English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Km

Km tradutor Turco

43,786 parallel translation
Uno tiene un recorrido de 30 minutos. El otro hace un recorrido completo de una hora.
Biri 30 diğeri de 60 dk'lık tura çıkmış vaziyette.
¡ Envenenó a mi inocente hijo nonato y lo convirtió en algo que la gente considera un monstruo cuando lo mira!
Daha doğmamış oğlumu zehirleyip insanların ona adeta bir yaratıkmış gözüyle bakmasına sebep oldu!
Es cierto, aunque puede haber problemas con el paisajismo.
Doğru, tabi biraz peyzaj.. sorunları çıkmış olabilir.
La... una pareja llegó con un auto lindo.
Bir çift gezintiye çıkmışlar.
Estrelló un auto a 290 kilómetros por hora contra una pared.
280 km hızla istinat duvarına sürmüş.
En algún punto en este radio de 80 km.
Bu 80 kilometre içinde bir yerdeler.
¿ No podemos conseguir nada mejor que 80 km?
80 kilometreden daha iyisini yapabilir miyiz?
Hay un emplazamiento para pruebas nucleares a unos 100 km al otro lado de la ciudad.
Şehrin 90 kilometre ötesinde bir nükleer test alanı var.
La tengo en un radio de 80 km.
Bu seksen kilometre çapında bir yerlerde.
Salió hace cuatro meses.
Dört ay önce çıkmış.
Y metido una... prenda en la boca.
Ağzıma kumaş tıkmıştı.
No salgo sola.
Tek çıkmıyorum.
Papá, eso está como a 4000 km.
Neredeyse 4000 kilometre.
Sin dirección, sin redes sociales, sin Google, sin trabajo, sin casa, nada.
Adresi belli değil. Sosyal medyada yok. Google'da çıkmıyor, evi ve işi belli değil.
Me senté sobre ti.
Üzerine çıkmıştım.
¿ Chef?
Aşçılıkmış?
De espaldas a las cámaras que rápidamente se pulverizaron algunos astringente en el pilar durante un transcurso de semanas...
Haftalar boyu arkaları kameralara dönük bir halede sütunların üstüne bir çeşit büzücüyü hızla sıkmışlar...
Que están delante de, como, 43 millas de distancia.
O tezgâh 70 km falan uzakta.
Bien, entonces actúa irritado, como si estuvieras harto de tomar órdenes del hombre blanco.
Tamam, öfkeli dur hadi. Beyaz adamlardan emir almaktan bıkmışsın gibi.
Inteligencia sigue situándole en Argelia, a unos 24 kilómetros del complejo.
İstihbarat hâlâ Cezayir'deki bölgeden 25 km uzaklıkta olduğunu düşünüyor.
El portaaviones Lexington ha salido del puerto en dirección al Mediterráneo.
Lexington Gemisi, Akdeniz'e doğru yola çıkmış.
Tendremos unos dos segundos para hacerlo antes de echarnos a las vías a 161 kilómetros por hora.
100 km hızla çarpmadan önce atlamak için iki saniyemiz olacak.
Pero, traiciones como estas son tan comunes ahora, que ni siquiera aparecen en las noticias.
Ama artık bu tarz ihanetler çok yaygın, haberlere bile çıkmıyor.
Ellos hicieron un control de seguridad, y no hubo resultados.
güvenlik kontrolü yapmışlar ve boş çıkmış.
Vaya, sus servidores tienen fiebre.
Sunucularınızın ateşi çıkmış.
Este país está jodido.
- Memleketin çivisi çıkmış.
Mi examen de sangre dio un falso positivo causado por envenenamiento con cadmio.
Kadmiyum zehirlenmesinden dolayı kan testlerim yalancı pozitif çıkmış.
En los últimos 30 años, las medidas de las cinturas humanas han crecido fuera de proporción.
Son 30 yılda insanların bel ölçüleri adeta kontrolden çıkmış durumda.
- Soy un atleta UltraMan, muchos no saben que es un Ironman, el IronMan es un triatlón muy largo, que durante un día, nadas 4 km., andas en bicicleta 180 km., y luego corres un maratón.
Ben ultra dayanıklılık sporcusuyum. Iron Man'in ne olduğunu çoğu kişi duymuştur. Duymayanlar için, Iron Man çok uzun bir triatlondur, bir günlük bir süre içerisinde
Mike ha salido de la operación.
- Mike ameliyattan çıkmış.
Vale, cuando la Primaria volvió al presente, la ubicamos en esta área de 80 km en Oakland, ¿ no?
Tamam, ana gemi günümüze geldiğinde izini sürüp Oakland'daki 80 kilometrelik bu alanı belirledik.
Flynn está en algún lugar de esta área de 80 km cuadrados en el noroeste alemán, en 1944.
Flynn 1944'te kuzey batı Almanya'da 80 kilometrelik bu alan içinde bir yerde.
Arrasará completamente todo en un radio de 5 km.
Beş kilometrelik alandaki her şeyi yok edecek kadar güçlü.
Puede desplazarse 300 km.
300 kilometre yol kat edebiliyor.
De hecho, debe estar a menos de 350 km de aquí ahora mismo.
İşin aslı o, şimdi buradan 320 kilometre uzakta.
El tren iba al menos a 64 kilómetros.
Tren en az 65 km hız ile gidiyordu.
La parálisis era un efecto secundario indeseado.
Paralizi, istenmeyen bir yan etki olarak ortaya çıkmış.
Si él se va y me voy con él, entonces estará... fuera de la vida de ella.
Onunla birlikte gidersem hem onun hayatından hem senin hayatından çıkmış olur.
¿ Así que por qué... por qué no sales del auto?
Yani neden... sen arabadan çıkmıyorsun?
Lo tendremos en un temporizador, Y ya habremos salido Cuando se apaga
Bir zamanlayıcıya bağlayacağız... ve çalışmaya başladığında biz çoktan çıkmış olacağız.
Un par que no estén ni saliendo ni conviviendo.
Ne çıkmış ne birlikte yaşamış bir çift.
Un par que está saliendo pero no conviviendo.
Çıkmış ama beraber yaşamamış bir çift.
Y luego, por supuesto, un par que este conviviendo y saliendo.
Ve tabii birlikte yaşamış ve çıkmış bir çift.
Bueno, no me estoy negando.
Karşı çıkmıyorum.
Lo usé para el Día de Pantano de Gracias...
- Geçen Bataklık Günü'nde bunu sıkmıştım.
Los número dices que pasa de cero a cien en 2,9 segundos. Y alcanza una máxima de 335 km / h con viento de cola.
Rakamlar 0-100'ün 2.9 saniye olduğunu ve arkadaki kanatla maksimum hızın 335 km / s olduğunu söylüyor.
Porque te dicen que puedes tomar una curva de 90 grados a 160 Km / h por el peso del aire empujando la carrocería hacia abajo.
Arabayı yere basan havanın ağırlığı sayesinde... 90 derecelik bir viraja 160'la girebileceğini söylerler.
Podrías conducir ese coche a 160 Km / h en Holanda, al nivel del mar, pero, ¿ a cuánto estamos aquí, a 1800 metros de altitud?
Hollanda'da, deniz seviyesinde bu arabayla... virajı 160'la dönebilirsiniz ama... burda rakım kaç, 1800 metre mi?
Apenas podrías tomarla a 5 Km / h.
5 km'yle zar zor dönebilirsin.
Es...
Karanlıkmış.
Yo estoy sentenciada a muerte.
Ölüm kararı çıkmış olan benim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]