Translate.vc / Espanhol → Turco / Kat
Kat tradutor Turco
91,498 parallel translation
Ganar dinero, poniéndolos en lo que quieran.
Para kazanıyorlar, istedikleri her şeyin içine katıyorlar.
No estoy en desacuerdi, pero tecnicamente, nunca la ejercio en primer lugar
Katılıyorum, ama teknik olarak ilk başta hukukçu değildi.
Lo hablamos y estoy de acuerdo con él.
Onunla konuştuk, ona katılıyorum.
Pero me dijiste que no podía hacerlo y se va a quedar grabado en mi mente, haciéndolo todo mil veces más difícil.
Bana başaramayacağımı söylemiştin bu da beynimi kemirip duracak işleri bin kat daha zor hale getirecek.
Hay muchas más cosas que odio de Chidi, de las que me gustan de él.
Chidi'nin nefret ettiğim yanları sevdiğim yanlarından kat kat daha fazla.
Me siento como que su confesión de amor fue mucho mejor que la mía.
Onun aşk itirafı benimkinden kat kat iyi oldu gibi.
Son mucho más inteligentes que yo.
Benden kat kat daha zeki her biri.
Gracias a todos por participar en nuestro grupo de enfoque para la falsa Eleanor.
Sahte Eleanor odak grubumuza katılımınız için hepinize teşekkürler.
Creí que tenía todo bajo control cuando encontré a Eleanor, pero de alguna manera eres... Eres mucho peor.
Eleanor'u öğrendikten sonra her şey kontrolüm altında sanmıştım ama sen kat kat daha kötüleştirdin durumu.
- De acuerdo.
- Katılıyorum. - Evet.
Estoy rodeada de gente que literalmente es mejor que yo.
Gerçek anlamda benden kat kat iyi insanlarla çevrili durumdayım.
Nos dirigimos al sótano, tratando de perder la señal celular de la bomba.
Bodrum katına iniyoruz. Bombanın üzerindeki telefon sinyalini kaybetmeye çalışıyoruz.
Oficina de correos en el Noreste de Cromwell, Segundo Piso...
Postane Kuzeydoğu Cromwell'de 2. kat.
Agrega un poco de Miami Sound Machine.
Araya biraz Miami Sound Machine kat.
Sophia, aquí presente, quiere saber si debería unirse a la Marina.
Sophia, Donanma'ya katılıp katılmaması gerektiğini öğrenmek istiyor.
Voy a conocerlos y voy a irme con ellos de gira.
Onlarla tanışacağım ve turlarına katılacağım.
Recuérdame que llame a Shane y que le diga que sigo viva y que no voy a poder reunirme con ellos en la gira,
Bana Shane'i arayıp hâlâ hayatta olduğumu, ama onlarla turneye katılamayacağımı söylememi hatırlat,
¿ No es posible que solo estés cabreada porque yo haya vendido el pantalón por el triple de su precio?
Acaba bu şortu, senin sattığının üç katına sattığım için bana kızmış olabilir misin?
La planta de arriba.
En üst kat.
El doble que esto.
Burasının iki katı.
Puedo unirme a la Guardia Costera.
Sahil Güvenlik'e katılabilirim.
Tienes que trabajar el doble.
İki kat fazla çalışmak zorundasın.
¿ Te han llamado de El gran reto?
Amazing Race'e mi katılacaksın?
Una vez fui la única que pujó por una camiseta de Nasty Gal y la conseguí a un precio muy bajo, 69 dólares.
Bir seferinde, bir bluz için tek katılımcı bendim ve onu gayet ucuz bir fiyata, 69 dolara aldım.
Con el debido respeto, esta es tu primera vez en el foro y estás defendiendo al enemigo de inmediato.
Saygımız sonsuz ama bu foruma ilk kez katılıyorsun ve gelir gelmez düşmanı korumaya giriştin.
Estoy con Gail en eso.
Bu konuda Gail'a katılıyorum.
Estoy muy de acuerdo.
Katılıyorum.
Ni aunque Cristo me llevara a caballito.
İsa bizzat gelip katır sırtında götürse bile olmaz.
Es nueva en la compañía.
Aramıza yeni katıldı.
Las primas de su seguro se han duplicado por tu culpa.
Yangın sigorta primi senin yüzünden iki katına çıktı.
¿ Te acuerdas de esos dos panteras negras que levantaron el puño en señal de protesta en las Olimpiadas del 68?
1968 Olimpiyatları'nda protestolara katılan iki Kara Panter'i hatırlıyor musun?
- Acompáñanos en...
- Bize katılın...
- Louis, lo siento, pero no podré asistir.
Louis üzgünüm ama görüşmeye katılamayacağım. - Ne?
Benjamin, no te estoy pidiendo eso. Solo te pido que le des un poco de compasión.
Benjamin onu insan yap demiyorum sadece ona biraz anlayış kat.
Además, no le digas a Rachel, pero me gusta el peligro.
Ayrıca Rachel'a söyleme ama risk işe heyecan katıyor.
¿ No estás de acuerdo?
Bana katılmıyor musun?
Ahora que se ha reparado el ascensor, he doblado la guardia a las puertas de cada piso.
Asansör de tamir edildiğinden her kattaki güvenliği iki katına çıkardım.
Estoy con Bryan.
Ben Bryan'a katılıyorum.
A Ed Chen le gustó tanto que triplicó la oferta de Bream-Hall.
Ed Chen o kadar beğendi ki, Bream-Hall'un bana verdiğinin 3 katını teklif etti.
Acompáñennos en una reunión épica, donde nos uniremos como un solo pueblo, como visionarios.
Vizyonerler olarak bir araya geleceğimiz bu epik buluşmada gelin bize katılın!
Jared, ¿ cuánta gente va a la Hooli-Con?
Jared, Hoolicon'a kaç kişi katılıyor?
Me alegra que estés de acuerdo, porque también es una orden.
Katılmanıza sevindim ; çünkü aynı zamanda bu bir emirdir.
Caballeros, el agente MacKenzie ha pedido irse por un asunto personal, así que no estará con nosotros.
Beyler, Ajan Mackenzie izin istedi, yani bu görevde bize katılamayacak.
Siempre vienen bien un par de ojos más si te quieres venir.
Eğer katılmak istersen, başka bir gözlemci her zaman işimize yarar.
Estoy de acuerdo.
Katılıyorum.
Tus hermanos se hicieron más duros, se unieron a la causa...
Ağabeylerin sert adamlar olup, davamıza katıldılar.
La subida de su energía cinética a nivel atómico... y cuando llega a un umbral crítico... esa energía masiva transforma su cuerpo... de sólido a un estado de gas inflamable y entonces... - Boom.
Kinetik enerjisinin atom seviyesinde yükselmesi ve kritik bir eşiğe ulaşmasıyla ortaya çıkan masif enerji bedenini katı hâlden, yanıcı bir gaz hâline getiriyor ve sonra...
Tal vez podríamos preguntarle a alguien que no estuvo en la operación...
- Belki operasyona katılmayan birine -
Es tiempo de que entres a la lucha.
Dövüşe katılmanın zamanı geldi.
Ve a la reunión.
- Toplantıya katıl.
¿ Por qué construyó Radcliffe este lugar?
Hiçbir zaman Hydra'ya katılmadı.