Translate.vc / Espanhol → Turco / Jockeys
Jockeys tradutor Turco
72 parallel translation
No me gustan los jockeys muertos.
Ölü jokeylerden hoşlanmam Link.
Y representando a Stephens, sobornaba jockeys, ¿ no es así?
Ve Stephens adına bazı jokeylere rüşvet vermişti, değil mi?
Entonces se aprovechó del pobre Rainbow Benny porque había estado metido con jockeys y carreras arregladas y a la policía le parecería un doble asesino.
Zavallı Rainbow Benny'yi seçtin çünkü jokeylere ve hileli yarışlara karışmıştı ve polis onu çifte cinayetten suçlayabilirdi.
¿ Tenéis jockeys en Estados Unidos?
Amerika'da yok mu? Jokeylerden?
Es una comedia sobre jockeys.
Tam size göre. Jokeylerle dalga geçiyor.
- Sí, jockeys pequeños.
- Evet, küçük jokeyler.
- ¿ Jockeys pequeñitos? Suena bien. - Sí.
- Minnacık jokeyler mi?
A veces hay jockeys corruptos, es verdad.
Bazen böyle zavallı jokeyler olabiliyor diyebiliriz.
esa no es la verdadera razon por la que la gente real va ahi. la gente va... por los hermosos caballos... y coloridos jockeys, y- -
İnsanların oraya gitmesinin esas nedeni bu değildir. İnsanlar... güzel atları... rengarenk giysili jokeyleri, ve- -
Tengo todos los jockeys que necesito.
İhtiyacım olduğu kadar jokeyim var.
Lleva "jockeys", pero duerme con "boxers".
Aslında slip giyer, ama uyurken bokser kullanır.
Jockeys para ella?
Onu elde edebilmen mi?
Jockeys.
Jockeys.
Howard... los disc jockeys son como perros.
Sen kov. Howard. Disk jokeyler köpek gibidir.
Es que no quiero ser uno de esos disc-jockeys que van por todo el país, ya sabes, siempre buscando trabajo.
Yani asla şehir şehir dolaşıp iş arayan o disk jokeylerden olmak istemiyordum. Ama sonunda öyle oldum.
Le gustan los jockeys?
Sizi arayacağım. Şapkaları severmisin?
¡ Disc-jockeys reales!
Kraliyet D.J'yi.
- Hacen jockeys de este tamaño, pero no sabrías nada de eso tampoco
Jokeyleri de bu büyüklükte yapıyorlar. Ama sen bunu da bilmiyorsundur.
¿ En los EE UU no hay? Jockeys quiero decir.
Birleşik Devletler'de jokey yok mu?
En el alboroto que siguió al trágico final de la "Jock-Off 2000", los cuatro jockeys supervivientes, Pinky, Lucas, Gordon y Olive, se reunieron en secreto.
Yaşanan faciayla lekelenmiş Jock-Off 2000 sonrasındaki curcunada,... hayatta kalan dört jokey, Serçe, Lucas, Gordon ve Olive gizlice toplanmıştı.
Volvía locos a los Jockeys.
Jokeyleri çıldırtmış.
Sabes, creo que la razón por la que nunca viniste es porque para ser un buen apostador debes dedicarle tiempo, investigar estudiar a los caballos, estudiar a los jockeys.
Bence buraya atlara iyi puan verebileceğinden gelmedin. Zamanı hesaplardın, araştırırdın. Atları ve jokeyleri öğrenirdin.
O'Hara, yo necesito que entrevistes al resto de los jockeys.
O'hara, ben- - Kalan jokeylerle görüşmeni istiyorum.
Nunca antes estuve en el club de jockeys, Shawn.
Daha önce jokey kulübünde olmamıştım, Shawn.
Esos jockeys están locos, ¿ lo sabías?
Jokeyler çok çıIgın insanlar dostum. Bunu biliyor muydun?
¿ Recuerdas el club campestre, con los jockeys?
Jokeylerin olduğu kulübü hatırladın mı?
Maldita sea. Esos jockeys lo deben estar violando.
- O jokeylerin atlara tecavüz ettiğine eminim.
Ahora saquense sus jockeys, sus chalecos, sus chaquetas
Artık şapkalarınızı çıkarın. Montlarınızı ve ceketlerinizi de!
Sí, ¿ como cuando el novato te dio una paliza, y Sonny te trató mal delante de los otros jockeys?
Sonny, senin gibi bir çaylağı, diğer jokeylerin önünde itip kaktığı için mi?
Si, teniamos caballos... con adiestradores y jockeys.
Evet, atlarımız vardı. Eğiticileri ve binicileri de vardı tabii.
Tres jockeys resultaron heridos.
Birinin durumu oldukça kötü.
Es por eso que le pagó a Ellis Barnes para que haga que los jockeys dejen de cabalgar para él.
Bu yüzden Ellis Barnes'ı kiraladın ve jokeyleri onun için yarışmaması için kışkırttın.
Digamos que Barnes le dijo a los jockeys que si montaban para Holwell significaba que no iban a montar para mí.
Diyelim ki Barnes jokeylere Holwell için yarışmaları hâlinde benim yarışlarımda yarışamayacaklarını söyledi.
Eso es todo esta noche en Joy Stick Jockeys.
Bu akşamlık Joy Stick Jockeys'den bu kadar.
También lo es darte información confidencial de lo que pasa dentro de la pista en la que uno de mis jockeys va a dejarse ganar en una de las próximas carreras.
Bu da gelecek yarışta jokeylerimden birinin dizginleri senin için tutması demektir.
Es donde terminan todos los antiguos jockeys.
Tüm eski jokeylerin yolu oraya düşer.
¿ Mis jockeys de malla transpirable?
Benim havalandıran gözenekli iç çamaşırım mı?
Es un pequeño juego que yo y otros jockeys jugamos.
Diğer jokeylerle oynadığımız bir oyun bu.
Acabo de descubrir que nuestro jockey tiene algo como un pequeño concurso acerca de quien se acuesta con la mujer mas alta entre los jockeys.
Bizim jokeyin diğer jokeylerle oynadığı bir oyun varmış. Kim en uzun boylu hatunla birlikte olacak diye.
Bien, este es el trato. Acerca de ese juego que tu y tus compañeros jockeys estan jugando ¿ acerca de quien se acuesta con la mujer mas alta?
Mesele jokey arkadaşlarınla oynadığın uzun kadınlarla birlikte olma oyunu.
¿ No conocerás a ningún agente de jockeys en Portland Meadows, verdad?
Portland Meadows'ta irtibatta olduğun jokey temsilcileri var mı?
Estos son los mejores cinco jockeys.
İşte en iyi jokey.
Y aquí están los mejores cinco jockeys blancos.
Bu da en iyi beş beyaz jokey.
- ¿ Te refieres a los jockeys? - Oye.
Jokeyleri mi diyorsun?
Podría tomar las variables de cada caballo en cada carrera programar el desempeño, tomar distintos jockeys diferentes distancias... ¡ Claro!
Tabii!
- ¿ Sobre jockeys?
- Jokeyler mi?
Papá, ¿ dónde están los jockeys?
Baba, bunlar atlet sayılır mı?
Apuesto a los jockeys.
Jokeyler üzerine bahse girerim.
Sirvientas y estatuas de jockeys.
# En güzel saçlar onda #
Bueno, eso es sólo para los dueños y los jockeys.
Bunlar sadece jokeyler için.
Es una cosa de jockeys.
Bu bir jokey şey.