Translate.vc / Espanhol → Turco / Imogene
Imogene tradutor Turco
115 parallel translation
Que no se te caiga nada, Imogene.
Bir şeyi düşürme Imogene.
Vamos, Imogene, no debemos hacer esperar a esta gente tan amable.
Hadi Imogene, bu iyi insanları bekletmek istemezsin.
No seas tonta, Imogene.
Imogene, aptal şey.
Imogene, trae todo aquí. ¡ Hay más sitio que en todo el estado de Kansas!
Imogene eşyaları getir. Yerimiz Kansas'tan bile daha geniş!
Imogene, ayúdale al botones a subir las cosas.
Imogene eşyaların taşınmasına yardım et.
- Están llamando, Imogene.
- Kapıda biri var, Imogene.
Imogene, déjalo todo como está.
Imogene bırak. Git hadi.
- Soy Imogene Crocker y me mantengo fresca desde 1966
Ammagine Cracker ve ben 1966 yılından bu yana'taze'vardır.
¡ Imogene Louise Threadgoode!
Imogene Louise Threadgoode!
La razón por la que quisimos que vinieses - allá va - es porque te queríamos pedir si querías ser el padrino de Imogeon.
Bugün seni bir şey sormak için buraya çağırmıştık. Imogene'in vaftiz babası olmaya ne dersin?
Ni yo mismo podría pensar en un peor padrino para Imogeon. Ya sabéis como soy.
Imogene için daha kötü bir vaftiz babası düşünemiyorum.
Estoy aquí con gðom Sandstrom.
Bugün Imogene Sandstrom'la birlikteyim.
una habitual Imogene Coca.
Bağımlı olduğunuz uyuşturucu gibi.
No te conviene acabar como la tía Imogene.
Sonunun, Imogene Teyze gibi olmasını istemezsin.
No hay ningún príncipe, tía Imogene.
Prens falan yok Imogene Teyze.
¿ Imogene?
Imogene?
Imogene...
Imogene...
Imogene.
Imogene.
Escucha, es mi hija, Imogene.
Dinleyin, sorun kızım, Imogene.
En el pasado que recuerdo, Adam vino a nosotros buscando ayuda en busca de una cura para Imogene haría dos meses desde ahora.
Geçmişten hatırladığım kadarıyla Adam bize Imogene'e bir tedavi bulmamız için gelmişti, iki ay sonra.
Sabes que lo que encuentro interesante es que estés sentado aquí, bebiendo Brandy con estos fiambres en lugar de zambullirte en la puesta de sol con Imogene.
Biliyorsun, asıl benim ilginç bulduğum şey burada oturmuş Imogene ile gün batımına doğru koşmak yerine bu kodamanlarla oturup konyak içmen.
Para mimetizar la afección sanguínea que está matando a Imogene.
Imogene'i öldüren kan hastalığını taklit etmek için.
Dra. Helen Magnus, esta es mi hija, Imogene.
Dr. Helen Magnus, bu kızım, Imogene.
¿ Cómo te encuentras, Imogene?
Nasıl hissediyorsun Imogene?
Lo siento, Imogene, pero este hombre no es tu padre.
Üzgünüm Imogene, ama bu adam senin baban değil.
¡ Imogene!
Imogene!
¡ Imogene!
Imogene! Imogene!
Lo siento.
- Imogene? Imogene?
¿ Imogene?
Imogene...
¿ Qué ocurre ahora, Imogene? De acuerdo.
- Yine ne oldu, Imogene?
Imogene Duncan.
Imogene Duncan.
¿ No estudiaste allá, Imogene?
Imogene orası senin okula gittiğin yer, değil mi?
- Imogene voy a cambiarme de casa.
- Imogene. - Benim evden taşınmam lazım.
Imogene.
Imogene?
Imogene...
- Imogene, ben... Çalışıyorum.
Imogene, dejaste la puerta abierta.
Imogene, kapını açık bırakmışsın.
Imogene, solo vine a recoger los aretes Cartier que te presté.
Imogene, sana ödünç verdiğim o Cartier küpeleri almak için uğramıştım.
Imogene, ¿ puedes oírme?
Imogene, beni duyabiliyor musun?
Dios mío, Imogene.
Aman Tanrım, Imogene.
¡ Imogene está muerta!
Imogene ölmüş!
¡ Imogene Duncan.!
Imogene Duncan!
Imogene, sé que esperas a tu novio hemos intentado varias veces, y Peter vendrá por mí. ¿ De acuerdo?
Imogene, dinle, erkek arkadaşını beklediğini biliyorum, ve ona ulaşmayı birkaç kez denedik ve... Peter benim için geliyor, tamam mı?
Imogene, esto hará tu trayecto a casa un poco más relajado.
- Imogene, bu senin eve gidiş yolculuğunu biraz daha kolaylaştıracak.
Imogene, me llamaron del hospital.
Imogene, beni hastaneye çağırdılar.
- ¿ Imogene?
- Imogene?
- Imogene, ¡ regresaste!
- Imogene, geri döndün!
Imogene, este es mi novio.
Imogene, bu benim erkek arkadaşım.
Tía Imogene.
Imogene Teyze.
Es mi hija, Imogene.
Sorun kızım, Imogene.
Estoy tan cerca ahora, Imogene.
Çok yaklaştım Imogene.
Imogene.
- Imogene.