clandestina.
Sınırı göçmen şeklinde geçmek, illegal geçmekten daha iyi.
De acuerdo con esto... usted fue arrestado en 1925 por posesión ilegal de explosivos. Sí.
Burada yazana göre 1925 yılında tutuklanmışsınız illegal patlayıcı madde bulundurmaktan.
Es dueño de un casino flotante de alto nivel, ilegal.
Yüksek puanlı, illegal bir kumarhanenin sahibi.
y en mi opinión, ilegal.
Bana göre ise illegal.
Algunos de ellos tenían esos alambiques ilegales.
- Sessizlik. Bazıları illegal işlerle uğraşırlardı.
El Bistró Ilegal, ¿ recuerdas?
Bistro Illegal, hatırladın mı?
- ¡ Estás irrumpiendo aquí, ilegalmente!
- Buraya illegal olarak giriyorsunuz!
El caso uno nunca se hubiera logrado sin una escucha ilegal.
Bir davayı asla illegal kayıtlara dayandıramazsınız.
Adquirí esta información ilegalmente. Podría meterte en problemas.
Bunu illegal olarak açığa çıkardım Başına bela getirebilir bu
¡ Espectadores! ¡ El ejército intenta ilegalmente hacernos aterrizar!
Özür dilerim sayın seyirciler, şu anda ordu bize inişe geçmemiz için illegal bir şekilde emrediyor.
Buena técnica, Es ilegal y le has sacado mucha información,
Güzel teknik. Çok illegal ayrıca onu dışarıya attın.
Se servía ilegalmente de los secretos sexuales de los poderosos, recogidos por sus agentes, para manipularles y encarrilarles hacia la forma de vida americana
Güçlü insanları manipüle etmek için illegal toplanan seks sırlarını kullanırdı.
Después los comunistas salieron a protestar, gritando que era ilegal.
Sonra kızıllar, bir gösteri düzenleyip, bunun illegal olduğunu söylediler.
Además, tus colegas, si venían aqui, era solo... a sellar casas. Claro, construcciones ilegales.
Bunun yanı sıra meslektaşların, illegal inşaatlar yüzünden iş sahasını kapatmak için gelmeyi sürdürüyorlar.
Estaba ilegalmente en el país.
Ülkede illegal yollarla kalıyormuş.
¿ Revender no es ilegal?
- Tamam. - Karaborsa illegal değil mi?
Cuando el inmigrante ilegal intente entrar en el país...
O illegal göçmen bir daha gelmeye çalıştığında...
Primer Ministro Tojo, Senador Edwards... mis compatriotas americanos y nuestros millones de extranjeros ilegales.
Başbakan Soto, Senator Edwards Amerikan dostlarım ve milyonlarca illegal yabancımız.
Si hubiese querido, podría haber reunido dinero ilegalmente.
İsteseydim, parayı illegal olarak kaçırabilirdim.
Así que Jack hizo algo ilegal.
- Jacques illegal bir şey yapmış demek ki.
Había una vez un chico, y ese chico soñaba con manejar una de las más sofisticadas redes de juego ilegal que haya visto el ejército de los EE UU.
Bir zamanlar küçük bir çocuk varmış ve bu küçük çocuk en seçkin ( Amerikan ordusunun bir daha göremeyeceği ) illegal oyunları planlayacağını, yöneteceğini hayal etti.
Durante 5 años, participé involuntariamente de planes ilegales que manifiestan su ansia de poder.
Evet, bu doğru. Son beş yıldır, bilmeden Jason Wynn'in A-6 ile ilgili illegal aktivitelerine ortak oldum. A-6'yı kullanarak dünyayı ele geçirmeyi hedefliyordu.
Miembros de bandas, ilegales... prestamistas.
Çete üyeleri, illegal işler yapanlar boğulanlar.
Siempre es ilegal, Joe.
Her zaman illegal, Joe.
En Nevada, eso es illegal.
Nevada'da bu, yasadışıdır.
No hay registro de ninguna transmisión ilegal en Izu.
Izu'nun hiç bir yerinde illegal televizyon yayını yapıldığına dair herhangi bir kayıt yok.
Es una sensación ilegal y no me interesa.
- Bu illegal deneyimle hiç ama hiç ilgilenmiyorum, tamam mı?
Esa ha sido una infracción impresionante.
Bu çok etkileyici bir illegal dönüş işte...
No hay mucho que sea ilegal.
Buralarda pek illegal bulunmaz.
Así que cuando le preguntas a la gente de cosas ilegales, suena... -... afectado.
Biri illegal mevzulara giriyorsa, bunun apayrı bir çekim gücü vardır.
No será la 1ª vez que haga algo ilegal.
Bunun illegal olması için zaman...
No tan ilegal.
O kadar illegal değil.
No! ... Creo que está viendo un canal prohibido.
- Hayır, sanırım illegal bir kanal seyrediyorsun.
El único lugar para esconder a un alien ilegal es en un ático.
Bir tavanarasında yaşayan, illegal bir yabancının yanında saklanabiliriz sadece.
Tanto que debería ser ilegal, como infringir la propiedad intelectual.
O kadar eğlenceli ki, illegal olmalı. Telif hakkı ihlali gibi...
Han ilegalizado tres movimientos políticos, han obligado a cerrar a nueve periódicos, han arrestado a miles de personas por hacer huelga, han militarizado a empleados y obreros para obligarles a volver al trabajo...
İllegal üç politik hareket vardır. Ama dokuz gazeteyi kapanmaya zorladılar. Binlerce insanı tutukladılar.
¿ inmigrantes ilegales?
İllegal göçmenler mi?
Ilegal.
İllegal...
Almacenan material ilegal.
İllegal malzemeleri stokluyorlar.
Estuviste involucrado con literatura ilegal.
İllegal bir yayınla yakalandınız. Tutuklanmıştınız.
llegal.
İllegal.
¡ Golpe ilegal!
İllegal vuruş!
¿ Es legal el hambre entonces?
O zaman açlık da mı illegal?
Ilegal, sin drogas.
İllegal yollarla. İlaç kullanmadan.
Han atrapado ilegalmente uno de nuestros transbordadores.
İllegal olarak bir mekiğimizi gasp ettiniz.